Zavallıca traducir portugués
232 traducción paralela
Kralımıza nasıl zavallıca yalanlar söylüyorsun sen?
Que tipo de choraminguice estás a contar ao nosso rei?
Evet, devam et, Signor Professore. "Zavallı, zavallıca, müthiş, müthiş bir şekilde."
Sim, continue, Signor Professore.
- Neden? Çok aptalca ve zavallıca görünmüştü.
- Pareceu-me estúpida e disparatada.
Söylediklerim sana zavallıca mı geliyor?
Acha-me tonta?
Aksi taktirde git buradan ama zavallıca sızlanmayı bırak.
Se não vai-te embora Mas deixa-te de choraminguices.
Demem o ki biz erkeklerin genç kalmaya çalışması çok zavallıca.
O que estou atentar dizer é... É patético que tentemos agarrar-nos á nossa juventude.
Bu çok zavallıca.
Isto é uma patetice.
Yavaşça. Zavallıca. Acı çekerek.
Assim vamos emagrecer, morrendo aos poucos, lentamente, sofrendo muito.
- Yani uzaylı gördüklerini iddia eden insanlar,... kötü bir işte çalışan zavallıca bir hayat yaşayanlardır.
- Os que vêem extraterrestres são sempre patéticos falhados com empregos chatos.
Ne zavallıca.
Isso é muito patético.
Evet, çok zavallıca, tabi.
Pois é, é mesmo ridículo.
Gerçekten ağlıyorum. Ne kadar zavallıca.
Quão patético é isto?
- Ne kadar zavallıca.
Quão patético é isto?
Zavallıca ölüm döşeğimde diyeceğim ki :
Vou acabar um falhado a dizer :
Çok zavallıca.
É triste.
Kendini zavallıca rezil etmeye devam edersen öldürürüm.
Eu vou disparar se continuares com esse espectáculo patético.
Bu durumda, zavallıca ve dar görüşlü davrandılar.
- Sim. E nesse caso deviam ser fúteis e tacanhos.
Bu çok zavallıca bir cevap!
Que resposta vergonhosa!
- Çünkü bu çok zavallıca olur!
- Porque não? Porque seria patético.
O da zavallıca ama bu zavallılığı kabullenebilirim. Oysa öbür zavallılık gerçekten zavallı bir zavallılıktır ve beni. çift zavallı olmaktan ancak sen kurtarabilirsin!
Também patético, mas com isso posso bem, o outro patético é mesmo patético-patético... e só tu me podes salvar do duplo patético.
Bu velet yine titriyor, ne zavallıca.
Ele está a tremer novamente, que pena.
Teddy, sen yine kilere insen iyi olur. Sonra... ben ışıkları söndürünce, her yer kararınca... yukarı çıkıp zavallı adamı kanala götürürsün. Hadi bakalım Teddy.
Tens de voltar para a cave, e quando eu apagar as luzes e estiver tudo às escuras, vens cá acima e leva-lo para o Canal.
- Zavallı aşıkların ihtiyacı olacak.
- Cá vai à felicidade, huh? - Eles precisarão dela, pobres queridos.
Bayıldı, kaldı, zavallı...
Não vêem que ele está mais para lá do que para cá?
Gelsene biraz. Zavallı Barberone'ye olanları anlat şunlara.
Vem cá e conta a estes idiotas o que fez o Barberone.
İki gün sonra burada olacak, kendisi, zavallı bir mektup değil.
" que dentro de dois dias ele estaria cá ;
Ne zavallıca.
Que triste confusão!
Psişik dünyaya dalınca... yemeğin hala zavallı "homo sapiens" in başlıca derdi olduğunu unuturuz.
No mundo psíquico muitas vezes esquecemos... que a comida ainda é a maior preocupação do pobre e velho Homo Sapiens.
Son zamanlarda bunu etraflıca düşündüm,... buradaki ortağım Ben Rumson, zavallı piç kurusu...
Tenho pensado muito nisto, desde que o Ben Rumson, o meu sócio, pobre sacana...
Zavallı Lena'yı da buralara sürüklemek çok mu gerekliydi?
Porquê trazer a Lena para cá?
Ayrıca zavallı, narin... terkedilmiş eş olarak herkesin size acımasını istiyordunuz. Bu arada siz bayım normalde olması gerektiği gibi saklanmak... varken siz aşkınızı herkese göstermekten hiç çekinmediniz.
Suscitando pena, como uma pobre esposa abandonada, enquanto o marido vai lá fora propagandear o seu romance, em vez de o manter em segredo como você faria com qualquer amante.
- Yapma Hannah, o tam bir zavallı.
- Ele é cá um falhado.
Gel de zavallı annene yardım et.
Anda cá ajudar a tua pobre mãe.
Fakat bu defa, zavallı Signora Russell burada değil.
Desta vez, la povvera Signora Russell não está cá.
İşçi karıncalar zavallı silahlarıyla koşuşturuyorlar.
Umas formigas a correr de cá para lá com umas armas lamentáveis.
Ayrıca ben zavallı bir İtalyanca öğrencisiyim.
Não creio que seja apropriado traduzir o sentido, além de que meu italiano não é muito bom.
Brooklynli zavallı bir çocuk zaten reşit değildi ayrıca birkaç ahlaksız dergini kimin umurundaydı.
Um pobre miúdo de Brooklyn, sem grandes perspetivas. De qualquer maneira, o que é que interessam uma revistas pornográficas?
Ayrıca acınası bir zavallısın, hayvan herif.
Também és coninhas, pobre coitado, cabrãozolas.
Evi çok küçük ayrıca mutfağı bile yok.Bide zavallı oğlum..
É pequena e não tem cozinha.
Deli değilim. Ayrıca seni tanıdım. Zavallı imparatorun hain Tamorası'sın.
Não estou demente, és a nossa altiva imperatriz, Tamora.
- Zavallı bir kadın olmalı.
- Deve ser cá uma falhada.
Sen de kovuldun ama zavallı biri gibi burada takıImaya devam ediyorsun.
Tu foste despedido e continuas por cá como um grande falhado.
Şu zavallı hayvan.
- Pobre animal. - Seja o que for, tem de o deitar cá para fora.
Ayrıca hapishaneden kaçabilmek için, o zavallı gardiyana onunla sinemaya gideceğinizi söylemediniz mi?
Não fugiu da prisão dizendo ao infeliz guarda que iria ao cinema com ele?
Zavallı adam, güzel bir kek için gelmişti ama iki tane twinkle karşılaştı.
Pobre homem, vem cá baixo buscar um Ding Dong e encontra um par de Twinkies.
Zavallıcık. Gel buraya.
Minha querida, coitadinha, venha cá, vamos.
Zavallı Dave, ben de kızardım.
Coitado do Dave. Eu cá também tinha ficado lixado.
Yani, eğlenmek için zavallıları umutlandırıp süründürüyor musun?
Estás a dizer que trouxeste cá estes pobres e lutadores actores... e criaste-lhes expectativas apenas para teu próprio divertimento?
Ayrıca hepsi de bu zavallı çocuğun üzerine geldiler.
E estavam todos sobre este pobre menino.
Kalkan kemerini çok akıllıca kullanıyorsun ama o zavallı küçük silahın olmazsa, yanarsın!
Belo uso do cinto protetor... mas sem sua arminha patética... - você vai queimar!
Zavallı ben!
- Cá está.
zavallı 389
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallılar 55
zavallı adam 286
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243
zavallım 26
zavallıcık 135
zavallı şey 169
zavallılar 55
zavallı adam 286
zavallı herif 18
zavallı ben 20
zavallı aptal 20
zavallı çocuk 243