Yaklaşın traducir portugués
4,253 traducción paralela
Kıyıya yaklaşın, gemiyi durdurun. Yoksa gemiye çıkılacak.
Vá até à costa e renda-se ou invadimos a embarcação.
Yaklaşın millet.
Avancem, pessoal.
Yaklaşın.
Avancem.
Yaklaşın ve kalbine bir ok saplayın!
Avencem e acertem com uma seta mesmo no coração dela!
Sessizce yaklaşın.
Podem ir, sejam discretos.
Ama yanlış anlaşılmasın, ırkçı bir yaklaşım yok.
Mas, em sua defesa, não foi racista.
Oysa, yakın zamanda, benekli sırtlanların aslında yedikleri yiyeceklerin yaklaşık % 95'ini kendilerinin öldürdüğünü keşfettik.
Contudo, descobriu-se recentemente que a hiena-malhada chega a matar sozinha 95 % daquilo que come.
Sizi içeri alacağım ve yapmanız gerekeni yapın ancak Başkan'a saygıyla yaklaşılacak.
Vou colocá-lo dentro, fazendo o que for preciso, mas o Presidente vai ser tratado com respeito.
Obezite kaynaklı hastalıkların masrafı yaklaşık 190 milyar $.
O custo estimado de doenças relacionadas com a obesidade é mais de 190 biliões de dólares.
- Sormamın nedeni, duruşma günü yaklaşıyor.
A razão da pergunta é que terei uma audiência. - Eu sei.
Bir daha yanıma yaklaşırsan boğazını deşerim senin.
Se chegares perto de mim novamente, vou arrancar-te a garganta.
Yaklaşık 17 dakika sonra kendilerine gelecek ve yine bu şehirdeki her çalıntı mal satıcısını indirecek yetenekleri olacak.
Dentro de 17 minutos, acordarão com a sensação de conseguirem electrificar qualquer cerca da cidade.
( TOMAS NORSTRÖM-Bölge mahkemesi hakimi ) Uğratılan maddi zararın yaklaşık 4,5 milyon dolar olduğunu tahmin ediyoruz.
Os danos estão estimados em aproximadamente 4,5 milhões de dólares.
45'lik mermiyle yaklaşık 15 el atış yaparsın. İnanabiliyor musun?
Consegues imaginar?
Yaklaşık on saniyeliğine inandınız. Ta ki o olmadığımı söyleyene kadar.
Por cerca de dez segundos, até ele dizer que eu não era.
Yaklaşık 24 saat önce başının arkasından vurulmuş.
Foi morto com um tiro na nuca há 24 horas.
Arkadan çaktırmadan yaklaşıp Espheni'yi gafil avlayacağını sanıyorsun, öyle mi?
Achas que podemos ir sorrateiramente pelas traseiras, e apanhar de surpresa os Espheni?
Bennington'ın yaklaşık 30 kilometre kuzeyinde, sanırım bir pansiyon.
Fica a uns 32 km a norte de Bennington, presumo que seja uma estalagem.
Onların yaşındaki bir insanın nabızları dakikada yaklaşık olarak 220'dir.
O máximo de batimentos de alguém é, aproximadamente, 220 menos a idade.
Melinda Perkins'ın saatindeki GPS ölüm anında mezbahada olmadığını gösteriyor....... fakat yaklaşık olarak 100 metre doğu tarafındaymış.
O GPS no relógio de Melinda Perkins não a coloca no matadouro à hora da morte, mas a, aproximadamente, 100 m a leste.
Birisi yaklaşıyor, çok yakınınızda!
Alguém se aproxima, está muito próximo...
Pekâlâ beyler, Romanya Büyükelçiliği Başmüsteşarı'nın oğlu, Bükreş'e giderken üstünde yaklaşık bir buçuk kilo marihuana ile gümrükte yakalanmış.
Portanto, cavalheiros, a Alfândega deteve o filho do subchefe de missão romeno, no regresso a Bucareste, com cerca de 1,5 kg de marijuana.
Batı Seattle'da atık alanının yaklaşık bir km yakınındaki bir fabrikada bulundu.
Foi encontrada numa fábrica na zona oeste de Seattle, a cerca de meio quilómetro do local de despejo.
Yaklaşık bir hafta önce de hesabına denizaşırı bir hesaptan 10 bin dolar aktarılmış ve Queens'e taşınımış.
Há uma semana, recebeu 10 mil de uma conta estrangeira e foi morar no Queens.
Nyiragongo, dünyanın en büyük lav gölü. Yerin yaklaşık 16km altından fokurduyor.
Nyiragongo, o maior lago de lava do mundo borbulhando a quase 10 quilómetros abaixo da superfície.
Mark, üç hafta arayışın ardından... Yaklaşık 13 kilo kaybetti ama vazgeçmedi.
Depois de três semanas à procura, Mark já perdeu quase dois quilos de peso, mas ele não desiste.
Ordu İstihkâm Sınıfı'nın tahminine göre kubbe, Chester's Mill'in yaklaşık 6 km yukarısına kadar çıkıyor.
O melhor palpite dos engenheiros do exército coloca a cúpula situada em Chester's Mill com diâmetro aproximado de 6000m...
Şimdi tek yapmam gereken yaklaşık 30 saniye boyunca yakınında durmak. Sonra anahtarın benim olacak.
Agora, tudo o que tenho a fazer é a aproximação ou cerca de 30 segundos, e sua chave se torna meu.
Ya ona terk etmekle yaklaşırsın ya da hiç.
Ou aproximas-o com abandono ou então nada feito.
Buradaki kalabalık, yaklaşık 1500 kişiye ulaştı ve hiç kimse aradığı cevapları alamadı özellikle de şu an yanımda olan Tori Bell, Timothy Brown'ın sevgilisi.
A multidão cresceu para aproximadamente 1500, e ninguém parece estar próximo de ter as respostas de que estão à procura, principalmente Tori Bell, namorada de Timothy Brown, que está aqui comigo.
Onun yanına yaklaşırsan o küçük topumsu suratını dağıtırım.
Se te aproximares dele, desfaço-te essa carinha de boys band.
Yaklaşıyor. Nesne ışık hızının dörtte birine ulaştı.
Vamos... o objeto ultrapassou a segunda velocidade cósmica,
Işık hızının % 24'ü hızla yaklaşıyorlar.
0,24 é rápida, quase aproximidade da velocidade da luz.
Buraya yaklaşır mısın?
Pode aumentar aqui?
Ya tetikleyici buysa? Kopyacı'nın taklit ettiği cinayetler yaklaşık 5 ay önce başlamış.
O assassinato copiando o Silenciador foi há 5 meses.
Yılın sonu yaklaşıyor biz de son birkaç ayı inceliyoruz.
O nosso fim de ano está a chegar, estamos a rever os últimos meses.
Buranın yaklaşık yüz kilometre kuzeyinde.
Fica a 96 km ao norte daqui.
O kasanın sahibi yaklaşık üç ay önce öldü.
O dono morreu há, tipo, 3 meses.
Amanda'nın psikolojik kayıtlarına göre yaklaşık bir yıl önce zihinsel çöküş yaşamış.
Segundo os registos psiquiátricos da Amanda, ela sofreu um colapso mental há cerca de um ano.
Bakın, Tom Hubbard yaklaşık 80 yaşında ve güçsüzdü.
O Tom Hubbard tem quase 80 anos e é frágil.
Tenafly'dan buraya yaklaşık 25 dakika sürüyor, Trafiğin durumuna göre, taş çatlasın yarım saat.
Fica a uns 25 minutos ou meia hora de Tenafly, dependendo do trânsito.
- Halkın son olaylarla gizli İstila Filomuzu öğrenmeleri sebebiyle oluşan kötü şöhreti düşünürsek eğer, Kuklana bu kadar olumlu yaklaşıyor olmaları hoş doğrusu.
Dada a recente publicidade negativa, sobre a nossa frota escondida, é uma sorte que o teu fantoche seja apreciado.
- Dünya'ya çarpmamın ardından yaklaşık 4000 yıl önce arındırıldım.
Tinha sido apagado ao pousar na Terra há 4000 anos.
Yaklaşık 1 milyar doların destek güçle yapılan planlanmamış, izin verilmemiş düzenlemesi.
Uma classificação não marcada de quase um bilhão de dólares, realizada com poder de gerador.
- Kaynama derecesine göre bu yaraların oluşma zamanı yaklaşık olarak üç ay önce.
O grau de remodelação indica que as lesões ocorreram há uns 3 meses.
Sahip oldukları mirasın yok pahasına gitmesini izlemek yerine farklı bir yaklaşım sergileseler devam edebilirler.
Teriam se tratassem da sua herança de forma diferente, em vez de ficarem a ver tudo a ser encaixotado e vendido.
Senin orgazmın yaklaşık dokuz saniye sürdü, doğru mudur?
O teu clímax durou, aproximadamente, 9 segundos.
Yaklaşık üç yıl önce, arkadaşımı kurşunlamıştın.
Há três anos, meteu algumas balas num amigo meu.
Glades'deki Steele fabrikasının açılışından yaklaşık bir ay önce yerli bir meclis üyesi bana geldi.
Um mês antes da abertura da fábrica de aço, em Glades, fui abordado por um vereador local.
Bağımlılık uzmanıydın, profesyonel yaklaşımın sayesinde onu kötülükten arındırdın. Şimdiyse, şimdi ne olduğunu bilmiyorum.
Foi a sua assistente de reabilitação, um anjo profissional que o apoiou, e afastou os seus muitos demónios, mas agora... agora já não sei o que você é.
Acaba..... biraz daha yaklaşır mısın? Kaydetmiyor mu?
Importas-te de... te inclinar um pouco?
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55
yaklaşıyor 99
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaştık 32
yaklaşıyorum 20
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaştın 55