English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yanıt yok

Yanıt yok traducir portugués

189 traducción paralela
Yanıt yok.
Ninguém responde.
- Yanıt yok mu?
- Não responde?
- Hala yanıt yok.
Não responde.
- Kimlik yok. Bizim tepkimize yanıt yoktu sadece ucundan...
Não nos respondeu, foi só um vislumbre de...
Yanıt yok.
Nada.
- Yanıt yok.
- Não há resposta.
Yanıt yok.
Não responde.
İmha sinyaline yanıt yok.
As estações de rastreio relatam que não houve resposta ao sinal de destruição.
- Hiçbir kanaldan yanıt yok.
- Não há resposta em nenhum canal.
John Gill'den hiçbir kanalda yanıt yok.
Não há resposta do John Gill em nenhum canal.
- Yanıt yok, efendim.
- Capitão, não há resposta.
- Bir yanıt yok, efendim.
- Não há resposta.
Yanıt yok, efendim.
Não houve resposta.
Henüz nedeniyle ilgili yanıt yok.
Não há respostas quanto à causa.
Yanıt yok, Bay Scott.
Não há resposta, Sr. Scott.
- Hayır, gezegenden yanıt yok.
Não há resposta do planeta.
- Bilgisayar'dan daha bir yanıt yok.
- Ainda não há nada do computador. - Liguem o ecrã.
Hala gezegenden bir yanıt yok mu?
Continuamos sem resposta do planeta?
Meteorit savunma kalkanlarını devreye sokun... ve ana bölme kapaklarını mühürleyin. - Hala yanıt yok, Komutan.
Ativar escudos de defesa e selar principais portas divisórias.
Paul, gezegenden yanıt yok mu?
Paul, temos resposta do planeta?
- Hala Komutan'dan bir yanıt yok mu? - Hayır.
- Notícias do Comandante?
Yanıt yok ki.
Não houve resposta.
- Hiçbir şey yok... yanıt yok.
Nada. Sem resposta.
Yanıt yok.
Não reage.
- Hâlâ yanıt yok Komutan.
- Ainda não respondeu, Comandante.
Hala yanıt yok.
Ainda não há resposta.
Ne yazık ki, bendeki kişisel bilgilere göre... Hiç birinin şucla ilgisi potansiyel davranışlarına ilişkin en ufak bir yanıt yok.
Infelizmente, os dados pessoais que reuni nada revelam sobre o seu potencial para um comportamento criminoso.
Evet, yanıt yok.
Sim. Sem sucesso.
Axel? Yanıt yok çünkü çok gizli çalışacağım.
"Axel?" Nem respondo, de tão infiltrado.
- Hala yanıt yok.
- Continuam sem responder.
Hala yanıt yok.
Continuam sem responder à nossa chamada.
Yanıt yok efendim.
Não responde, Senhor.
Romulan gemisinden yanıt yok.
Não há resposta da nave Romulan.
Hala bir yanıt yok.
Continuam sem responder.
Hala yanıt yok efendim.
Continuam ser responder, senhor.
Öyle sanıyoruz. Olmaz. Teori yok, yarım yanıt yok.
Sabe não há nenhum substituto para segurar as rédeas.
Yanıt yok Kaptan.
Nenhuma resposta, Capitão.
- Anlıyorum ama hala yanıt yok.
- Com certeza, mas ninguém atende.
Yanıt yok mu?
Não queres responder?
Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun. Gece sesleniyorum, yine rahat yok bana.
Ah, meu Deus, choro de dia, mas não me ouves... e, durante a noite, não tenho sossego.
- Yanıt yok.
Sem resposta.
- Yanıt? Yok.
Negativo.
Yanıt yok.
Sem resposta.
- Hala yanıt yok Komutan.
- Não respondem, Comandante.
- Yanıt yok mu?
- Não há resposta?
Dolayısıyla ben burada... saf bir şekilde kitabımı okurken, yanımdan geçerken... dönüp bana selam veren ve büyük babasının köstekli saatine bakıp... zamanı tam olarak belirleyen bir bahçıvan da olmadı. Kısacası Mösyö Poirot bende tanığın T'si bile yok.
Enquanto eu estava lendo tranquilamente o meu livro, não cheguei a ver qualquer jardineiro, com relógio de bolso a registar a hora, assim, Monsieur Poirot, eu não tenho nenhum álibi.
Yazmakta benden kötüsü yok. Ama söz veriyorum, artık mektuplarına yanıt vereceğim.
Não escrevo a ninguém mas prometo responder-vos.
Hayır yanıtının, evete dönüşme şansı yok.
Um "não" vindo de si poucas hipóteses tem de virar "sim".
- İyi bir yanıt değil. - Anlamı yok.
- Não faz nenhum sentido.
Ondan yanıt, gülümseme bile yok.
Sim! Nada da parte dela, nem sequer um sorriso.
Ama eğer biri çıkar da bu dünyada vefa yok diyecek olursa onlara yanıldıklarını söyleyeceğim, ve bu da kanıtı.
Isto prova que há gratidão no mundo e quem afirma o contrário está errado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]