Tek yol bu traducir portugués
668 traducción paralela
Tek yol bu.
É a única maneira.
Tek yol bu.
É o único caminho para subir.
- Tek yol bu.
- É a única maneira.
Burada barış olması için tek yol bu gibi görünüyor.
Parece que é a única forma de estar tranquilo aqui.
Şimdi, onları defetmek için tek yol bu, onları çapraz ateşimizle avlayabiliriz.
Eles só podem escapar por aqui.
Tek yol bu.
Só desta forma.
Kaldıkları yerden tiyatroya gitmek için kullandıkları tek yol bu köprüdür.
Atravessam aquela ponte quando saem dos dormitórios para irem para o teatro.
Tek yol bu, başka çaremiz kalmadı.
É a única forma, e todos vós o sabem.
Üzgünüm, efendim. Bu işi yapmak için bildiğim tek yol bu.
Lamento, foi o que me ocorreu para levar a cabo a missão.
- MIKE : Yukarı çıkan tek yol bu mu?
- É o único jeito de subir?
- Hayır, oraya giden tek yol bu.
- Não, é a única.
Benim için tek yol bu, başka yolu yok.
É uma fuga para mim, e nada mais.
Tek yol bu.
É a única forma!
Bildiğim tek yol bu.
Da única maneira que sei.
Buraya varmak için izleyebileceğin tek yol bu kayalıklardaki ağız.
O único caminho pelo qual você pode chegar aqui é por aquela entrada.
Gücünü göstermelisin. Tek yol bu.
é o único método.
Tek yol bu.
É a única via.
Elibori'nin çalışmalarına ve araştırmalarıma göre tek yol bu.
Segundo os estudos de Elibori e as minhas próprias pesquisas é a única maneira.
- Tek yol bu gözüküyor.
- Parece ser a única hipótese.
Beni bağışlayın ama, tek yol bu.
Peço desculpa, Sire, mas é a única forma.
Tek yol bu Olmaz.
Não!
Bana yardım edebileceğin tek yol bu.
Só assim poderás ajudar-me.
- Sanırım tek yol bu.
- Creio que só há um caminho.
Kazanacağımız tek yol bu.
Só assim ganharemos.
Yapabileceğin tek yol bu.
É a única forma de obtê-lo.
Bunu yapabilmemiz için tek yol bu mu?
É a única maneira de conseguirmos?
Bizi oraya sokabilecek bildigim tek yol bu.
É o único modo que tenho de entrarmos ali.
Tek yol bu.
Esta é a única saída.
Tek yol bu canlarım.
Não, não, é assim que tem de ser.
- Tek yol bu mu? - Evet.
- É este o único caminho?
Sizlerin tek derdi gideceğiniz yol olabilir. Fakat bu adamlar gözünü kırpmadan masum birini öldürdüler ve bunun hesabını vermek zorundalar.
Não vou negar que tem razão, mas esses dois homens mataram o outro a sangue frío e os farei pagar por ele.
@ Heigh-ho the merry-o @ @ Bu olması gereken tek yol @
Heigh-ho o feliz-o é a única forma de ser
Tek çikar yol bu.
É a nossa melhor opção.
Tek çıkar yol bu.
Acho que é a única solução.
Bu işi başarmak için tek yol onlardan önce geçecekleri yerde olmaktır.
É preciso saber a onde vão e precedê-los.
Bu konuda karar vermek için bir tek yol var. O da çöp çekmek.
Só há um jeito de resolver isso, tirar à sorte.
Bu tek yol.
É a única maneira.
Tek yol doğruca yukarısıydı bu yüksek, beyaz sokakların yukarısı güneşte, gökyüzünde alev almış dev bir canavarın büyük beyaz bir kemiği gibiydi.
A saída era sempre a subir a subir pelas ruas íngremes e brancas ao Sol, como um osso branco de uma gigantesca criatura que tinha pegado fogo no céu.
Tek yol bu.
- É a única maneira.
Acres, bu tek yol mu?
Acres, é o único caminho?
- Bu tek yol.
- É o único caminho.
Bu tek yönlü bir yol!
É mão única!
Sonra ayağa kalkıp arkamı döndüm. Görebildiğim tek şey, geniş bir yol üzerinde sallanan gri bir perdeydi. Yaklaşık olarak bu barın iki katı büyüklüğündeydi.
Levantei-me e virei-me e só via uma cortina cinzenta no meio da larga estrada, do dobro do tamanho deste bar.
Bu tek yol.
É a única saída.
Bu tek yol olabilir.
Pode ser a única maneira.
Bu tek yol.
É o único jeito.
Tek söylediğim, bu parayı dürüstçe elde etmek için... bir yol bulmamız gerektiği.
O que eu quero dizer é que temos de arranjar maneira... de conseguirmos aquele dinheiro honestamente.
Belki de bunun tehlikeli olduğu söylenebilir. Ama bu benim için tek çıkar yol.
Podem dizer que é arriscado, mas é o meu jeito de viver.
Şimdi bu köhne yerden çıkan tek bir yol var, ve herhangi birinizi o yolda görürsem bayan ölür.
Há uma estrada para fora daqui. Se vir lá um de vocês, ela morre.
Bu gece düşmanın kaçabileceği tek yol rehine dükkanından geçiyor.
O único modo de o inimigo desta noite escapar é pela loja de penhores.
Onu bulmam için bu adam tek yol.
Ele é a única forma que tenho de a encontrar.