Yaşıyorsunuz traducir portugués
1,070 traducción paralela
Şimdi bu çevrede mi yaşıyorsunuz?
- Vive nestas bandas, agora?
Ne zamandan beri burada yaşıyorsunuz Bay Şans?
Há quanto tempo mora aqui, Sr. Chance?
Krallar gibi yaşıyorsunuz!
Vivem que nem barões do petróleo.
Siz birkaç insanın lütuflarıyla yaşıyorsunuz, örneğin bir dakika önce kapıda olan Bayan Andros... ve bu tür yerlerden.
Você vive das boas graças dum pequeno número de pessoas. Tal como a Sra. Andros, que apareceu à porta há pouco... E de lugares como este.
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Vive sozinho?
Siz hayal dünyasında yaşıyorsunuz.
- Vão ser apanhados! - A Miss Lily desiste.
Şey, Bayan Blake, ee... - Hala 93 Nassau Caddesi'nde mi yaşıyorsunuz?
Diga-me, Menina Blake, ainda mora na Rua Nassau, 93?
- Orada mı yaşıyorsunuz?
Você vive aqui?
- Nerede yaşıyorsunuz?
- Seu local de residência?
- Teknede mi yaşıyorsunuz?
- O senhor vive num barco?
Yaşıyorsunuz.
Estão vivos!
Nerede yaşıyorsunuz, bay Baker?
Onde vive, sr. Baker?
Culver City'de yaşıyorsunuz ama daha önce Guin, Alabama'lıydınız.
Agora é de Culver City mas vivia em... Guin, Alabama.
Örneğin, niye burada yaşıyorsunuz?
Por exemplo, por que estavam a morar aqui?
Nerede yaşıyorsunuz?
Onde é que mora?
- Benim evimde yaşıyorsunuz.
- Está a viver na minha casa.
Bir sarayda yaşıyorsunuz!
Encantado com o vosso palácio!
Londra'da nerede yaşıyorsunuz, Bay Carruthers?
Em que parte de Londres reside, Sr. Carruthers?
Yaşıyorsunuz Baronum.
Está vivo, meu Barão.
- Şehirde mi yaşıyorsunuz?
- Trabalha na baixa? - Não.
- Ne şekilde yaşıyorsunuz?
- Onde a sua espécie vive?
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Mora aqui sozinha?
Ve sonra, Lorraine ve sen sonsuza dek mutlu yaşıyorsunuz.
E tu e a Lorraine vivem felizes para sempre.
Onu için bokta yaşıyorsunuz.
Por isso vives na merda.
Şu an Amerika'da yaşıyorsunuz. Bu ülke 200 yaşında.
Isto aqui é a América, e já tem 200 anos, por isso é melhor acertarem os relógios.
Bonita, burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
Bonita, vocês todos vivem aqui sozinhos?
- Nerede yaşıyorsunuz?
- Onde é que estão a viver?
Hep yer altında mı yaşıyorsunuz?
O senhor nunca sai destas grutas?
- Hepiniz yaşıyorsunuz.
- Estão todos vivos.
Tanrıya şükür, yaşıyorsunuz!
Está vivo, louvado seja Deus!
Çöp teknesine çarpmanız ya da soğuk havadan kaynaklanan..... geçici bir hafıza kaybı yaşıyorsunuz.
Parece sofrer de amnésia temporária, devida ou ao choque com a chata, ou ao choque da água fria.
- Domuzlar gibi yaşıyorsunuz.
Sabes, vocês vivem como porcos.
Bu yüzden, bunu diledim... ve şimdi hepiniz bir tane yaşıyorsunuz.
Por isso desejei isso... e agora estão todos a ter um.
Sadece o sığınağa gidip yaşıyorsunuz.
Por mim, até podiam ficar a viver de vez no abrigo!
Yaşıyorsunuz!
Estão vivos!
- Ne kadardır burada yaşıyorsunuz?
Há quanto tempo mora aqui? Nasci aqui.
Annenizle mi yaşıyorsunuz?
Mora com a sua mãe?
Her şey mükemmel değil ama neşelenin çünkü özgür bir Amerika'da yaşıyorsunuz. "
"Nem tudo é perfeito, mas anima-te, porque vives numa América livre."
- Yalnız mı yaşıyorsunuz?
- Vive sozinho?
Beline yakın bir yerlerde yaşıyorsunuz öyleyse, ya da en gözde yerlerinde mi?
Nas partes confidenciais.
Bin tane önemsiz ölüm yaşıyorsunuz ve değişik bir şapkayla geri geliyorsunuz.
Morre mil mortes casuais e volta com um chapéu diferente. Mas ninguém se levanta após morrer!
Her gün söylediğim yalanların riskini yaşıyorsunuz.
Estás em perigo apenas por causa das nossas mentiras.
Böyle nasıl yaşıyorsunuz?
Como pode as pessoas viverem assim?
- Nerede yaşıyorsunuz?
- Onde vive?
- Birlikte mi yaşıyorsunuz?
- Mas vivem juntos em pecado.
Lüks bir hayat yaşıyorsunuz.
Bem, meu caro Jules, vais muito bem agora.
Çünkü hâlâ 5 yaşındaki bir çocuk gibi davranıyorsunuz!
Ainda assim comporta-se como uma criança de 5 anos!
Bir erkek iktidarsızlık sorunu yaşıyorsa nedenin psikolojik mi yoksa fiziksel mi olduğunu uykusundan anlıyoruz. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
Se um homem está impotente podemos determinar se a causa é física ou... psicológica monitorizando o seu sono.
Bu şehirde mi yaşıyorsunuz yoksa kısa bir ziyaret mi?
Ele veio para ficar comigo, mas só por poucos dias. Ele está precisando se recompor um pouco, porque...
Tek başınıza mı yaşıyorsunuz?
Vive lá sozinha?
İkiniz de, onu tanıyorsunuz. King Mei Hotel'de yaşıyordu.
Ela vive no Hotel King Mei.