English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ü ] / Üstüne üstlük

Üstüne üstlük traducir portugués

52 traducción paralela
Bak, aklında olsun, biraları ben aldım, üstüne üstlük...
Talvez lhe interesse saber que, não só paguei a cerveja,
Bir doktor olduğunuzda dayanması daha zor üstüne üstlük onun neyi olduğunu bildiğiniz zaman.
É particularmente difícil quando se é um físico... e sabe o que há de errado com ele.
... üstüne üstlük güzel de bir kadınla birliktesin. " diye düşündüm. - Öyleydi.
"É dela a Aquitânia, a maior província do continente, e para mais é bela."
3'üncü ordu Almanlarla savaşmaktan bıktı usandı komutanları aksi, benzin kalmadı üstüne üstlük, hava da açmıyor.
Estou farto que o 3º Exército combata os alemães com um comando supremo, sem gasolina e, agora, sob este tempo horrível.
Aşağılık herifin teki olman önemli değil, ama üstüne üstlük zevksizsin!
Não me importo que sejas um canalha, mas tens de ter falta de gosto?
Muhabir biraz bir şeyler açıklardı ama para ve itibar konusunda aslan payını o alırdı ve bir de üstüne üstlük harika bir işi olurdu.
Aquela reporter iria pagar-me umas moedas pela história... mas ela é que iria receber grande parte do bolo, um grande salário e uma grande promoção no trabalho.
13 yaşında gelin olmuş ve üstüne üstlük kuzeniyle evlenmiş çocuk hala akıllarda bir soru işareti.
A noiva menor em questão tem apenas 13 anos de idade, e, além disso, é sua prima.
"Kurtadamlar" hakkında ne duyduğunuzu bilmiyorum ama, sabotajların hala devam ettiğinden üstüne üstlük, müttefiklerle işbirliği... yapan Almanların ortadan kaldırıldığından... mutlaka haberiniz vardır.
Não sei o que ouviu dizer sobre os Lobisomens. Mas ainda há sabotagens e os alemães que colaboram com os Aliados são liquidados.
Sahte ifade verdiler, üstüne üstlük yalan söylediler, o nedenle bu adamlar alçaktır.
Juraram falso. Além disso, mentiram.
Ortağın öldü, üstüne üstlük sen de cinayetle suçlanıyorsun.
O teu parceiro morreu e vais ser acusado de homicídio.
Bizim için Ferengi Birliğini kurmak iki katı sürmüştü ve üstüne üstlük warp teknolojisini satın almak zorunda... 5.000 10.000 ne fark eder?
Levou-nos o dobro do tempo a criar a Aliança Ferengi e comprámos a tecnologia warp... Cinco mil, 10 000, qual é a diferença?
Neden bunu kabul etmiyoruz : Suçlandığı en büyük nokta ; genç ve çekici bir kadınken, üstüne üstlük asabi olacak kadar cüretkâr olması.
Mas, veja, ando a defender uma prostituta com argumentos do estilo :
Ve üstüne üstlük sahte göğüslerimden biri ızgarada yandı.
E ainda por cima arruinei um dos peitos postiços no grelhador.
Şişkosun, ağır kanlısın ve üstüne üstlük birdenbire tembelleştin.
És gordo, lento e, de repente, és preguiçoso.
Evet, tabiî, üstüne üstlük bir de kıyafet bulmam lazım.
Em cima tenho que vesti-lo.
Çarşı çok kalabalıktı. Ve balo elbisem üçüncü kez terziye gitmek zorunda kaldı. Ve üstüne üstlük, kocam gerçekten üzülmüş gözükmüyor.
O mercado estava lotado... tive que mandar o vestido de baile à costureira, pela terceira vez... e, além disso tudo, o meu marido parece que nem se importa com nada.
Ve üstüne üstlük Seninleyim
E ainda por cima estou contigo
- İşte : sadece o gün o adamla Bay "Çınar" ile tanışmakla kalmadı, üstüne üstlük sonrasında...
"Aqui está : para começar, é o dia em que ela conheceu tal tipo, o Sr. Plane Tree, mas para além disso, mais tarde..."
- üstüne üstlük, krallıktaki birçok insan eğer onunla evlenirsem, düğüne gelmeyeceklerini söylüyorlar...
muita gente no Reino diz que se ele for o escolhido não irão ao casamento...
Senin gibi güzel bir kızın Noel tatilini geçirmek için niçin bir yabancının evine geldiğini üstüne üstlük Cumartesi akşamını niye benim gibi bir morukla geçirdiğini merak ediyorum.
Interrogo-me o porquê de uma rapariga linda como tu... Ter vindo para a casa de um estranho passar o seu natal... E ainda por cima, sair num sábado para jantar, com um velho como eu
Uzakta, hamile bir kız arkadaşa sahip olmakla kalmamış üstüne üstlük, hâlâ bir daire bulamamıştım.
Para além de ter uma namorada de longa-distância grávida, ainda não tinha encontrado um apartamento.
bir kalaşnikof böyle etki yapar üstüne üstlük birkaç da kırık kaburga.
É natural, levou um tiro directo de uma AK. E ainda tem duas costelas partidas.
Başa çıkmaya çalıştığım onca sorun vardı üstüne üstlük.
Já estava a ter tanta dificuldade para manter...
Sen çok seksisin. ve üstüne üstlük bir de tıp okulu?
Tu és sexy. E faculdade de Medicina para exército?
Boktan bir gömlek için üstüne üstlük bir de açıklama mı yapacağım?
Não preciso de me justificar só por causa de uma camisa de merda.
Eğer bana karşı bir şeyler hissediyorsan. Ben öğretmenim, sen de öğrencimsin, üstüne üstlük senden oldukça yaşlıyım.
Então, se sentes algo por mim, eu sou o teu professor, tu és minha aluna.
Sonia kızımın babasıyla bizzat benim yatağımda fingirdeştin üstüne üstlük dört bir yana kustun.
Sonja! Dormiste com o pai da minha filha na minha própria cama e depois vomitaste aquilo tudo.
Kendimi öldürürsem, hiçbir işe yaramayacak, üstüne üstlük ölü biri olacağım.
Se eu me matar, eu não vou conseguir nada e eu vou estar morto...
Soğukta beni bekleyen sendin üstüne üstlük geciktiğim halde.
Foi você que esperou por mim ao frio apesar do meu atraso.
Senin hiç metro geçidinde araban bozulup yanında utangaç bakışlı bir çocuğun sürekli, durmadan " 7 : 15, 59. ve Lex arasında, 7 : 15, 59. ve Lex arasında diye tekrarladığını ve sürekli daha yüksek sesle bağırdığını yaşadın mı üstüne üstlük bu yetmiyormuş gibi....... kendisine vurmaya başladığını ve etrafta dolaştığını ve sonunda yavaş yavaş sakinleştiğini?
Já alguma vez esteve numa carruagem do metro que tenha avariado? E vê um tipo, um miúdo tímido que começa a repetir algo de si para si vezes sem conta, como : "Sete, quinze, rua 59 e Lex, sete, quinze, rua 59 e Lex."
Ve üstüne üstlük mole yapacaksın. - Evet.
Então, como te sentes por teres voltado?
Nick hiç te o kıza uygun değildi üstüne üstlük Handleman'ın da kalbini kırdı!
O Nick não era boa para ela e partiu o coração da Skippy Handleman!
İkiniz de bariz şekilde bir emre karşı geldiniz ve üstüne üstlük yalan söylediniz.
Então agora distribuímos passes diurnos, é isso? Desobedeceram grosseiramente a uma ordem directa e depois mentiram sobre ela.
Bir mercan resifi yaşam çeşitliliği bakımından yağmur ormanlarıyla aşık atabilir,... üstüne üstlük bunun gibi mercanlar besinin çok az olduğu sularda bulunur.
Um recife de coral rivaliza até com as florestas tropicais em termos de diversidade de vida. No entanto, os corais como este encontram-se em águas onde o alimento é muito escasso.
Ve üstüne üstlük, Ufaklık geri döndü.
E, ainda por cima, o Pequeno voltou.
Kapat çeneni. Bir de üstüne üstlük bana göz kulak oluyor.
Cale-se.
Pearce sadece bir eş ve çocuk satın almakla kalmamış üstüne üstlük bir de boydan 10 santimetre çekmiş.
O Pearce não só arranjou uma mulher e um filho. Ele também está 10 cm mais baixo.
Ben de trenle eve dönüp ertesi gün yine trenle Crawley'e gitmek zorunda kaldım üstüne üstlük eleman bana dokunup durdu.
Tive de apanhar o comboio para casa e outro para Crawley no dia seguinte e o tipo ainda me tentou apalpar.
" Tekrarlıyorum, büyük bir sahtekarsın ve üstüne üstlük kötüsün.
" Repito, é uma fraude colossal, uma fraude perversa e cruel.
Sanki evlatlarımızın bir yığın odunun üstüne oynaması yeterince kötü değil üstüne üstlük Briar bir erkekle büyük bir hata yapmak üzere!
Se já não bastasse os nossos filhos estarem a brincar num monte de madeira, a Briar está prestes a cometer um erro com um rapaz!
Bir de üstüne üstlük, Sushila bugün erken ayrıldı.
Ainda por cima, Sushila saiu mais cedo hoje.
Hayır, üstüne üstlük bütün anayollar kapatılmıştı.
- Não. E todas as estradas principais foram bloqueadas.
ve üstüne üstlük bir de ona harcaması için para veriyorsun.
E ainda para mais, estás a dar-lhe dinheiro para gastar.
Sana 6 bin papele patladı ve üstüne üstlük bir şey de öğrenemedik.
- Tu és rico. - Custou 6 mil e não temos nada.
Bu birşeyi değiştirmez, üstüne üstlük öğretmenler okul festivali boyunca sana pis pis bakarlar.
Não faz diferença, e depois os professores olham-nos de lado durante as feiras da escola.
- Partiyi kaçırdım, Chloe'yi kaçırdım bir de üstüne üstlük öleceğim. - Çocuklar!
Perdi a festa, perdi a Chloe, e agora vou morrer.
Ve üstüne üstlük, Daniel Emily'nin hayatını kurtardı, ve biz onun itibarını yerle bir ettik.
O Daniel salvou a vida da Emily e nós destruímos a sua reputação.
Ama eminim ki Genos bundan tatmin olmaz üstüne üstlük bir sayborg o!
Mas Genos não gostaráNdisso, ele é um ciborgue.
Eğer korku ve suçluluk gibi negatif duyguları bastırırsak özellikle de uyku yoksunluğu üstüne üstlük bilinçaltımız bu duyguları işlemenin bir yolunu bulacaktır.
Se suprimimos emoções negativas como a culpa ou o medo, especialmente com insónia, ainda por cima, o subconsciente encontra uma forma de processar essas emoções.
Bir de üstüne üstlük bu mekânı ailesi işletiyor.
Ainda por cima, está lá a família que gere este sítio.
Önce saçların dökülür sonra taşakların büzülür bir de üstüne üstlük sikin, hayal kırıklığının kanlı canlı örneği hâline döner.
Estás a ver? Primeiro, o cabelo cai. Depois, os tomates encolhem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]