English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Oya

Oya traducir portugués

135 traducción paralela
Bunu oya sunmazdiniz, degil mi?
Quer levar isso a voto, senador?
Sizin ve sizin işinizin sonu, çünkü bizi ganimetten yoksun bırakırken oya sunulmuştu.
É a sua última aventura... Porque se submeteu a votação enquanto tratava de nos tirar o nosso saque.
Oya koyalım.
Vamos votar.
Evet ama dinlemek istiyoruz. Sizden daha kalabalığız. Burada topluluğuz, çoğunluk oya sahibiz.
Mas nós queremos ouvir música e estamos em maioria.
Çoğunluk sağlamak için üçüncü bir oya ihtiyacımız var.
Precisamos de uma terceira opinião.
Dwight Pepper, mahkûmlara ilgi göstermekle ilgili kitabı yazan ahbap değil mi o? Onlara nasıl oya işi yapılacağını, bisküvi pişirmeyi öğretin.
Esse não foi o tipo que escreveu aquele livro melado para ensinar os prisioneiros a tricotar e fazer biscoitos?
Çocuklar, iyi ki geldiniz. Direkt oya sunuyorum.
Ainda bem que chegaram, pois vou fazer uma votação.
Oya kimin ihtiyacı var?
Arranja-se qualquer esquina "
Ve Arnold ile konuştum site yasa yönetmeliğine göre sizi başa çıkılamaz davranışlarınız nedeniye atabilmek için 6 oya ihtiyaçları var.
Falei com o Arnold e ele diz que, de acordo com a Constituição do Condomínio, são precisos seis votos para vos expulsar por indisciplina.
- Morty Arnold sizi atmak için 6 oya ihtiyaç var diyor.
O Arnold diz que são precisos seis votos para vos expulsar.
Bize birçok oya mal oldun.
Você custou-nos uma data de votos.
Yani, 422 evet oya karşılık 1 hayır oyu var..
Bom, temos 422 votos a favor e 1 voto contra.
Komisyon sadece onu susturabilmek için yıllık 500 dolarlık bir ödemeyi oya sundular.
O Comitê de apropriações aprovou um pagamento anual de 500 dólares só para ele ficar quieto.
O 3 oya ihtiyacımız olmayacak.
Não vamos precisar de 3 votos.
Sayın Başkan, bu sabah itibariyle Sydney'nin tek bir oya ihtiyacı vardı.
A partir desta manhã, a Sydney só precisava de 1 voto.
Yeteri kadar oya sahip olan her pislik o koltuğa oturabilir.
Qualquer monte de merda que tenha votos suficientes chega lá.
Oya gerek yok çünkü hediye "duşu" olmayacak.
Não há voto porque não há festa.
Evet derlerse oya sunarız.
Se aceitarem, vota-se a proposta.
Belki oya sunmalıyız.
Que tal uma votação?
Bence Birleşik Devletler ve Batı Avrupa ülkeleri % 80'in üzerinde oya sahip yani şu demek onların rızası olmadan hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.
Creio que os EUA e os países da Europa Ocidental juntos... detém mais de 80 % do número de votos, o que significa que não há como mudar nada sem a aprovação deles.
- Adı Oya.
O primeiro nome é Comam.
Oya Bilirim'i tanıyan var mı, sor etrafa.
Pergunta se alguém conhece o Comam Macacos.
ORDAN ALDIĞIN HER OYA KARŞI MI
Se envio tropas para o Alabama, perco o Stennis o Dirksen, o Russell e os votos dos conservadores que já estão por um fio. Voltaremos ao tempo da Reconstrucão!
Evet, Bayan Vasques'i.. oya.. oyanlanmış biraz.
Sim, Nicole Vasques, ele não saiu.
- Onun yetkili olmasını oya koyuyorum.
- Voto para que ele não lidere.
Oya işi yapmayı severim.
Gosto de bordar.
Oya işini sadece bezbol maçlarına ısınmak için yapar.
Ele só faz isso para se soltar durante um jogo másculo de basebol.
Bir kadınla randevuya çıkıldığında oya işi konusunun açılmayacağını bilmiyor musun?
Não sabes que não se fala de bordados quando se está num encontro com uma mulher? !
Çok dürüst. Hassas, oya işi yapıyor.
É completamente honesto, é sensível, faz bordados.
bir oya daha ihtiyacım var.
Agora só precisamos de mais um.
Ben sizden desteğimi geri çektim, ev sahipleri meselesi oya sunuldu.
E os incentivos aos proprietários de casas vai à votação.
Bakış açılarını görüp, oya mı sunayım?
Ouço o lado dela?
Bak ne söyleyeceğim? Muhtemelen yeterli oya sahipsin... ama işleri çok çirkinleştirebilirim.
Deve ter votos suficientes, mas posso tornar as coisas mais feias do que deseja.
Joe'nun oynamak için iki oya ihtiyacı var.
Joe's precisa de dois "Sim" para jogar.
"Çok kabul görmek" kaç oya dönüşüyor?
"Aprova" traduz-se em quantos votos?
- Bir oya ya da evete ihtiyacım var.
- Quero um sim ou um sim.
Oya ağacını budadım.
- Cortei árvore-de-Jupíter.
Bu oya ağacı değil.
- Não é uma árvore-de-Jupíter.
Oya ağacını Bradford süs armudundan ayırt edemiyor musun?
Não distingues uma árvore-de-Jupíter de uma pereira Bradford?
Ve ben en güçlü silahla karşılık vereceğim. - Oya dayalı bir silah.
Vou usar a arma mais poderosa de que disponho, uma iniciativa sujeita a votação.
-... parayı oya çevirmek. - İşte sorunlar var. Adayın yetenekleri...
Tive alguns problemas...
Bence silahlı güvenliği oya sunmanın vakti geldi.
Acho que está na altura de se votar na segurança armada.
Örgü ve oya işi toplantısı.
Não. Convenção sobre trabalho de malha e bordado.
Dr. Gregory House'un kontratının feshini ve hastanemizle derhal ilişiğinin kesilmesini oya sunuyorum.
Apresento uma moção para revocar o estatuto efetivo do Dr. House e terminar o contrato com o hospital, com efeitos imediatos.
Aynı konuyu tekrar oya sunmadan önce aradan en az bir iş günü geçmesi lazım.
É preciso uma notificação e um dia útil para reconsiderar qualquer tema.
Dr. James Wilson'ın kuruldan ihraç edilmesini oya sunmak istiyorum.
A votação é para despedir o Dr. James Wilson.
Dr. Lisa Cuddy'nin kuruldan ihracını acilen oya sunmak istiyorum.
Proponho a demissão imediata da Dra. Lisa Cuddy.
Eğer henüz doğrulanmamış bir askeri güce dayalı olarak fazladan bir oya daha sahip olmalarına izin verirsek, konsey Gerak'ın kontrolüne geçecek.
Se permitirmos mais um voto com base na forma militar não confirmada, o Conselho fica nas mãos de Gerak.
Bunu oya koyalım.
Votemos.
Oya sunalım.
Vamos a votos.
Evet oya ihtiyacım var,... ama onu artık yapmıyorum.
Vão passar umas férias bem longas? - Não. - Muito bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]