Sahilde traducir portugués
1,398 traducción paralela
Sahilde oğlumla yürüyordum ve aniden, bu herif üzerime atladı.
Estava a passear com o meu filho e, de súbito, este tipo salta-me em cima.
Ama burada sahilde değil.
Bem, não está aqui na praia.
Bak, burada kimlerin yaşadığını ve hala sahilde olanları bilmiyoruz.
Não sabemos quem veio para aqui e quem ficou na praia.
Sahilde daha güvendeydim.
É mais seguro na praia.
Sahilde.
Na praia.
Herkesle görüştüm. Burada, sahilde.
Eu interroguei toda a gente, aqui, na praia.
Sadece bakıyorum. Dün sahilde çırıl çıplak güneşlenmiyordunuz değil mi?
Não esteve a apanhar banhos de sol nua na praia ontem, pois não?
Bir görgü tanığı kocanız bıçaklanmadan önce onu sahilde bir kadınla tartışırken görmüş.
Uma testemunha viu uma mulher a discutir com o seu marido na praia, mesmo antes de ser esfaqueado.
- Kolomb döneminden önceki Kızılderililer, ya sahilde ölü bir köpekbalığı bulmuştur ya da Casimoroid kabilesinden almışlardır.
Os índios pré-colombianos podem ter encontrado um tubarão morto em terra ou então roubaram um de uma tribo rival. - Temos de avisar a ARPA.
Sen de, sahilde tangayla koşturmak yerine burada takılıyorsun.
E trabalha aqui em vez de apanhar sol... de tanga, numa praia.
Sahilde güneşte yürümekten... hoşlanır. insanları yumruklamaktan.
Gosta de... passeios ao por do sol na praia, bater nas pessoas e não sorrir.
Ayrıca Ryan'a, sahilde öğle yemeği için söz verdim.
Para além disso, prometi ao Ryan almoçar com ele no cais.
Sahilde öğle yemeği. Mısır ve pizza.
Cachorros-quentes e pizza.
- Jimmy, tam da sahilde.
- Jimmy, é bem na praia. É perfeita.
Sahilde yürümeye gidiyoruz. Hadi.
Vamos dar um passeio na praia.
Yemek yapıp, sahilde yürüyorlar ve kontrol edilemeyen bir hıçkırıkla ağlıyorlar.
Gosta de cozinhar e caminhar pela praia e que chora por tudo e por nada.
Hayır, sahilde kokteyl içiyormuşum gibi hissederim.
Não. Sinto que estou deitado na praia a beber mai tais.
New York'tan California'ya gelen Bayan Popham sahilde Broadway rüzgarı estirmeyi düşlüyor.
Da cidade de Nova Iorque à costa californiana a Sr.ª Popham espera trazer um pouco da Broadway à praia.
Sahilde.
- Na praia!
Bugün sahilde sadece ikimizin olmasını istiyorum.
Hoje, na praia, queria que estivéssemos só nós.
Bu sahilde başka kimsenin klibi yok.
Mais ninguém nesta praia entrou num teledisco.
Onu sahilde mayo giymiş genç biri gibi gözümde canlandırmama neden oluyor.
Por alguma razão, imagino-o numa praia deserta de óculos de mergulho
Sahilde çıplak ayakla gezer, kitaplar, müzik ve filmler hakkında konuşurduk.
E depois andávamos pela praia descalços, e discutíamos livros e música e filmes!
Sahilde karavan park etmek yasaktır.
Estacionar esta caravana na praia é ilegal.
Bak, Jenny, tüm yalanlarına, ahlaksızlığına, ve ihanetine rağmen Sahilde dediklerimi tekrarlıyorum.
Olha, Jenny. Apesar de suas mentiras, depravações e invenções, eu mantenho o que eu disse na praia.
Umutlar ve hayallerle dolu tenha bir sahilde yürüyor.
Ele caminha por uma praia solitária repleta de sonhos e desejos.
Ama bu hafta sende kalsınlar çünkü Dave ve ben Cumartesi'ye kadar sahilde olacağız, tamam mı?
Mas ficas com eles esta semana toda... porque o Dave e eu vamos para a costa até sábado, ok?
Şu anda muhtemelen bir sahilde, bütün gece sürecek olan bir partidedir.
Ele deve estar na praia agora, a festejar toda a noite.
Sahilde bir saat bulmuş.
Ele encontrou um relógio na praia.
Sahilde kayalıklar arasında buldum.
Encontrei-a na praia no meio das rochas.
Sahilde Kanadalı Cehennem Melekleri var.
Há uns canadianos "Hell's Angels" na praia.
Polis sorarsa, günümüzü sahilde geçireceğimizi söyleyeceğiz.
Se a polícia nos mandar parar dizemos que vamos passar o dia à praia.
Dediğin gibi sahilde mi?
Na praia, como disseste?
ve Manjidani'nin lideri, Koga'dan Gennosuke... Suruga'daki sahilde öldü.
e Gennosuke de Kouga, lider de Manjidani... caiu na praia de Suruga.
Sahilde yazlığı olan kötü bir adam bulurum sen de bir aylığına gizli göreve gidersin.
Eu vou encontrar um mau da fita que tenha uma bela estância de praia, e tu vais ter de ir infiltrada, por mais ou menos um mês.
- Kardeşin Buster yarın benimle sahilde buluşmak istiyor.
O teu irmão, Buster, quer encontrar-se comigo, amanhã na praia.
Komiserim. Efendim, sahilde bir hareketlenme olmuş Liquid Neon yakınlarında.
Meu Tenente, acabei de ouvir na rádio, há acção na praia, ao pé do Liquid Neon.
Adamın biri geldi. Arka kapıdaydı. Sahilde cep telefonunu kaybetmiş.
Apareceu um homem... na porta das traseiras... dizia ter perdido o telemóvel na praia, e precisava utilizar o telefone.
Eğer sahilde öldürüldüyse, bu balık kokusunu açıklar.
Se foi morto na praia, pode explicar o cheiro a peixe do corpo.
Sahilde yürüyüşe çıkıyorum.
Vou dar um passeio pela praia.
Büyük bir dalga ona sahilde çarptı.
Uma onda apanhou-o, na praia.
Gerçekten kaba şakalar yapıyor ve tenis ve sahilde uzun yürüyüşler
- de pregar peças. - E tênis e... longas caminhadas pela praia.
Hey... Sahilde iki ay boyunca kaldığımız yeri hatırlıyor musun?
Olha... lembras-te daquele lugar... onde ficámos durante dois meses na praia.
Sanırım hâlâ sahilde, çadırlarının olduğu yerdedir.
Acho que ainda estão na praia, na tenda deles.
Diğerlerinin sahilde olduğunu söylediler.
Eles disseram que o pessoal deles estava na praia.
Şişeyi sahilde bulduk.
Encontrámos a garrafa na praia.
- Sahilde, sanırım.
- Na praia, acho eu.
- Sahilde kal.
- Mandei-te ficar na praia.
Sahilde.
- Na praia.
Sahilde yürüyebilir miyim?
- Posso ir passear para a praia?
Sahilde boyayacağım.
Eu pinto a praia.