Çok yorucu traducir portugués
428 traducción paralela
Çok yorucu.
- Cansativo.
Çok yorucu bir akşam geçirdim.
Tive uma noite muito difícil.
Senin için çok yorucu olur.
Será muito cansativo para ti.
Hipnoz seansları hep beni yormuştur. Hastalarımdan bazısı da bunu çok yorucu bulur.
A hipnose cansa-me sempre e alguns pacientes meus também a acham exaustiva.
Oldukça uzun yoldan geldiniz ve eminim yolculuk çok yorucu idi.
Percorreu uma grande distância, e a sua viagem deve ter sido maçadora...
Zaten dergide çok yorucu bir gün geçirdim.
Tive um dia muito cheio na revista.
Çok yorucu bir gün oldu.
Tem sido um dia muito agitado.
Yatma zamanım çoktan geçti ve çok yorucu bir gün geçirdim.
Já passou da hora de me ir deitar e tive uma dia cansativo.
O kadar yorgunum ki, yorgun olduğumu söylemek bile çok yorucu.
Estou tão cansado, que é um esforço dizê-lo.
Kalem darbelerimi bir araya getirmeyi de çok yorucu buluyorum.
Ter de somar os meus pontos é coisa que me cansa bastante.
Minnettarlık bazen çok yorucu olabilir.
Pode-se ficar cansado da gratidão.
Biliyorum ama, çalışmak çok yorucu.
Trabalhar. Isso... Mas trabalhar cansa.
Çok yorucu oldu ama dayanamadım, sen gelmeden her şeyi hallettim.
Foi maldade minha, mas não pude resistir. Arranjei-o sem veres.
Umarım iş çok yorucu olmaz.
Espero que o trabalho não seja muito exigente, Somos só três,
Çok yorucu bir akşam geçirdim.
Tive uma noite cansativa.
Sinek kağıdından kurtulmaya çalışmak çok yorucu bir iş.
Libertarmo-nos de papel autocolante pode dar muito trabalho.
Seni sevmek çok yorucu. Bir şey istediğimde sana yalvarmak zorunda kalıyorum.
Estar apaixonada por ti é esgotante, é preciso estar sempre a suplicar.
Çok yorucu.
Muito difícil mesmo.
Bayan Birchfield, bu öğleden sonrayı, bir cevap için yaptığınız ısrarlı arayışla çok yorucu hale getirdiniz.
Porque pessoas como você não mo deixam! Miss birchfield, você transformou a tarde... muito entediante com a sua busca constante... por uma resposta.
İngilizce'nin çok yorucu olduğu anlar var.
Há alturas que o Inglês é bastante cansativo.
Berlin'den buraya çok yorucu bir yolculuk yaptım.
A viagem de Berlim foi muito cansativa.
Birini öldüreceksen eğer hiç değilse aptalca konuşmalarını dinlemen gerek. Ama bu da çok yorucu.
Já basta ter de matar um homem... sem ter de ouvir coisas estúpidas antes.
Ayrıca rehber olmak çok yorucu da değil.
E não é cansativo, a ser um guia.
Çok yorucu idi.
Era demasiado cansativo.
Tüm gece konuşmak çok yorucu.
Não posso passar a noite à conversa!
Sabahın köründe babanı arıyorsun, bu mu çok yorucu?
À 1h da manhâ teIefonares ao teu pai è exaustivo.
Lütfen bağışla, ama çok yorucu bir akşam geçirdim.
Perdoe-me, tive uma noite bastante cansativa.
Çok yorucu ve zahmetli olur.
É muita confusão.
Gerçekten, çok yorucu bir şekil.
É realmente a maneira mais enfadonha.
Yatalım artık. Çok yorucu bir gün oldu.
Vamos dormir, que o dia foi muito cansativo.
Bağışlayın bizi, çok yorucu bir gün geçirdik.
Perdoe-nos, por favor, foi um dia exaustivo.
Falcılık çok yorucu bir şey.
O trabalho de adivinha é terrivelmente desgastante.
- Balık tutmak çok yorucu.
- Pescar é cansativo.
Bu şartlar çok yorucu.
As circunstâncias são difíceis.
Bugün işte çok yorucu bir gün geçirdim.
Está a tapar-me o sol! Estou a tentar obter um bronzeado completo.
Diğer şeye ulaşmak çok yorucu.
Arranjar outras coisas é tão entediante e requer tanto tempo.
O gün çok yorucu geçmişti.
"Fora um dia muito, muito cansativo."
Gerçekten uçmak çok yorucu!
Alguma vez sentiste o prazer total de voar mesmo?
- Çok yorucu.
- Sinto-me exausto.
Seninle birlikte olmak çok yorucu.
É cansativo estar contigo.
çok yorucu bir gündü akıllı çocuk.
Tivemos um dia em grande.
Washington'dan buraya yolculuğunuz çok yorucu oldu mu?
A sua viagem de Washington foi muito cansativa?
Umarım yolculuk çok yorucu geçmemiştir.
Espero que a viagem não tenha sido cansativa.
- Sonuçta, çok yorucu oldu.
- Tem sido extenuante.
Hanımı hastaymış. Çok yorucu.
Que desagradável.
- Sorun ne, iş çok mu yorucu?
- Qual o problema, horas a mais?
Hayır, gençlik anılarım hala çok canlı ve yaşlı bir dayıyla akşam yemeğinin ne kadar yorucu olduğunu bilirim.
Não, Angélica. Lembro-me muito bem quão aborrecido pode ser um tio quando dois jovens estão apaixonados. - Não é verdade.
Çok uzun ve yorucu bir gün geçirdiler.
A caminhada foi dura e longa.
Kan gölünde o kadar ilerlemişim ki çok geç artık geri dönmek, ileri gitmek kadar yorucu olur.
Estou tão envolto em sangue que, se não avançasse mais o regresso seria tão moroso como seguir em frente.
Kimin gerçek şampiyon olduğunu herkese kanıtlamak için, ilk ve son kez çok zorlu ve yorucu 3 kilometre koşacaklar.
Vão correr cerca de duas milhas para provar de uma vez por todas... Quem é realmente o maior campeão.
Yorucu etkinliklerden kaçınman çok önemli.
É mais importante que te lembres... de evitar esforço fisico.
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53