Sanırım yok traducir portugués
1,845 traducción paralela
- Hayır, sanırım yok.
- Pois, também acho que não.
Sanırım yok. Kırmızı halı buraya kadarmış.
Penso que não, não esperes um tapete vermelho.
Sanırım Frigia tahtından vazgeçmeye... niyetin yok?
Eu creio que não está ansioso para entregar o trono frigiano?
Oh sanırım yarın okul yok.
Não vamos ter aula amanhã.
Sanırım başka seçeneğimiz yok.
- Acho que não temos alternativa.
Evet, neyse sanırım yapabileceğiniz bir şey yok artık.
Pois bem, parece que não pode fazer nada quanto a isso agora.
Sanırım bunları kabul etmekten başka çarem yok.
Parece que não tenho escolha a não ser tirar-tos.
Sanırım haberiniz yok.
Obviamente que vocês não ouviram.
- Sanırım kötülere istirahat yok.
Acho que os maus não descansam.
Sanırım hepimizi yok edebileceklerini söylemem yeterli olur.
Diremos apenas que nos conseguiriam destruir a todos.
Sanırım başka bir seçeneğim yok, öyle değil mi?
Não tenho outra hipótese, pois não?
Sanırım... Sanırım 20 dolarım yok.
não acho que tenha 20 dólares.
- Aslında yanlış hatırlıyorum sanırım. - Tatlım buna hiç gerek yok...
Querida, não precisas de...
Sorun yok onda, sanırım.
Acho que está boa.
Doktor Prenderin kafasının kesildiğini söylemesi için Adli Tıbbın gelmesini beklemeye gerek yok sanırım.
Não precisamos de esperar a o medico legista nos diga que... a Dra. Prender tem a cabeça desfeita.
Sanırım başka çaren yok.
- Suponho que não tem escolha.
Sanırım başka seçeneğimiz yok.
Acho que não temos escolha.
Sanırım başka seçeneğim yok, Momo.
Parece que não tenho escolha, Momo.
Bu şifrenin anlamını çözmedikten sonra sanırım değerli eşyanızın bir anlamı yok.
Se não há como decifrar o significado, parece que sua inestimável relíquia não tem valor algum.
Söylemesine gerek yok ve sanırım bu hoşlanma karşılıklı bu senin kurallarına aykırı değil mi?
Não precisou, e acho que o sentimento é mútuo. Isso não viola uma das tuas regras?
Bunun doğru tabut olduğunu ummaktan başka seçeneğimiz yok sanırım.
Vamos ter de rezar para que seja o caixão certo.
Sanırım Laura'yı götüreceğim. - Hayır, bunu yapmana gerek yok.
Acho que vou levar a Laura.
Sanırım benim de yapabileceğim bir şey yok.
Então parece que também não posso fazer nada.
Ama sanırım artık yok.
Mas, já não penso isso.
Oh, sanırım sana söylemenin hiç bir zararı yok.
Acho que não há mal nenhum em te contar.
Burada olma sebebinizin, bununla ilgisi yok sanırım.
Presumo que a vossa presença significa que não há volta a dar?
Aslında söylenecek çok şey var fakat şuan yapmam gereken en önemli şey, size onur konuğumuzu takdim etmek. Bunun için Naomi ve Ethan'ın dans etmesinden daha iyi bir yol yok sanırım.
E, sabem, podia continuar, mas o que quero mesmo fazer é conhecer a convidada de honra e não consigo pensar numa melhor maneira de fazer isso sem ser que a Naomi e o Ethan partilhem uma dança,
Hiçbir fikrim yok. Hâlâ şoktayım sanırım.
Não faço ideia, acho que ainda estou em estado de choque.
Sanırım başka şansım yok.
Parece que não tenho alternativa.
Sanırım gerçek bir ilişkimiz yok öyleyse.
Então, não temos um relacionamento verdadeiro.
Bu diskte gördüğün her şeyin seninle benim aramda kalacağını sana hatırlatmama gerek yok sanırım?
Não preciso lembrar que o que viu nesta unidade fica entre eu e você.
Gerek yok, sanırım- - Açtım.
Acho que... consegui.
Sanırım büroda bunu araştıracak kimse yok.
Suponho que ninguém esteja a acompanhar o caso, na Agência. Eu sei.
Ama ihtiyacın yok sanırım.
Não que é que vás precisar.
- Sanırım yok.
- Penso que não.
Sanırım varsayabiliriz ki, tüm Kripton baharatları Kripton havaya uçtuğunda yok olmuştu.
Acho que podemos presumir que todos os condimentos kriptonianos foram destruídos, quando o planeta Krypton explodiu.
Meraklı ve çevik bir akla sahip başka yönlerden meraklı ve çevik olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Tem uma mente curiosa e ágil, além de ser ágil e curiosa noutros aspetos.
Dr. Phil, sanırım evliliğim hakkında tavsiyelere ihtiyacım yok.
Dr. Phil, eu não acho que precise de qualquer conselho sobre meu casamento, ok.
Sanırım neden komik olduğunu açıklamama gerek yok.
Acho que não preciso de explicar porque tem piada.
- Sanırım sorun yok.
- Acho que estamos bem.
Sanırım Chicago'nun giyim konusunda bir kuralı yok.
Acho que Chicago não tem um código de vestuário, huh?
Konuşacak pek bir şey yok sanırım.
Não tinha muito para dizer, acho eu.
Sanırım başka şansım yok.
Parece que não tenho escolha.
Sanırım bir şey yok, iyi görünüyor.
Sim, acho que já está boa. Só tinha uma coisa...
Açıklamaya gerek yok. Sanırım anladım.
Não é preciso explicação, acho que percebi.
Sanırım, yok sayılmak işkence çekmekten iyidir, değil mi?
Mais vale ser ignorada do que torturada, não achas?
Sanırım gelmekten başka seçeneğim yok, değil mi? Hayır.
Bem, acho que não tenho escolha, pois não?
Birbirimizi tanıdığımıza göre sanırım buna ihtiyacım yok.
Então acho que não preciso mais disto. Agora já nos conhecemos.
Sanırım senin bunu zaten yaptığından haberi yok.
Creio que ela não sabia que já o tinhas feito.
Evet, sanırım senin de onlara ihtiyacın yok.
Sim, acho que também não precisaste deles.
Yok, sanırım o uyku öncesi içkiyi bekleyeceğim.
Não, acho que a bebida nocturna fica para outro dia.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73