Sabah oldu traducir portugués
615 traducción paralela
Sabah oldu.
É madrugada.
Yarın sabah oldu.
É de manhã.
- Sabah oldu, Lemani.
- É manhã, Lemani.
Sabah oldu değil mi?
É de manhã, não é?
Neredeyse sabah oldu.
É quási de manhã.
Hemen kötü görünmez ama sabah oldu mu, yüzün benimki gibi olur.
Agora não está mal... mas pela manhã seu rosto estará como o meu!
Saat şu an geceleyin 12 : 31. Yarın sabah oldu. Önce, haberler.
São agora... meia-noite e 31.
- Sabah oldu.
- Já é de manhã.
Sabah oldu.
Já é de manhã.
Sabah oldu.
Ficou de dia.
Akşam oldu, sabah oldu ; birinci gün oluştu.
E foi criada então, a tarde e a manhã do 1º dia.
Akşam oldu, sabah oldu ; ikinci gün oluştu.
E surgiu a tarde e a manhã do segundo dia.
Neredeyse sabah oldu hala yağıyor.
É quase de manhã... e ainda está a chover.
Zaten sabah oldu.
Já é de manhã.
Sabah oldu ve çarşaflarımı değiştiriyor.
E nesta manhã Trocam os meus lençois.
Yeniden sabah oldu. Beni yıkıyor.
De manhã me lavam.
Sabah oldu.
Está fechado agora.
Sabah oldu ya neyse.
Do que resta dela.
Alex'in cenaze töreni sabah oldu. Nice'te bir tepeye gömdük.
O enterro foi hoje num pequeno cemitério.
Ve sonrasında sabah oldu.
E depois tinha amanhecido.
Geç oldu. Birinin sabah kalkıp çalışması gerek.
Tem gente que precisa acordar cedo pra escrever.
- Sabah mı oldu?
- Já é de manhã?
Bu sabah büyük bir tartışma oldu.
Discutimos essa manhã.
Bak Mildred, geç oldu ve ben yorgunum üstelik sabah erken kalkmalıyım.
Ouça, Mildred, é tarde, estou cansado e tenho de acordar cedo.
Bu sabah ne oldu?
E esta manhã?
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
Além disso, é muito tarde, por isso fique calado em relação a isto e amanhã de manhã voltamos a lá pôr o Harry direitinho.
Bu sabah yaptıklarımla her şey yok oldu.
Esta manhã tenho de pagar a minha dívida.
Bu sabah hiç avukatım yoktu ama şimdi üç tane birden oldu.
Hoje de manhã eu não tinha advogado nenhum, e agora, de repente, tenho três.
Sabah oldu.
É de manhã.
Ve bu sabah, kabaca 18 saat sonra, görüşünüzü değiştirmeniz için bir nedeniniz oldu mu?
E esta manhã, cerca de 18 horas mais tarde, você já teve qualquer motivo, para alterar a sua opinião?
Ertesi sabah, Danimarka'daki bütün Yahudiler bu bandı takmak zorundaydı. Kral Christian sabah ata binmek için Amalienborg Sarayı'ndan çıktığında ne oldu tahmin et?
No dia seguinte, quando todos os judeus tinham que usar a braçadeira... o rei Christian saiu do palácio para sua cavalgada matinal.
Sabah mı oldu?
bom dia?
Sabah gün doğarken oldu.
Foi quando o sol nasceu, no início do dia.
- Sabah arayan oldu mu? - Telefon çaldı. Biriyle konuştu.
Diga-lhe que a cicatriz da cesariana só poderá ser vista...
Epey geç oldu sabah söylesek daha iyi olur.
Já é muito tarde, agora. Julgo que podemos dizer-lhe de manhã.
Bu sabah bir kaza oldu ve bir adam öldü.
Um homem morreu num acidente.
Sabah mı oldu?
Já é de manhã?
Bir şey yok oldu. Bu sabah kaybettim.
Há qualquer coisa que não está no sítio e não consigo perceber o quê.
Tanrı aşkına Higgins, saat sabahın 3'ü oldu.
Por amor de Deus, Higgins, devem ser quase três da manhä.
Şimdi ne yapmalıyız? Sabah ziyan oldu ve biz hâlâ Almanlar'ı aşamadık.
O que faremos agora? e ainda não podemos defender-nos dos alemães.
- Bana bu sabah attığın o lânet nutuğa ne oldu?
- E o discurso que me deste esta manhã?
Örneğin, nasıl oldu da bu sabah Orly'de aynı anda, ikiniz bir araya geldiniz?
Por exemplo, porquê, esta manhã, em Orly, no mesmo momento os dois juntos?
Bu sabah, göğüs göğüse çarpışma oldu.
Esta manhã, o combate era corpo a corpo.
Bu sabah erken saatlerde NASA ve Pentagon arasında bir takas oldu. Kepçe Projesi kod adlı Utah'ın güneyine düşen. bir uyduyla ilgili.
Hoje pela manhã, houve uma conversa... entre a NASA e o Pentágono, sobre um satélite denominado "Projecto Scoop", que caiu no Sudeste do Utah.
Saat sabahın ikisi oldu, hâlâ bitmedi mi?
Já acabaste de te armares em galante às duas da manhã?
Bu sabah ikinci oldu.
É a segunda vez nesta manhã.
Bir resmi notun aracılığıyla bu sabah kaçırılma olaylarının sonucu belli oldu. Fernando Campos, Brezilya konsolosu.
... nessa manhã que passou com o sequestro de Fernando Campos, Cônsul do Brasil,
Bu sabah gelen bilgilere göre, programda bir değişiklik oldu.
Há uma pequena alteração.
Bayanlar baylar... bu sabah çok karmaşa oldu.
Senhoras e senhores houve muitos equívocos hoje de manhã.
Dün sabah erken saatte oldu.
Foi ontem de manhã.
Geç oldu ve sabah erken kalkmalıyım. Tamam mı?
É tarde e tenho de acordar cedo.
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
olduğunu biliyorum 33
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
olduğunu biliyorum 33
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25