English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ş ] / Şanslıysak

Şanslıysak traducir portugués

361 traducción paralela
Eğer yeterince şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz.
Se tivermos sorte, talvez se consiga filmar já.
Tabii eğer Dünya'ya dönebilecek kadar şanslıysak.
Se tivermos a sorte de regressar à Terra.
Eğer şanslıysak, çabuk döneriz.
Só me diga mais uma vez que me ama.
Bizlerin. Eğer şanslıysak ve bu fare kapanına geri dönersek, vur kaç taktiği olacak.
Se tivermos sorte... e voltarmos para este buraco, teremos pouco tempo.
Şanslıysak yakında evde oluruz.
Com sorte, em breve estaremos a ir para casa.
Bu güzel. Eğer şanslıysak yalnızca on günlük suyumuz kaldı.
Se tivermos muita sorte... só temos água para durar outros dez.
Eğer şanslıysak.
Isto se tivermos sorte.
Ve eğer yeterince şanslıysak, ateş etrafında dans ederek ve cesaret toplayarak bir gün daha geçirecekler,... ve emin olabilirsin ki,
Se tivermos sorte, um dia mais de dança para avivar a sua coragem, mas...
Bazen olurlar, eğer şanslıysak.
Às vezes, desaparecem, com sorte.
Belki, bir aylık doğru zaman dilimine, şanslıysak haftaya.
Talvez um mês antes da data correcta, uma semana, se tivermos sorte.
Eğer şanslıysak, ana bağlantı kanalı patlamış olabilir.
Pode ter exposto o cabo principal, se tivermos sorte.
Ve eğer şanslıysak Bay Sofistike ve güzelleri şimdi merdivenlerden inecekler.
E... O Sr. Sofisticação e as suas Preciosidades devem estar a descer as escadas.
Eğer şanslıysak biriktirebiliriz 10 yılda.
Se tiver sorte... poderíamos poupar e tê-lo... em 10 anos.
- Şanslıysak hiçbir şey. Haydi.
- Nada, se tivermos sorte.
Bir gün bir hafta, şanslıysak bir ay kalıyorlar.
Podem ficar um dia uma semana, ou um mês, se tivermos sorte.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
Com sorte, é a equipa de busca Vogon que nos vai lançar no espaço.
Ve eğer şanslıysak, incinebilir olacağı bir an olacaktır.
E se tivermos muita sorte, haverá um momento em que ele ficará vulnerável.
Eğer şanslıysak Jun'lar bu sınavdan çakar..
Se tivermos sorte os Juns falharão esta prova.
Şanslıysak babam bizi kırık bir şişeyle baş ve boyun çevresinden döverdi. Tabii biz çok zor yaşadık.
e o nosso pai batia-nos na cabeça e no pescoço com uma garrafa partida, se tivéssemos sorte!
Şanslıysak, parmak izi buluruz.
Se tivermos sorte, talvez haja impressões digitais.
Eğer şanslıysak, ama değilsek... Bizim çocukların yüzebileceğini sanmıyorum.
Se não, não creio que eles estejam em condições para nadar até ao barco.
Şanslıysak, ilk çıkan biz olacağız.
Com sorte, ele vai dar lá fora.
Bu füzeyi insan sesinin elektronik sinyale dönüştüren bir cihazla kontrol ediyoruz kasabanın merkezinde konuşarak ateşleyecek hiçbir şeyi havaya uçurmayacağım. Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
Vamos apontar e controlar um míssil, traduzindo o discurso humano para um código electrónico, de maneira que eu consiga trazê-lo até ao centro da cidade sem acertar em nada, nem em ninguém se tivermos sorte.
Ve biraz şanslıysak, seslerini de duyabiliriz.
Se tivermos sorte, captaremos as vozes deles.
Eğer şanslıysak, yaban çileklerimiz olur Pelle.
Com sorte apanharemos morangos selvagens.
Şanslıysak haritadan sadece New Mexico'yu sildik demektir, gezegen kaldı.
Se tivermos sorte, só arrasamos o Novo México e não o planeta.
Eğer şanslıysak şimdiye dek çoktan tutuklanmışlardır.
Se tivermos sorte, já os têm presos.
Daha da şanslıysak şelaleden aşağıya uçup öldüğümüze inanırlar.
Se tivermos muita sorte ficam a pensar que caímos nas cascatas.
Şanslıysak bu akşam veya yarın sabah buluruz.
Com um pouco de sorte, vêmo-Io ao anoitecer ou amanhã.
Eğer şanslıysak cesetlerimizi bir ağacın tepesinde sarılı olarak bulacaklar, hiç bulamayabilirler de!
Talvez encontrem os nossos corpos numa árvore, ou não nos encontrem de todo.
Şanslıysak, buradan gitmek için kullanabiliriz.
Se tivermos sorte, devemos conseguir usá-la para sair daqui.
Şanslıysak,
Com alguma sorte,
Belki şanslıysak Jem'Hadar bu yerin karşısında durur.
Talvez tenhamos sorte e os jem'hadar se coloquem nesse sítio.
Eğer şanslıysak, suç mahalline geri dönen heyecanlı birinin peşindeyizdir belki de.
Se tivermos sorte, é dos que sentem a excitação de voltar ao local do crime.
Şanslıysak, ona bir yıl daha kazandırabiliriz.
Se tivermos sorte, isso pode dar a ela mais um ano.
Şanslıysak, bir kaç dakika sonra, sorunu çözmüş bir şekilde geri dönmüş oluruz.
Com um pouco de sorte, estaremos de volta em poucas horas com este assunto resolvido.
Şanslıysak eğer, zayıf bir taraf bulur, güçlü ve tam mürettebatlı gemileriyle rast gelme olasılığında, bunu, onlara karşı kullanırız.
Se tivermos sorte, acharemos um ponto fraco que possamos usar contra eles, no caso de depararmos com uma de suas naves completamente tripulada e armada.
Şanslıysak, suyu altı güne uzatabiliriz.
Com sorte, podemos esticar a água até seis dias.
Eğer şanslıysak, belki... Yanımızda hoş resimler götürürüz.
Se temos sorte, talvez... tenhamos lindos quadros para levar connosco.
Hatırlıyorum da bir zamanlar, Noel'de sahip olduğumuz tek şey... elma çekirdeği ve eğer şanslıysak, iri bir kömür parçasıydı.
Lembro-me de que, pelo Natal, tínhamos um caroço de maçã e, com sorte, um bocado de carvão na meia.
Aslında, eğer şanslıysak aganigi-maganigi bile yapabiliriz.
De facto, se tivermos sorte... talvez... façamos "truca-truca".
Eğer şanslıysak, o endişe etmeye başlamadan annesini geri getiririz.
Com sorte sua mãe regressará antes de ela se preocupe.
Şanslıysak altı saat.
Seis horas, se tivermos sorte.
Eğer şanslıysak, silahlar hala orada olacaktır.
Se tivermos sorte, as armas ainda estarão lá.
Şanslıysak bir devriye buluruz.
Com um pouco de sorte, vamos encontrar uma patrulha.
ve eğer şanslıysak cumartesi 20 olur.
E nas noites de Sábado, com sorte, vinte.
Şanslıysak.
Se tivermos sorte.
- Perdeyi kaldırmak. İblislerin gerçek hallerinde görünmesini sağlayacak. Böylece şanslıysak, etkileri ortadan kalkacak.
Fala de levantar um véu faz com que os demónios apareçam na forma real, o que, com sorte, acabará com a influência deles.
Eğer şanslıysak, onları yok eder Sabah olmadan seni geri getiririz.
Se tivermos sorte, vamos destruí-los e trazer-te de volta logo de manhã.
Hey, adamım, eğer ben ve Ernest yeterince şanslıysak, yerimize çalışacak köleler bulabiliriz.
Pode ser que Ernest e eu possamos encontrar um escravo se estivermos com sorte.
Eğer şanslıysak ikisi de.
As duas coisas, se tivermos sorte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]