Yedi traducir portugués
16,201 traducción paralela
On yedi yıl.
- 17 anos.
Yirmi beşlikte yedi gram.
Sete gramas em sacos de vinte e cinco.
İyice kafayı yedi.
Ele enlouqueceu.
- Yedi buçuk litre süt ve...
- Sete litros de leite e...
Şeytan boynuzundan maskeleri olan adamlar kasabama geldiklerinde yedi yaşımdaydım.
Eu tinha sete anos quando vieram à minha cidade Homens mascarados com chifres de diabo.
Kimse yedi kişiyi öldürüp yakasını kurtaramaz.
Ninguém se safa após matar sete pessoas.
Mamaloni Futbol Kulübü'nün yedi üyesini silahla öldüren Leon Labuschagne'nin davası bu hafta Pretoria Yüksek Mahkemesinde başlıyor.
O julgamento de Leon Labuschagne, que matou sete membros de um clube de futebol de Mamaloni, arranca no Tribunal Penal de Pretória esta semana.
Pierre, bu oğlanı cehennemin içine attılar o da çıktı ve yedi adamı vurdu.
Meteram-no no inferno e ele abateu sete pessoas.
Sanık, saat 18.00 sularında, Cephanelik Tepesi taşocağı yakınındaki ıssız yolda, oradan geçen, merhumların içinde bulunduğu minibüsü durmaya zorladı ve yedi kurbanın hepsini bir tabancayla vurdu.
Por volta as 18h00, numa estrada deserta junto à pedreira Magazine Hill, o acusado fez sair da estrada a camioneta onde os falecidos viajavam e alvejou as sete vítimas.
Yedi kişiye on üç kere ateş etti.
Disparou 13 vezes sobre 7 pessoas.
Elimizde yedi ceset varken ortada suç olmadığını mı ileri sürüyorsunuz?
Sugere nada ter acontecido, quando temos sete cadáveres?
Sanığın yedi kişiyi öldürdüğünü kabul etmişken ortada bir suç olmadığını nasıl söyleyebilirsiniz?
Como pode dizer não haver ação quando admite que o acusado matou as sete vítimas?
Tüm saygımla birlikte, efendim, taş ocağında olanlar kuşku götürmezdir ama olaydaki gaddarlık, büyüklük, bir birey tarafından öldürülmüş yedi sağlıklı genç daha yakından bir incelemeyi gerektirmektedir.
Com todo o respeito, Meritíssimo, não contestamos o sucedido na pedreira, mas sim a brutalidade, a escala do sucedido. Sete rapazes em forma mortos por um só homem apela a maior escrutínio.
O yedi kişi ertesi gün darağacına gidecekti.
Os sete iriam no dia seguinte, para o cadafalso.
Yedi adam astık.
Enforcámos sete pessoas.
Yedi tane daha.
Outros sete.
Yedi kişiyi öldürmeden önce!
- Antes de matar sete pessoas.
Yedi kere cinayet. Ve mahkeme bunun böyle olduğunu ilan etmeli.
Um homicídio de sete pessoas e o tribunal deve declará-lo dessa forma.
- On yedi bin kişi çıkmayı planlıyor.
- 1700 pessoas prontas a sair.
Villa, Gareth Southgate'ten adamakıllı hak ettiği iki gol yedi...
Dois golos de Gareth Southgate deram ao Villa um merecido...
Yedi yıl sonra aynı mekan tacını terk ettiğine şahit olacak mı?
Sete anos depois, será também aqui a sua abdicação?
Yedi. Sıçratma.
Sete, não balances.
Yedi, yedi.
Sete. Sete.
Bunlardan yedi tane var.
Existem sete delas.
Bunlardan yedi tane var. Eğer doğru yerleştirilirlerse ruhun ve hayatın varlığına son verecek.
Se cada uma for colocada corretamente, a tua vida e espirito deixarão de existir.
Yedi yaşındaki çocuğumun Mad Max izlemesine izin verdim.
Eu deixei o meu filho de 7 anos ver o "Mad Max".
Ülkeyi o yedi yaşındayken terk etmiştik.
Nós deixamos o país quando ela tinha sete anos.
Savaşçı Zhao yedi arkadaştan biriydi.. Kutsal keşişler tarafından doğumdan kaldırıldı.. Sadece bir şey ve tek şey için.
Guerreiro Zhao foi um dos sete companheiros criado, desde que nasceu, pelos monges sagrados, com um único objectivo :
- Yedi.
Sete.
- Yedi o zaman.
Que sejam sete.
Belki bir yüzük aldıktan sonra yakın arkadaşlarımızdan 500'ünü davet edip bir düğün yaparız ve yedi çocuk yapıp büyük bir evde otururuz...
E se calhar podiamos avançar para um anel de noivado da Tiffany, e um casamento onde convidávamos 500 dos nosso amigos mais próximos, e depois podíamos ter sete crianças, e vivíamos numa casa enorme...
Mahkemenin kararından yedi yıl sonra Richard Loving, sarhoş bir sürücü tarafından öldürüldü.
Sete anos após a decisão do tribunal, Richard Loving foi morto por um condutor embriagado.
Şehir Yönetimi'ni yedi yıl boyunca bastırdık bu da demek oluyor ki sende öyle yaptın.
Arrasámos o SP durante sete anos de seguida. O que significa que tu arrasaste o SP.
- Altı, yedi muhtemelen.
- Talvez há uns seis ou sete.
Beş, altı, yedi, başlayın.
Cinco, seis, sete, vamos.
Ve beş, altı, yedi, sekiz.
E cinco, seis, sete, oito.
Ve bir ve iki ve üç ve dört ve beş, altı, yedi, sekiz.
E um, e dois, e três, e quatro, e cinco, seis, sete, oito.
Ve bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi ve sekiz.
E um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete, e oito.
Beş, altı, yedi, sekiz.
Cinco, seis, sete, oito.
En az biri mi? En fazla? Yedi.
No mínimo, e no máximo?
Yedi yıl önce kaybolduğunda gözleri görmüyordu.
Há sete anos, quando ela desapareceu era cega.
Yedi yıl önce Prairie Johnson - kaybolduğunda...
Quando Prairie Johnson desapareceu, há sete anos...
Yedi yıl, üç ay, 11 gün boyunca.
Todos os sete anos, três meses e onze dias.
Oğlunuz 17 yaşında, yedi değil.
O vosso filho tem 17 anos e não sete.
Yedi dakika nabzın atmadı.
Sem pulsação durante sete minutos.
Polis, salı akşamı bir AVM'de açılan ateş sonucu yedi kişinin öldüğünü bildirdi.
A Polícia diz que sete pessoas foram mortas após um atirador disparar num centro comercial, na terça-feira à noite.
Başka birinin tenine dokunmadan yedi yıl yaşadım.
Passei sete anos sem tocar na pele de outra pessoa.
Her gün tam olarak yedi yıldan fazla.
Todos os dias durante mais de sete anos, para ser específico.
Neruda yıllarca aynı yanmış toprağı yedi.
Há muitos anos, Neruda comeu este mesmo pão queimado.
Ya da yedi.
Ou comeu-o.
Doksan altı, Doksan yedi, Doksan sekiz,...
Que insulto.