Otel traducir portugués
6,420 traducción paralela
- Biz fatura vermeyen bir otel miyiz?
Pensarão todos que somos um hotel que não apresenta a conta?
- Otel malına zarar verdiniz.
Destruiu propriedade do hotel.
Geçen bahar Orlando'da otel odasında bıraktın.
Tu deixaste-o num quarto de hotel em Orlando na última Primavera.
İnan bana burası otel odası fiyatlarını düşüren sıradan bir yer değil.
Acredita, não basta competirmos com os preços base dos hotéis.
- 19 : 30'da The Algonquin Otel'de.
Às 19h30. No Algonquin.
Bir sonraki sunumunu yapmak için otel koridorunda yürürken Don'un kucağında Mary Wells'i mi görmek istiyorsun?
Queres entrar num hotel e ver a Mary Wells ao colo do Don numa campanha?
Bana doğum günü hediyesi alsın diye sekreterini bir otel odasından arıyordun öyle değil mi?
Ligavas à tua secretária para ela escolher um presente para mim.
Kayıt Otel. Kilo 11. Romeo Kasım X-ray.
Registo Hotel Kilo 11 Romeu novembro raio-X
Kaldığın otel gibi olmasın.
Não aquele motel onde estás a ficar, apenas...
Ölmeden iki gün önce otel lobisinde Kate Larsson ile buluşmasının resmi.
Ei-lo a encontrar-se com Kate Larsson na entrada do hotel dois dias antes de morrer.
Hangi otel?
Que hotel?
- Otel bakımı.
Manutenção do hotel.
Bir otel barında tanıştık biraz içtik ve birbirimizden hoşlandık.
Conheci-a no bar do hotel onde estava hospedada. Tomámos umas bebidas, tivemos um encontro.
O geceki otel güvenlik kayıtlarını alabilmek için birilerini bulacağım.
Vou mandar alguém buscar as filmagens de videovigilância do hotel daquela noite.
Bu Elena. Jake'nin otel odasından hafif sarhoş olarak ayrılıyor.
Esta é a Elena a deixar o quarto do Jake, claramente, algo bêbada.
İstanbul'da otel bombalamaya ek olarak Tahran, Doha ve Beyrut'daki intihar saldırılarının da sorumlusu o.
Além do atentado ao hotel em Istambul, ele é responsável por ataques suicidas em Teerão, Doha e Beirute.
- Corner Otel'i işletiyormuşsun.
Disseram que és gerente do Hotel Corner.
- Sadece bir kere onun otel odasında.
Foi só uma vez no quarto de hotel dela.
Otel kaydı sağ olsun.
os registos do hotel.
Bir yaka kartı, 16 kredi kartı, çeşitli isimler, 12 otel anahtar kartı, çeşitli oteller, kanıt için 38 kalibre mermi..
Um crachá de identificação, dezasseis cartões de crédito, com nomes diferentes, doze chaves de hotel, de hotéis diferentes, Uma bala de calibre.38, para servir de prova.
Otel güvenliğine bıraktım, polisi arayacaklar.
Está com a segurança do hotel. Já ligaram à polícia.
Bölgede küçük bir otel açmak gibi.
De um pequeno hotel na região.
- Otel lazım olduğunda bebek bakıcısı ayarlıyor.
Quando é preciso o hotel arranja uma ama.
Otel odasinda kalmaktan daha iyi degil mi?
Isto não é melhor que um quarto de hotel?
- İkilem oldu. DJ, sana bir taksi çağıralım, güzel konforlu bir otel bulalım.
DJ, o que achas de chamarmos um táxi, levarmos-te a um agradável Motel...
- Burası otel değil.
- Não é um Hotel.
Los Altos OTEL ve DAİRELER
Los Altos HOTEL E APARTAMENTOS
- Evet. Beverly Hills'da ki en iyi otel.
O melhor de Beverly Hills.
Vay, bir otel odası anahtarı.
Uma chave de hotel.
Sevgililer Günü'nde otel odası mı?
Um quarto de hotel no Dia dos Namorados?
Döneceğin bir otel odası yok mu?
Não tens um hotel para onde ir?
Sutter ya da San Jose bir otel bul.
Encontra um hotel em Sutter ou em San José.
- Ahtapot Multnomah Otel'e giriş yapıyor.
O cabeça de polvo está a fazer check-in no hotel Multnomah.
Bay Anderson, ben otel müdürüyüm.
Mr. Anderson, é a gerente do hotel.
Az önce onun otel odasındaydın.
Tu estavas no quarto dela, no motel.
Hedef çatıdaki bahçenin içinden 10 adım atıp otel odasına gelecek.
Ele vai andar 10 passos através do jardim do telhado e chegar à suíte do hotel.
Bir otel var. Onu telefonda duydum.
Eu ouvi-o ao telefone.
Darrell bir olay üzerinde çalışıyormuş. Korkunç otel cinayetleri. Biri Kensington'da diğeri Waldorf, Cleveland'da olmuş ve cesetler tavan çakılmış şekilde bulunmuş.
Um tipo chamado Darrell, está num caso, uma série de homicídios em hotéis, um no Kensington, outro no Waldorf de Cleveland... corpos esfaqueados e espetados no tecto.
Muhtemelen otel müdürüdür ve ödeme yapmadığım için şikayet etmeye gelmiştir.
Provavelmente o gerente do hotel, provavelmente vem reclamar que ainda não paguei a conta.
O otel odasında ne olduğunu anlatmalıyım.
Sobre o que aconteceu naquele quarto de hotel.
Otel odamızdan.
No nosso quarto de hotel.
Hastane orası, otel değil.
É um hospital e não um hotel!
- En sevdiğin otel burası. - Cidden mi?
- Sei que este é o teu hotel preferido.
Otel barına girebilir miyim hala? Tabii ki.
- Ainda sou bem-vindo no bar?
Hesabı istemeliyiz. Otel üç blok uzakta.
Por isso, devemos pedir a conta, e o hotel está a três quarteirão de distância.
Otel odanda bir tüfek bulduk. Evet.
Encontrámos uma espingarda em seu quarto no Motel.
Mølla Otel'e yerleşti.
Ela mudou-se para o hotel Mølla.
Burası otel olmayabilir ama gelişim gösteriyor.
Agora, isto pode não ser o "Palace Hotel", mas, é um progresso.
- O yazı çıktığından beri otel tımarhaneye döndü.
Desde que o artigo saiu, o hotel virou um autêntico zoo.
- Otel?
- O hotel?
Otel mi?
Um hotel?