English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Uyandırmayın

Uyandırmayın traducir portugués

45 traducción paralela
Büyük ve Güçlü Oz'un gazabını uyandırmayın!
Não provoquem a ira do Grande e Poderoso Oz!
Diğerlerini uyandırmayın.
Não acordem os outros.
Hayır, uyandırmayın.
Não, deixe-a dormir.
Uyandırmayın.
- Deixe estar.
Yolcuları uyandırmayın.
Não alarme os passageiros.
Yolcuları uyandırmayın.
Não alarmem os passageiros.
Televizyonu açabilirsiniz ama sesi kısık olsun, çocukları uyandırmayın.
Podem ver TV, com o som baixo, se não acordarem os miúdos.
" Canlarım, bu gece çok kötü uyudum. Beni uyandırmayın.
" Meus queridos, dormi mal durante a noite, não me acordem.
- Uyandırmayın çocuğu.
Não o acordes.
Beni uyandırmayın.
Não me excites.
Tam rüyalarımdaki gibi bir yer, uyandırmayın beni
Ai! Estou a sonhar! Por favor não me acordem
Uyuyacağım... Beni uyandırmayın...
Estou a dormir...
Eğer bebek ölürse, beni uyandırmayın.
Se o bebé morrer, não me acordem.
Ejderha'nın nefesini uyandırmayın.
Não quero nenhuma algazarra.
"Uyandırmayın, çalışıyorum".
"Não me acordem, Estou a trabalhar".
Şüphe uyandırmayın. Nüfuzlu arkadaşları var.
Nada que dê nas vistas, ele tem amigos poderosos.
Haley'i uykusundan uyandırmayın
Nada de matar a Haley durante o sono.
Bora Bora'da olacağım, iki saat geride yani gerek yoksa beni uyandırmayın.
Vou para Bora Bora. A diferença horária é de duas horas, por isso, não me acordem se não for realmente preciso.
- Güçlü ve büyük Oz'un öfkesini uyandırmayın!
Não aticem a ira do grande e poderoso Oz!
Büyükannem uyandırmayın dedi. Hayır, bebeğim.
- A avó disse-me para te deixar dormir.
Ben yokken koca adamı uyandırmayın sakın.
Mas não acordem o grandalhão na minha ausência.
- Arkada kızım uyuyor uyandırmayın
- Rapazes... A Sue não acorda. Voltamos novamente
Çocuklarımı uyandırmayın yeter.
Apenas não acordem os miúdos.
Anneyi uyandırmayın.
Não acordem a mãe.
# Uyuduğunda onu uyandırmayın
Não vão lá quando ele dorme Para não o acordar
- Elbette. - Hannigan'ı uyandırmayın.
- Não acordem a Hannigan.
Kimseyi de uyandırmayın.
Também não dês dicas.
Annenizi uyandırmayın.
Não acordes a mãe.
Uyku sihirbazını asla uyandırmayın.
Pára! Nunca acordes um mago a dormir.
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Páre de gritar. Quer acordar toda a gente do prédio?
Bağırmayın, çocuğu uyandıracaksınız.
Não ria tão alto, que despertará ao bebê.
Gecenin 3'ünde rüyanda gördüğün bir yarım daireyi söylemek için... Uyandırmayı seçtiğin kişi olduğum için müteşekkirim... Ama belki bunun hakkında yarın sabah konuşmalıyız.
E eu agradeço que eu tenha sido quem tu escolheste acordar às três da manhã para contares que sonhaste com semi-círculos... mas talvez possamos falar disso amanhã de manhã.
Onu uyandırmayın.
E por último, a adorável embora algo sinistra senhorita Armstrong na Duas.
Bird insanın içindeki şeytanı uyandırmayı iyi biliyor ha?
O Bird sabe mesmo provocar as pessoas, não sabe?
Yarın beni uyandırmayı unutma.
Não se esqueça de me acordar amanhã
Merakımı uyandırmayı başardınız. Şimdi ne istediğinizi merak ettim.
CONSEGUIU DESPERTAR A MINHA CURIOSIDADE, O QUE É QUE PRETENDE.
Kaplanı uyandırmayın.
Não acordes o tigre.
Belki onu uyandırmayı deneyecek kadar ona değer veren tek insansın.
Deves ser a única pessoa na vida dele que se importa o suficiente... para lhe aplicar uma dose para acordá-lo.
Merakımı uyandırmayı başardınız. Şimdi ne istediğinizi merak ediyorum.
Conseguiu despertar a minha curiosidade, o que é que pretende.
Yaptığınız çok iyi bir şey ama bir gün uyandığınızda onu bulamazsanız şaşırmayın.
Isto é tudo muito bonito... o que está a fazer, mas não se surpreenda se um dia acordar e ele tiver partido.
Üzgünüm fakat Kahlan burada değil. Garlar'ı uzaklaştırmak zorunda kaldı. Bu yüzden ormandaki her yaratığı uyandırmayı bırakır mısın?
Lamento que a Kahlan não esteja aqui para falar contigo, mas ela teve de distrair os Gar, portanto podias parar de cantar serenatas a todas as criaturas da floresta?
- Uyandırmayın, demiştiniz.
- Disse-me para não o incomodar...
Onu yarın uyandırmayı deneyecekler.
Vão tentar acordá-la amanhã. - E o carro branco?
Uyandırmayı denedim ama bana mısın demedi.
Tentei acordá-lo, mas não deu.
- Talimatları okudum, uyandırmayın diyor.
Acordamo-lo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]