English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ V ] / Var ya

Var ya traducir portugués

13,300 traducción paralela
Tommy, Chuleta'ya yaptığını var ya herkesten duyar oldum.
Aquela cena com o Chuleta... Toda a gente fala de ti, pá!
Şu parçaları kaydırdığın yapbozlar var ya.
Conheces aqueles puzzles onde mexes as peças?
Ama New York İtfaiyesi, 11 Eylül'de yakınlarını kaybedenler var ya?
Mas os Bombeiros de NI, os que perderam homens no 11 / 9?
Ne var ya?
O quê?
Neyse işte bazen Alfa İstasyonu'nda duyduğumuz metal sesleri var ya?
Enfim, sabem aqueles sons que às vezes ouvimos na Estação Alfa?
Var ya, seni kıskanıyorum.
Sabes que tenho inveja de ti?
Aklımda bir süredir annem var ya.
- Tenho pensado na minha mãe.
Aslında var ya, haritaya baktığımda Mars'ın sadece bir gezegen uzaklıkta olduğunu gördüm.
Sabes, olhei para um mapa, e Marte está apenas a um planeta daqui.
Zack Zim, bu herif var ya...
O Zack Zim é muito...
Siz var ya... Siz çok tatlısınız.
Vocês são tão queridos.
Bu seferlik beyaz atlı prensin olabilirim, ama Savage'ın sana yaptırdığı silah var ya?
Posso ser o seu cavaleiro branco só desta vez, mas esta arma que o Savage mandou construir?
Gönderdiğin bölümler var ya?
Sabes aqueles capítulos que enviaste?
- Elinde pasta var ya... - Evet.
Já tens uma fatia de tarte...
- Duvarda saat var ya.
- Há um relógio na parede.
Aromalı kahveleri pek sevmem ama bu koku var ya...
Não gosto muito de café aromatizado, mas, meu, este cheiro...
Kendime jet-ski aldım var ya. Blackhawks kombinesi!
Sabes, comprei um Jet Ski para mim, bilhetes para a temporada dos Blackhawks.
Var ya. Nihayet bunu söylemek ne kadar iyi geldi anlatamam.
Não consigo explicar como é bom tirar este peso de cima.
- Uzak dur benden. - Beni incitmeye çalışırsan, var ya...
Se tentares magoar-me, eu juro...
Bu yarışlar... şu araba kazandığım araba var ya.
Estas corridas, o carro que ganhei?
Bu var ya bu...
Isso foi...
Var ya harika hissediyorum.
Sabes, eu sinto-me incrível.
Onun kullandığı büyü var ya, iyi insanları alıp kötü yola saptırdığını gördüm.
O tipo de magia que ele usa, já a vi transformar pessoas boas em más.
- Aslında var ya, fikrimi değiştirdim. Bahanelere ihtiyacım yok, sonuçlar lâzım sadece.
- Na verdade, mudei de ideia, não estou interessada em desculpas, só resultados.
Neyse, her şey yeniden rayına oturdu gibi. O oyunculuk şeysi benim için biraz fazlaydı ama dans ve kokainden epey zevk aldım. Var ya Brian?
Seja como for, parece que tudo acabou por correr bem.
Var ya? Bu senin hatan!
Sabes, isto é culpa tua.
- Onun bu kibirli merakı var ya... - Evet.
A curiosidade arrogante dele!
Yardım edebileceğimiz bir sorun ya da teklifte belirsiz bir yer var mı diye öğrenmek için geldim.
Quis visitá-lo outra vez para ver se havia algum impedimento com o qual pudéssemos ajudar, ou se alguma coisa da oferta não estivesse clara?
Şu yaban mersinine benzeyende aslında MM's çikolatası var. Tanrı'ya şükür.
Graças a Deus.
Extremadura ya da o çevrenin aksanı var sende.
Tens sotaque da Estremadura ou algo assim.
Stajyer ya da onun gibi bir şey olarak sizin ofite çalışma imkanım var mı?
Há alguma maneira para que pudesse trabalhar consigo? Quero dizer, como estagiária ou algo assim?
Emma'ya vermem gereken bir şey var ve babası, onunla görüşmeme izin vermiyor. Postalarsam okuyacağından şüpheleniyorum.
Há algo que eu preciso da Emma e o pai dela não me deixa vê-la e acho que ele vai ler isto, se eu puser no correio.
Tüm bayraklar yarıya indirildi. Her yerde çelenkler ve cenaze bandoları var.
Todas as bandeiras estão a meia haste e há coroas e faixas fúnebres por todo o lado.
Bir acı sosları var, anlatmam imkânsız ya, çok güzel.
Têm cá um picante que só há de vez em quando, é excelente.
Yok ya, silahım var.
Não. Eu tenho uma arma.
Bobbi'den ya da Hunter'dan haber var mı?
- Já falou com a Bobbi ou o Hunter?
Dostum ya, bin tane yeni mahkum var ve tek Meksikalılar Fresnolu köylüler.
Tanta reclusa nova e as únicas mexicanas são umas camponesas de Fresno.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin, senin de duyguların var Alec.
Tens sentimentos, quer queiras ou não, Alec.
Clara'ya da ihtiyacım var.
Preciso da Clara para isto.
Tüm otel müşterileri ve çalışanları ya temiz... -... ya da sağlam bahaneleri var.
Todos os hospedes do hotel e os funcionários, estão limpos, ou pelo menos com álibis sólidos.
Yedek teliniz ya da bir şeyiniz var mı?
Você tem um fio de reposição ou algo assim?
Onlardan birini duydun mu ya da bir kayıt var mı?
Já ouviu falar alguma coisa sobre eles ou em algum registro?
Senin stresini atman lazım, benim de toplantıya kadar sadece 12 dakikam var.
Tens que aliviar o stress e eu só tenho 12 minutos antes da minha reunião.
Bahse varım bu götverenler beni Florida'ya gönderecekler.
Aposto que me vão mandar para a Florida.
Pekâlâ. Evin arkasında ormanlık alan var. Yani amacımız mutfaktaki arka kapıya ulaşmak olacak.
Há uma floresta nas traseiras da casa, então, o novo objectivo é... chegar à porta das traseiras na cozinha.
- Georgia'ya taşınmamızın bir nedeni var.
Foi por isso que nos mudámos para a Geórgia.
Dileğin ya da ihtiyaçların var mı?
Há coisas que desejes ou de que precises?
Her ırktan yakışıklıya bakma hakkım var.
Tenho o direito de ver o que é bom em qualquer cor.
Yani, rüyalar hakkında konuştuğumuzda İd, Ego ve Süper Ego'ya atıfta bulunmuş olduk. Bu üçünden hangisinin rüya kapsamına girdiğini bilen var mı?
Então, quando falamos de sonhos, e estamos a falar do id, do ego e do super-ego, alguém sabe qual dos três se relaciona com a interpretação de sonhos?
Bir karın ya da gizli bir ailen mi var?
És casado ou tens uma família secreta?
Çok büyük bir gizemdi var ya.
Era um grande mistério.
Rusya'ya geri döneceksin ve bu Kovar'ı alaşağı edeceksin ama şu an burada yardımımıza ihtiyacı olan insanlar var.
Podes voltar para a Rússia enfrentar o Kovar, mas agora há pessoas aqui que precisam da nossa ajuda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]