English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ P ] / Paran var

Paran var traducir portugués

1,374 traducción paralela
Oebinde çok paran var gibi.
Você tem ar de quem ganhou a lotaria.
Etrafa saçacak epey paran var.
Isso é que é largar massa.
Ne kadar paran var?
Quanto tens?
Paran var mý?
Tens algum dinheiro?
Paran var mý?
Tens dinheiro?
- Paran var mý?
- Tens dinheiro?
Paran var gibi duruyorsun ama.
Parece que te estás a sair muito bem.
Hayır, paran var.
Tens, sim.
- Paran var mı?
Tens algum dinheiro?
Yeterince paran var mı?
Tens dinheiro suficiente?
- Nakit paran var mı?
- Tem dinheiro? - Tenho.
Hiç paran var mı?
Tem algum dinheiro?
Yeterli paran var mı?
Tem dinheiro suficiente?
Yani, belli ki senin çok paran var.
Obviamente tem muito dinheiro.
Bu küçük iş için yeterli paran var mı?
Tens dinheiro para esse pequeno serviço?
- Paran var mı?
- Tens algum dinheiro?
Bilet paran var mı? Benim yok.
Tens dinheiro para o bilhete?
Paran var mı?
Tem algum dinheiro? - Não.
Paran var mı?
Tens o suficiente?
Paran var mı? O tarafa bakma.
És só um pedaço de merda Tens dinheiro?
Farz et ki, çok paran var. Ne yapardın?
Tudo bem, tinhas muito dinheiro e o que é que farias?
Çok fazla paran var da, ne olmuş?
Tu tens muito dinheiro. E daí?
Hiç paran var mı?
- Tens dinheiro?
Paran var mı?
- Tens dinheiro?
Wesley, paran var mı? Hesap için birkaç dolara ihtiyacım olacak.
Wesley, preciso de uns trocos para a entrada.
- Kendi paran var.
Tens o teu próprio dinheiro.
Hiç paran var mı?
Tens algum dinheiro?
Paran var mı?
Tem dinheiro? dêem-me isso
Biraz daha paran var mı?
Tem mais efetivo?
Kendi hayatını kurmak için yeterli paran var.
Há dinheiro suficiente para você.
Paran var ama.
Mas tens dinheiro.
- Yeterince paran var mı?
- Tens dinheiro que chegue?
Paran var mı?
Tens dinheiro?
Paranız var mı?
Têm dinheiro?
Bununla, paranın elinde olması arasında çok fark var.
Há uma diferença entre isso e receber o pagamento.
Harcayamayacaklarsa, alacakları paranın ne önemi var ki.
Que bem faz o dinheiro se eles não podem aproveita-lo.
Şey, paranı geri kazanmanın başka yolları da var. Mesela, küçük bir blackjack atmaya ne dersin?
Há outras formas de recuperares o dinheiro.
- Anlamayacak ne var? Sen paranın peşindesin değil mi?
Quer sua parte do dinheiro, não?
Bayan bozuk paranız var mı?
Ei, meu. Podes dispensar alguma trocos?
Hey bayım, hiç bozuk paranız var mı?
Ei, senhor. Pode dispensar alguma trocos?
İşte bu... Paranıza bunun için ihtiyacım var.
Ora, isto é para isto que preciso do vosso dinheiro.
- Paran var mı?
- Preciso, Dasha.
Saten çarşaflarda uyudum, kıvrımlı cipslerimi gümüş kâselerde yedim taksilerle tüm şehri dolaştım. Ama paranın satın alamayacağı bir şeyler de var. Russel Square meydanındaki küçük bir kitapçıda bulduğum aşk gibi.
Dormi em lençóis de cetim, comi batatas fritas de uma taça de prata, passeei por toda a cidade de táxi, mas há coisas que o dinheiro não paga, como o amor que encontrei numa pequena livraria em Russell Square.
Paran var mı derdin var.
Mais dinheiro, mais problemas.
Hiç bozuk paranız var mı?
Tem trocos?
Şey bu doğru, ancak... Şimdi paranız var mı? Şimdi paranız var mı?
- Têm o dinheiro agora?
Paranı sokağa atıyorsun. Sana iki kelimem var dostum.
Tenho duas palavras para ti.
Annenin miras payı ve babanın hayat sigortasıyla sana ve Rhett'e ömür boyu yetecek kadar paranız var.
Com a herança da sua mãe... o seguro de vida do seu pai... você e o Rhett estão bem para o resto da vida.
İki şey var ; ilki lanet olası paranın her kuruşunu alacaksın.
Duas coisas : uma é que vais receber até ao último tostão.
Hiç paranız var mı?
Tem dinheiro?
Tanrım! Sağa sola saçacak çok paran var galiba.
Sim, ganhei muito no ano passado, mais de um milhão de dólares.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]