English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Ya senin

Ya senin traducir portugués

5,001 traducción paralela
Ya da buraya senin insanların iyi yanlarını gördüğünü bildiğim için gelmişimdir. Pekâlâ.
Ou talvez tenha vindo cá porque sei que vês o melhor em cada um de nós.
Neden sordunuz? Ya senin müşterin, ya senin, ya da kimden bu bilgileri alıyorsan biriniz tarafından öldürüldüğünü sanıyoruz.
Como foi? ou pela pessoa que está a comprar-lhe.
Peki ya senin gibi olmayan insanlar?
Bom, e as pessoas que não são tu?
Ya senin? Bir şeyler planladığını biliyorum Miguel.
Eu sei que tinhas um plano, Miguel.
Peki ya senin ailen?
E os vossos pais?
Ya senin kızın fahişeymiş gibi davransaydı?
E se fosse a tua filha a agir como uma prostituta?
Julia'ya senin için yardım ettim, şimdi cyperin sırrı tehlikede.
Salvei a vida da Julia por ti e agora ela pôs em perigo o segredo da cypher.
Ya senin?
E você?
Peki ya senin sırların Margaux?
E os seus segredos, Margaux?
Ya şu sandalyeleri giydirmek niye bu kadar önemli senin için.
Porque é que decorar as cadeiras é tão importante para si?
Abicim, senin arabayı buradan Ankara'ya kadar yapacak başka tamirci yok.
É o único mecânico entre aqui e Ancara.
- Senin bu ayı saplantını ne yapacağız biz ya?
- Que obsessão a sua por ursos...
Var ya, her şey senin stüdyoda başladı.
- Tudo começou contigo. - Eu sei.
Beni dinle, senin kadar Sabatino'ya da güveniyorum. Belki burada çok fazla kaldın.
Ouve-me, eu apoio o Sabatino a 100 %, assim como te apoio.
Ayrıca kurula ya da başka birine verilecek her türlü kötü haberin senin ağzından duyulması hoş gelecektir. - Teşekkür ederim.
As más notícias que transmitimos ao conselho, ou a outra pessoa, soam muito mais doces vindas de ti.
Ben senin adını biliyorum, peki ya sen benimkini biliyor musun?
Sei o teu nome. Sabes o meu?
Onlar senin evinden uzak evin olur. Ya da olmaz.
Será a tua casa longe de casa.
Benden senin başka hiçbir canlıya göstermediğin merhameti göstermemi iste.
É só pedir-me para mostrar a bondade. Você nunca mostrou qualquer outra criatura.
Söyledim ya. Bunu senin için yapıyorum. Çünkü sen hâlâ bunun Damon'un kurtulabileceği zaman olduğu umuduna tutunuyorsun.
- Já te disse que estou a fazer isto por ti, porque continuas apegado à esperança que talvez seja desta que o Damon pode ser salvo.
Senin neyin var ya?
Qual é o teu problema?
Gerçi bunun senin için bir önemi yok ya.
Não que isso te importe.
Çünkü bilmediğin ne var söyleyeyim mi? O hücrede olduğum süre boyunca senin hakkında her kötü bir şey söyleyişimde ya da beni kurtarmaya gelmediğin için seni suçladığımda Enzo beni uçurumun eşiğinden döndürürdü.
Sim, porque nunca te contei que o tempo todo que estive naquela cela, sempre que falava mal de ti ou te culpava por não me salvares, o Enzo fazia-me raciocinar novamente.
Lafı geçmişken, senin hazırlanıyor ya da Liv ile konuşuyor ya da yurt odanı toparlamak dışında herhangi bir şey yapıyor olman gerekmez mi?
E por falar nisso, não devias estar... a preparar-te ou... a falar com a Liv ou outra coisa a não ser estares a arrumar as tuas coisas?
Senin yerine biz Lydia'ya elektrik verelim mi?
Devemos electrocutar a Lydia ao invés?
Senin bozuk jipin ile birlikte hiç bir yerin ortasında keskin pençeli bir yaratık tarafından saldırıya. uğradığımızdan dolayı titriyorum.
Estou a tremer assim porque estamos no meio do nada com o teu jipe avariado e estarmos prestes a ser atacados por outro monstro com garras.
Derdin nedir senin ya?
Mas que raio é que se passa contigo?
Yoksa seni ve senin yanındaki herkesi SEU'ya bildirmekten başka bir seçenek bırakmayacaksın bize.
Ou não nos deixarás escolha a não ser levar-te e aos teus seguidores à UPS.
Tabii ya, haberin yok senin.
- Claro que não poderias saber.
Orishaları besliyorum gelip senin o fasulyeci sikik kıçını Santo Domingo'ya geri postalasınlar diye.
Estou a invocar os orixás para te levarem de volta a Santo Domingo, seu mexicano de merda.
Senin lanet SHU'ya gitmeni bile benimle çalışmana tercih eder.
Ela prefere ver-te na UE do que a trabalhar para mim.
Ama öyle ya da böyle o odadaki herkesin orada olmaya ihtiyacı var. Ve senin de orada olmaya ihtiyacın var.
Mas quer seja pior ou melhor, todos precisam de estar lá e tu também.
Ya da Ollie, gelip senin sekreterin olabilirim.
Ou podia ser a tua secretária.
Var ya, babanın senin bu tarz merakından barındırmaması çok yazık.
Sabes, é uma pena tremenda que o teu pai não partilhe dessa tua curiosidade.
Ben senin bileğine, boynuna ya da kulaklarına Cartier'den başka bir şey takmak istemezdim.
Não colocaria nada que não fosse Cartier no seu pulso, à volta do seu pescoço... ou pendurados aqui.
- Senin fotoğrafçı olduğunu bilmiyordum. - Şaka yapıyorum ya.
- Não sabia que era artista.
Tahminimce Carla Steele, senin Pennsylvania'ya gedik açtığının farkında değil.
Acho que a Carla Steele não sabe que largou o assistente.
Var ya eskiden ben de senin gibiydim.
Eu era como tu.
Ya sana, senin hakkında bir bilgi verilse...
E se fosses tu quem tivesses ouvido uma coisa destas?
İngiltere'den... Hmm, bana senin hayatta olduğunu söylediler ve seni bulmam için beni geri getirdiler Peki ya sen?
Da Inglaterra. Disseram-me que estavas vivo. e trouxeram-me para te encontrar.
Şu senin ağzına sıçan değil, ya da her neyse işte.
Não a que... te deu uma tareia ou alguma coisa do tipo.
Senin gece dışarıya çıkmaya ihtiyacın var.
O que precisas.. Precisas de uma noite fora.
Senin anahtarlarına ulaşma şansın bizimse okulda kimlik yapıcıya ulaşma şansımız var.
Tens acesso às chaves dela, e nós temos acesso ao programa de identificações de Anchor Beach. A demanda é sem fim.
Ya dün seninle konuşmam gerekip de senin beni ekmen?
E quando eu precisei de falar contigo no outro dia e tu ignoraste-me?
Bu senin "yemeği atlayalım da tatlıya geçelim" deme şeklin mi?
É a tua forma de dizer : "Esqueçamos o jantar e passemos já à sobremesa?"
Senin yerinde olsam hocam, bildiğin patlatırdım, anlarsın ya?
Se eu fosse você, amigo... Eu realmente...
Ordusu Northumbria'ya saldırırsa anında yardımına koşarım ve senin de benim yardımıma geleceğini bilirim.
Se o exército desembarcar em Northumbria, irei em tua ajuda, e acreditarei que farás o mesmo por mim.
Senin ya da annenin.
É teu ou da tua mãe.
Senin ya da patronun için kıçımda uyuşturucu taşımayacağım.
Vou carregar drogas no meu cu para ti e para o teu chefe?
Öyle bir ana kadar nasıl biri olduğunuzu bilmiyorsunuz. Yani ya öldür, ya öl ve mızrağın ucuyla senin aranda hiç mesafe yok.
Não sabes bem de que és feito até um momento como aquele em que sabes que é matar ou morrer e não há nada entre ti e a ponta da lança.
- Derdin ne senin ya? !
- Qual é o teu problema?
Yapardım ama onun için hayatımı askıya alıp on yıl boyunca senin gibi saklanmazdım.
Não, mas não ia colocar a minha vida em risco pela dela e esconder-me durante dez anos como tu fizeste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]