Aynı şekilde traducir ruso
2,709 traducción paralela
Bir çocuğun, başka bir çocukla aynı şekilde öğrenmesini bekleyemezsin.
Нельзя ожидать, что один выучит тем же способом, что и второй.
Bu bebeklerden hoşlandıysan aynı şekilde sevecek misin göreceğiz.
Если ты однажды окажешься в моей шкуре, посмотрим, как ты поступишь.
Aynı şekilde senin de.
Или твое.
- Aynı şekilde Sam'i de.
- И Сэма тоже.
Sadece etraf aynı şekilde ışık kalsın, tamam mı?
Просто свети на пол, хорошо? - Будь осторожен.
Aynı şekilde, o da bizimle çalışmıyordu. Korunmasızdı.
Опять же, не работал с нами, не было защиты.
Aynı şekilde komutanım!
Да! Взаимно!
Bıraktığın hayatı aynı şekilde bulabileceğinin garantisi yok.
Нет гарантии, что это будет та жизнь, которую ты оставила.
Kan sihirbazının emdiği güç ve Una Mens'in sayesinde, yazılan kanunlar aynı şekilde uygulanacak..
Вобрав силу мудреца крови, Уна Менс смогут требовать соблюдения написанных им законов... неоспоримо.
Aynı şekilde gerçekleşen üç kayıp kişi davası daha buldum.
Там нет наблюдения похищения. Я нашел еще три тела пропавших по той же схеме.
Tamamdır, iki kadın aynı şekilde kaçırıldı ve onlardan birinin DNA'sı, Sebastian Jones vurulduğu sırada yanında olan bir seks robotunda bulundu.
Итак, две девушки были похищены с такими же М.О. и одна из них, ее ДНК был найден на sexbot который был с Себастьяном Джонсом, когда он был убит.
Rebekah da aynı şekilde.
Но и Ребекка тоже.
Emily kız kardeşiyle aynı şekilde ölmeyi saplantı yapmış.
Емили одержима идеей умереть как её сестра.
Şunu unutmamalıyız : Matematik herkesin aynı şekilde görüp tanımladığı tek doğru ya da ideal bir şey falan değildir.
Для меня математика - это не поиск идеальной формы и не истина в последней инстанции, которую все понимают одинаково и одинаково к ней приходят.
Aynı şekilde çizgi de çizdirmiyorlardı. Çünkü çizmek de duyular tarafından bozulmuştu.
Или, скажем, они больше не рисуют линии, потому что это нарушает понимание.
Ne dediğinden emindi ve aynı şekilde üç kez tekrarladı.
Он был уверен в том, что именно он говорил, и он три раза мне эту фразу дословно повторил.
Başkanın memleketi Illinois'den 20 seçmen oyu Bay Obama'ya giderken Mitt Romney'nin memleketi olan Massachusetts'teki 10 seçmen oyu da aynı şekilde Bay Obama'ya gidiyor.
Тут без сюрпризов. 20 голосов выборщиков штата Иллинойс, родного штата президента, остаются господине Обаме, тогда как 10 голосов от родного штата Митта Ромни Массачусеттса... тоже достаются господину Обаме.
Aynı şekilde zorla girip emniyet güçleri ve medyanın ilgisini çekip isteklerinin karşılanması için insan rehine kullandılar.
Тот же почерк... Зашли силовым методом, привлекли внимание СМИ и полиции, использовали заложников для гарантии своих требований.
Bende aynı şekilde analiz ettim.
Кстати, и мои аналитики тоже.
O fani, o değil ve Penelope de aynı şekilde...
Он смертный, это не может быть он, и то же самое с Пенелопой.
- Aynı şekilde olmayacağız.
- И это не так.
aynı şekilde hissetmek için çok bekledim.
Я ждал слишком долго, прежде чем ответить, что чувствую то же самое.
Bunlar iki gün öncesine ait gerçeklerdi ve aynı şekilde bugünün de.
Эти факты были два дня назад. Эти факты и сегодня.
Aynı şekilde düşündürücü olan bir şey var. Makine iki farklı takım farklı amaçlarla aynı savaşa sokmuş.
Столь же тревожно, что машина, кажется, послала две команды в один и тот же бой, но с разными целями.
Her ne yapıyorsak, aynı şekilde davranmalıyız.
- Короче, нам надо прийти к единому мнению.
Aynı şekilde öldürülmüş iki kişi.
Две смерти происходят одинаковым образом.
Ama sonuçta aynı şekilde öldüler.
Тем не менее, они умерли одинаково.
Senin yaptığınla aynı şekilde.
Тем же способом, как это сделал ты.
Chris Lawrence'ın Annnesi gerçekleri asla öğrenmemeli. 57 kişinin hayatı buna bağlı. Aynı şekilde hiç kimse gerçekleri bilmemeli.
Мать Криса Лоуренса никогда не узнает правду, но 57 жизней зависят от того, что никто никогда не узнает правду.
Bu onların sorunlarla ilgilenme şekilleri. Eğer bizi kendilerine düşman olarak görürlerse, Bu sorunla da aynı şekilde ilgilenirler.
Так они позаботились об этом, и также они позаботятся о нас если начнут считать нас врагами.
Aynı şekilde benim de.
Значит, ты нужна и мне.
Şu an viskini içerken oldukça rahatsın ancak aynı şekilde gözetimde tutulurken veya tek gözlü bir mekanda yemeğini yerken de aynı rahatlıktasın.
Вам комфортно здесь, со стаканом виски, в пещере с повстанцами, или на обеде в какой-нибудь забегаловке.
Doktorlar sebebini tam olarak çözemiyor ama seni incelediğimizde tanıdığın bir çocuğun sen buraya gelmeden önce aynı şekilde öldüğünü fark ettik.
Врачи не могут понять, от чего, однако, когда мы проверили тебя, мы заметили, что другой парень, которого ты знала, умер точно так же прямо перед тем как ты попала сюда.
İtibarsız bir hayat yaşamış olabilirim ama yine de bir tarzım vardı ölümüm de aynı şekilde olacak.
Я прожила беспутную жизнь, но сделала это с размахом, и я в любом случае умру.
Aynı şekilde cevap vermekten başka şansın yok.
У тебя не было выбора, кроме как отплатить той же монетой.
Ben de aynı şekilde işte olanlar sanmıştım.
Или на работе.
Hatıraların sana da aynı şekilde mi hissettiriyor?
С твоими воспоминаниями тоже самое?
İyi bir gözlemci olarak tüm Stinsonlar'ın aynı şekilde "çok ustaca" açık verdiklerini gördüm.
Ну, для хорошего наблюдателя, у всех Стинсонов есть похожее, "очень" незаметное отличие.
Pencere de aynı şekilde.
Как и окно.
Bunun çok önemi yok çünkü hep aynı şekilde halledilir.
- Не важно, потому что они всегда поступают одинаково.
Her seferinde farklı bir isimle geliyorsun ama yine de bir şekilde aynısın.
Ты знаешь, ты всегда приходишь под разными именами, но в душе остаешься прежней.
- Aynı şekilde.
Мне тоже.
- Aynı şekilde o da.
- Как и она.
Ben Robyn'i temsil ediyorum. Ve senin ciddi şekilde yardıma ihtiyacın var. Sadece hukuki değil, aynı zamanda psikolojik.
А тебе нужна серьезная помощь... не только адвоката, но и психиатра... и я бы этим всем воспользовался до предъявления обвинений Робин.
Aynı bu şekilde Muhafız dövmesi olan birini tanıyorum.
Я знаю кое кого из Стражи, у кого татуировка делает то же самое.
- Aynı şekilde davranmalıyız. - Hiç açık değil ki.
Вообще непонятно.
Acaba bu davadaki kurbanlar da bir şekilde aynı soydan olabilir mi?
Интересно, возможно ли, что жертвы в этом деле принадлежали одной породе.
Normalde sizinle aynı fikirde olurdum ama son birkaç saati baya iyi şekilde detaylandırdım.
Знаете, обычно я бы с вами согласился, но последние пару часов я уделяю большое внимание деталям.
Seni bilmem ama bana göre her iki şekilde de hayatımı aynı derecede riske ediyorum.
И я не знаю насчет вас, но я видел это точно так же, та же самая жизнь, где я по-любому рискую.
Aynı zamanda liseden atılması ve dışarıdan bitirme diploması alamaması da onu oldukça sıradan biri yapmış ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde yanlış eve girmiş.
Также, с учётом того, что он бросил школу и едва сдал экзамены в учебке, можно сказать, что не дотягивает до стипендии в Оксфорде отсюда - ещё менее удивительно, что он вломился не в тот дом.
Ruby ve ben yatak odanızı, yıl dönümüzdeki odanın aynısı olacak şekilde düzenledik.
Руби и Я сделаем вашу спальню похожей на ваш номер на той годовщине.