English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Ugra

Ugra traducir portugués

591 traducción paralela
Şehre geri döndüğünde, bana uğra.
Quando voltar à cidade, venha visitar-me...
Bir gün uğra ve benimle Kızılderili vur.
Venha cá um dia, para matar índios comigo.
Benim burada olduğum bir ara uğra Marcia.
Passe quando eu cá estiver, Marcia.
Geri döndüğünde taşındığımız eve bir uğra.
Quando voltares, vai ter comigo à casa para onde nós vamos.
Kararını verdiğinde bana uğra.
Quando se decidir, passe por cá.
Saat yedi gibi evime uğra.
Eu digo-te o que deves fazer. Aparece cá em casa á volta das sete horas.
Joe, kasabaya bir uğra.
Joe, foi à cidade.
Her geldiğinde uğra.
Vem cá baixo quando entrares.
Gitmeliyim. Bir ara uğra, görüşelim.
Tenho pressa, mas venha nos ver, por favor.
Sabah Barb'a uğra da zararının karşılığını ödeyeyim.
Passe pelo Barb amanhã de manhã, pagar-lhe-ei o que perdeu.
Deep Smith'e yolun düşecek olursa, bize de uğra.
É verdade! Se alguma vez for a Deep Smith, venha fazer-nos uma visita.
Sevimli George'la evlenmeyeceğimi düşünüyorsan, yarın sabah bir uğra.
Se julga que não me casarei...
Gelecek hafta uğra bana.
Volte na próxima semana.
Bu komikse... Long Branch Barı'na bir uğra istersen.
Se achas isso engraçado, porque não dás um salto até ao Bar Long Branch?
Yolun buralara düşerse bize uğra.
Garanta de nos visitar quando estiver por esta zona.
Yardıma ihtiyacın olduğunda zaman zaman bana uğra.
Liga-me, se alguma vez precisares de ajuda.
Bu adrese uğra.
- Pare nesta morada.
Uğra dostum!
- Pare lá, amigo!
Kasabaya bir daha geldiğinde, uğra da ellerin için bir şey vereyim.
Quando for à cidade,... procure-me e dar-lhe-ei algo para as mãos.
- Geri gel ve bize uğra.
- Voltem sempre.
Aklın başına gelince bana uğra.
Venha ver-me quando começar a grande luta.
Ona bir telefon et ya da uğra.
Telefona-lhe ou vai visitá-la.
Tamam, resepsiyona uğra.
Certo, vai falar com o recepcionista.
Bir ara bana uğra da sürüleri besler vakit geçiririz.
Aparece lá em casa de vez em quando, jogaremos umas partidas de póquer.
Beni bağışla. Bu hafta uğra, bir şeyler içelim.
" Perdoe-me se...
Bir gün uğra da sana ders vereyim.
Apareça por lá um dia, e eu dou-lhe umas liçöes.
İstediğin zaman uğra!
Aparece sempre!
Yarın dükkânıma uğra. İşte adresim.
Vou dar-te o endereço da oficina.
Olur da yolun oraya düşerse, mutlaka uğra ve bir bak.
Se for por aqueles lados, dê uma olhadela.
Jack... Washington'a yolun düşerse, bana uğra.
E, Jack se algum dia fores a Washington, vai à minha procura.
İstediğin zaman uğra.
Quando quiseres aparece.
Her zaman uğra tamam mı?
Venha sempre que quiser.
Eğer fikir değiştirirsen mutlaka bana uğra.
Se você muda de opinião, vêem a visitar-me.
Civara gelirsen, bize de uğra.
Você disse a verdade e eu admiro isso num homem. - Estando por perto, passe por aqui.
Öğleden sonra kasabaya indiğinde... acaba... gidip... aramızda kalsın ama... eşime bundan bahsetme... bankaya uğra... ve sonra... "KUYUMCU"
- só entre nós, não digas à minha mulher - passas pelo banco... lmportam-se de atender, por favor?
- Yarın uğra.
- Passa amanhã.
Numaran yok. Dükkana uğra.
Não tenho o número, passe no salão.
Dükkana uğra.
- Vá ao salão, vou ver.
İsterim Jackie, ama dükkana uğra demiştim.
Eu gostaria...
- Arasıra uğra.
- Aparece.
Bir büfeye uğra ve biraz et al.
Vais ter de parar pelo caminho para comprar carne.
Ne zaman istersen uğra Dennis.
Aparece quando quiseres, Dennis.
Tekrar beraber olmak istersen Jimmy Harlem Club'a bir uğra dostum.
Ouça, homem. Toco umas coisas no Harlem Club.
Kesinlikle uğra derim.
Apareça.
Bize de uğra bir ara.
Volte cá a visitar-nos.
Uğra. Tamam, beni ikna ettin.
Pronto, convenceste-me.
Eğer batıya yolun düşerse Hollywood'a gelirsen, bana uğra.
Se alguma vez fores para... Hollywood, procura-me...
Atla havuza Uğra kaplıcaya
Um mergulho na piscina Uma ida ao spa
Gece yarısından sonra uğra. Sally?
Volta depois da meia-noite.
- Betty, elinden geleni yap. Gelirken, Ernie'nin yerine uğra ve şu filmin hazır olup olmadığına bak.
Betty, quando vieres passa pelo Ernie, para ver se o filme está pronto.
Bug, yemekhaneye uğra, bize bir demlik sıcak kahve getir.
Bug, vai até à messe e traz-nos uns cafés quentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]