Teğmen traducir portugués
10,157 traducción paralela
Sen şimdiye kadar gördüğüm en iyi teğmen vardır.
Tu és o melhor tenente que já vi.
O Teğmen Welch ona selam verdi diyor.
Ele diz que o tenente Welch lhe acenou com a cabeça.
Dani, bu Kamyon 81. Teğmen Casey, olduğunu.
O Welch e eu unimos os dois quartéis.
Ben Teğmen Sid Markam, Çete Görev Kuvveti'nin başıyım.
Olá, Carlos.
Size saygım sonsuz, Teğmen, ama Juarez'de öldürüldüğü halde Jimmy Tecca'nın cesedini El Paso'da bulabilirdiniz.
Com todo o respeito, tenente, pode ter encontrado o corpo de Jimmy Tecca coberto de besouros aqui em El Paso, mas ele foi assassinado em Juarez.
Teğmen Bishop'un eski ofisini kullanamaz mısın? Evet.
Não pode usar o antigo escritório do Tenente Bishop?
- Teğmen Wade.
- Tenente Wade.
İçeride, Teğmen.
- Sim, está lá dentro.
Lord Teğmen'in kokteyl partisi vermesi çok cüretkar.
É muito ousado do Lorde Tenente dar uma festa com cocktails.
İç İşleri meselesinde bize yardım eden Teğmen Park'ı hatırlıyor musun?
Lembra-se do Tenente Park que nos ajudou no assunto D.A.I?
Şef, bu İç İşleri meselesinde bize yardım eden Teğmen Park.
Chefe, este é o Tenente Park, que nos ajudou com o assunto D.A.I.
Teğmen, sizi gördüğüme sevindim. Size borçlandık.
Tenente, é tão bom conhecê-lo, devemos-lhe.
- Teğmen Park bu mu?
- Aquele é o Tenente Park?
Teğmen Park'ın seni yakaladığını düşündüm.
Pensava que o Tenente Park te tinha apanhado.
İfadene göre "John Sulla Teğmen Markham ateş açmadan önce silahını bırakmıştı."
De acordo com o seu depoimento, "John Sulla sacou a arma, antes que o Tenente Markham abrisse fogo."
Birleşmiş Galaktik Direniş'ten Teğmen Journey Blue.
Tenente Journey Blue da Resistência Galáctica Coligada.
Teğmen Sid Markham. Çete Görev Kuvveti'nin başı.
Sou o Tenente Sid Markham, chefe da equipa de intervenção contra gangs.
Teğmen Reece aradı.
Uma Tenente Reece ligou.
Teğmen korkarım dilemem gereken özür için ayakta durmalıyım.
Tenente, creio que as desculpas devem ser pedidas de pé.
Teğmen, acaba ben...
Tenente, se eu puder...
Yardım edebilirim Teğmen.
Posso ajudar, Tenente.
Teğmen?
Tenente?
Teğmen Reece, ben Conrad Carlyle.
Tenente Reece, daqui é o Conrad Carlyle.
Teğmen Reece, bir açıklama bekliyorum.
Tenente Reece. Quero uma explicação para isto.
Tamam, Teğmen teşekkür ederim.
Está bem, obrigado, Capitão.
Ama Itırrigaray yerinden oldu ve silahlar devrimde Zapata ile birlikte savaşan Meksikalı teğmen Juan Bautista de Sonora'ya kaldı.
Mas Iturrigaray foi deposto, e as pistolas foram para Juan Bautista de Sonora, um tenente mexicano que lutou com Zapata, na revolução.
J.J. ve ben de Teğmen Banks ile konuşacağız.
A JJ e eu vamos nos encontrar com o tenente Banks na esquadra.
Majesteleri'nin Ordusu'ndan Teğmen Jeremy Foster.
Tenente Jeremy Foster do exército de Sua Majestade.
Neler oluyor, teğmen?
Saímos dentro de 5 minutos.
Bırakın içeri gireyim, Teğmen.
Tenente, deixe-me entrar.
- Teğmen niye burada konuşuyor?
Porque é que a Tanner faria isto aqui?
Teğmen, Ali'yi sorguya çekti.
A Ali foi interrogada pela Tanner.
Evet, Teğmen Tanner. Benim yanımda.
Sim, Tenente Tanner, ela está aqui comigo.
Teğmen.
Tenente...
Teğmen Tanner'dır.
Provavelmente a Tenente Tanner.
Silahınız var mı, Teğmen Price?
Você tem alguma arma, tenente Price?
Ayrıca ikinci kez ateş açıldığında Teğmen Price göz altındaydı. - Yani olayla ilgisi olamaz.
Além disso, o Price estava sob a nossa custódia quando o segundo tiroteio ocorreu, então não podia estar envolvido.
Teğmen Price'ın evindeki silahların hiçbiri cinayet silahıyla uyuşmadı. Ama Connor'ın yanındaki uzun namlulu silah iki saldırıda da kullanılmış.
E, embora as outras armas da casa do Tenente Price não coincidam com as do homicidio, o rifle que encontramos com o Connor...
Tennessee'deki beşinci komando taburundan ağır silahlı bir teğmen. Ordunun savaşa en hazır birliğidir.
Ele é um Tenente fortemente armado do 5º Batalhão de Infantaria do Tennessee, a unidade de combate mais preparada do Exército Americano.
Endişeniz için müteşekkirim Teğmen ve sizi temin ederim ki Mackenzie Klanı'nın konuğuyum.
Eu agradeço a sua preocupação, Tenente, e posso assegurar-lhe... Eu sou uma convidada do Clã Mackenzie.
Teğmen burada anlatacak epey hikâyeniz olduğunu iddia ediyor.
Aqui o Tenente alega que tem uma bela história para contar.
Teğmen Foster şimdi de bu soylu İskoç beyefendiyi bana takdim et hadi.
Agora, tenente Foster, irá apresentar-me a este nobre cavalheiro Escocês.
- Hiç gerek yok Teğmen. Bu defa gayet iyi anladım.
Eu entendi-o perfeitamente bem, desta vez.
- Ne dendiğini gayet iyi biliyorum Teğmen.
Eu sei perfeitamente bem como é chamado, Tenente.
Dougal, Teğmen! Yeter!
Dougal, Tenente, basta!
Teğmen Foster, Bayan Beauchamp'a kendisini mutlu edecek yere geçit olabilecek Inverness'e kadar eşlik etmeniz zor olmayacaktır sanırım.
Tenente Foster, eu imagino que haverá nenhuma dificuldade em escoltar a Sra. Beauchamp até Inverness, onde ela poderá marcar uma passagem para onde quer que lhe agrade ir.
Teğmen Foster'ı görmek istiyorum.
Desejo ver o Tenente Foster.
Teğmen.
Tenente.
- İyi geceler, Teğmen.
Kitty.
- Emri duydun. - Teğmen.
- Ouviram a ordem.
Teğmen.
- Tenente.
tegmen 17
teğmen uhura 34
teğmen dan 16
teğmen kim 62
teğmen ro 16
teğmenim 228
teğmen o 20
teğmen starbuck 17
teğmen columbo 19
teğmen martin castillo 29
teğmen uhura 34
teğmen dan 16
teğmen kim 62
teğmen ro 16
teğmenim 228
teğmen o 20
teğmen starbuck 17
teğmen columbo 19
teğmen martin castillo 29