Soru yok traducir portugués
638 traducción paralela
Tek bir kelime, tek bir soru yok.
Nunca disse uma palavra, nunca fez uma pergunta.
Soru yok. Kefil yok.
Não fazem perguntas.
Soru yok, efendim.
Não tenho perguntas, Dr. Juiz.
- Soru yok.
- Nada de perguntas.
Soru yok. Hadi bakalım.
Nada de perguntas.
Bir bira. Soru yok, cevap yok.
Nada de perguntas, nem respostas.
Soru yok, cevap da yok.
Nada de perguntas, nem respostas.
Soru yok. Konuşma yok.
Não lhe perguntes nada, nada!
- Şimdilik başka soru yok. - Şimdilik mi?
Chega de perguntas, por enquanto.
Soru yok.
Sem dúvida.
Soru yok.
Não façam perguntas!
Aaa, bakın... Soru yok.
Sem perguntas.
- Sanırım başka soru yok, değil mi?
- Não há mais questões, penso eu?
- İzle ilgili bir soru yok mu?
Nenhuma dúvida sobre o rasto?
- Daha fazla soru yok.
Acabaram-se as perguntas.
Soru yok.
Não há pergunta.
Bence, harika Soru yok.
- Acho que é perfeito.
- Soru yok, Benny.
- Nada de perguntas.
Öyle mi? Mantık kuralları dahilinde başka bir soru yok.
Não há nenhuma outra pergunta, segundo as leis da lógica.
Başka soru yok.
Não há mais perguntas.
Bu konuda soru yok.
Não há dúvidas.
Tamam, başka soru yok.
Está bem, não fazemos mais perguntas.
Soru yok.
Sem perguntas.
Johnnie Gallegher hizmetinizde, bayan ama soru ve müdahale yok.
O Johnny Gallegher é o seu homem. Mas lembre-se : nada de perguntas nem intromissões.
Artık soru sorulmadan konuşmak yok.
Ninguém fala até alguém falar com ele.
Başka soru yok O'Doul.
Não faças mais perguntas, O'Doul.
Soru sormak yok, demiştik.
Dissemos que não havia perguntas.
Soru sormaya yetkim yok.
Não me cabe fazer perguntas.
Soru sormak yok.
Só uma garrafa de Rye.
Bence daha fazla soru sormanın gereği yok, efendim.
Creio que não é necessário fazer mais perguntas, Dr. Juiz.
Soru soran yok.
Ninguém faz perguntas.
- Bu soru adil değil. Hiç bir fikrim yok.
Nâo faco a mínima ideia.
Sana soru sormaya hakkı yok.
Ele não tem direito a fazer-nos perguntas.
- Soru sormak yok dedik.
- Eu disse, sem perguntas.
Unutma, Jimmy, Lizzie trenden inince, soru sormak yok.
Agora, lembre-se, Jimmy, quando Lizzie sair do comboio, nada de perguntas.
Ziyaretçiler soru soramaz diye bir yasa yok. Değil mi, Vargas?
Não há lei que proíba as visitas de fazer perguntas, não é, Sr. Vargas?
Soru sormak yok.
- Sem pressão nem explicações.
Adın önemi yok. Burada mutluyum. Bana başka soru sormayın.
Não importa o nome, estou feliz por cá estar, não me perguntes nada.
Beyler... cevaplamamız gereken dört soru var ve hiç vaktimiz yok.
Cavalheiros, temos quatro questões a responder e muito pouco tempo.
Her ne kadar delinin peşinden çöle gitmeyi denediğine göre bunun duruma bir faydası yok ve soru hâlâ geçerli değil mi? - Aynen katılıyorum.
No entanto, já que aparentemente Ihe parece necessário... entrar no deserto e procurar a um louco... que não teria nenhum valor prático para este projeto... a pergunta não tem nenhuma transcendência.
Başka soru yok, Kaptan.
Não haverá mais perguntas, Capitão.
- Şimdi soru yok.
Sem perguntas agora.
Soru sormak ve ısrar etmek yok.
Não me faça perguntas nem tente fazer-me mudar de ideias.
Soru yok!
Sem perguntas!
Başka soru yok.
- Não há mais perguntas.
Evime gelip, birkaç soru sorup altında çalıştığım insanların itibarını yok edeceğimi düşünüyor ve saygı mı bekliyorsunuz?
Pensam que podem vir à minha casa, fazer umas perguntas... para que destrua a reputação de gente com quem trabalho e que respeito?
Bak, ben soru sormadan konuşmana gerek yok.
Veja. Não há necessidade de você falar a não ser que eu faça uma pergunta.
Ben, çocuk, iki droid. Ve soru sormak yok.
Eu, o rapaz, dois droids, e sem perguntas.
Hepsi de aynı hikayeyi anlattı, bu yüzden neler olduğuyla ilgili fazla soru işareti yok.
Contaram todas a mesma história, por isso... não há muitas dúvidas sobre o que aconteceu.
- -Kraliçe Elizabeth II taç giydi- -Kuzey Kore'den- -Soru yok- -Başkan Kennedy öldü- -Martin Luther King- -benim için küçük bir adım- -İsrailli atletler öldürüldü- -Vietnam ateş-kes antlaşması- -
A Rainha Elizabeth II foi coroada. As bases da Coreia do Norte. O Presidente Kennedy está morto.
Soru sormaya hakkım yok.
Não tenho de perguntar nada.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73