Bu onun traducir ruso
14,071 traducción paralela
Bu onun kardeşi, yardımcı olmak istiyor.
Это его сестра. Он просто хочет помочь.
Bu onun dönüşünün il davası.
Это первое дело после больничного.
Bu onun daha az şiirsel ve daha iğrenç bir versiyonu.
Похоже эта версия будет посерьёзнее, и менее причудливой.
Bu onun sorunu, değil mi?
Это его проблемы, разве нет?
Bu onun tam buradan çekmiş olduğu bir resim.
Это фото монстра, которое он сам сделал.
Bu onun Birinci Anayasal hakkina direkt saldiridir zeka eksikliği veya olasi zeka geriliği olmaksizin herkesin sahip olduğu bir hak.
Это прямая атака на его права первой поправки, права, кстати, которое принадлежит всем несмотря на умственные недостатки или возможную отсталость.
Bu onun hamlesi işte.
Это его дело.
Ve bu onun seçimiydi.
Она свой выбор сделала.
Heather Dunbar, Başkan'ın yokluğundan istifade etmek isterse bu onun tercihi.
Если Хэзер Данбар хочет воспользоваться отсутствием президента, это ее прерогатива.
Bu onun en tehlikeli yönü.
Именно в такие моменты он особо опасен.
Belki bu onun için iyi olur.
Это может пойти ему на пользу.
- Bu onun için gerçekten önemli.
- Это очень важно для него.
Bu onun Tommy Egan'ın evinin önünde çekilmiş bir fotoğrafı.
Вон он возле дома, где живёт Томми Иган.
Jace'i, bağımızı zayıflattığım için bulamıyorum ama bu onun bulunamayacağı ya da bizi bulamayacağı anlamına gelmez.
Я не могу найти Джейса, потому что я ослабил нашу связь, но это не значит, что его невозможно найти, или что он не может найти нас.
Bu onun suçu değil.
Это не её вина.
- Babanın hasta olduğunu biliyorum. Ama hoşuna gitsin ya da gitmesin hâlâ geleceğini düşünmek zorundasın. Bu onun için önemli.
Я понимаю, твой отец болен, но, нравится тебе это или нет, ты должен думать о будущем, и это имеет значение.
Bu onun kavrama yeteneğini artırıyor.
Она повышает восприятие.
Bu onun için çok önemli o yüzden lütfen ona yardım edin.
Это многое для неё значит, поэтому, пожалуйста, помогите ей. Что ж, это не сработало.
Bu onun sokak adı. Gerçek adını biliyor musun?
- Это кличка.
Aslında bu sizin kabul konuşmanız ama aslında onun kendi kabul konuşması olması gerekmez mi?
Это вступление к вашей благодарственной речи, но разве не лучше, чтобы она сама это сказала?
Bu sabah erken saatlerde, Allan Eiger ve onun eşi Diamond Gölünde balık tutmaya gittiler O çoğunun sorusuyla karşı kaşıya geldiğinde.
Ранним утром Аллан Айгер и его жена рыбачили на Даймонд Лейк, когда он задался этим вопросом.
Bu soyutlama onun gelişmemiş zihninde yikici etkilere sebep olabilir.
Изоляция может навредить его неокрепшему уму.
Bu adanın yaşadığı en büyük şoklar onun hükmü sırasında gerçekleşti.
Самые тяжелые времена, которые пережил этот остров, пришлись на его правление.
Onun başkanlık adaylığını gururla destekliyor bu harika eyaletimizde yaşayan sizlerden de aynısını yapmanızı istiyorum.
Я с гордостью поддерживаю его выдвижение в президенты и прошу всех в нашем великом штате, поступить так же.
Onun kafayı yediğini söylemiştim sana, işte bu da kanıtı.
Я сказал вам, что он псих, и это доказательство.
çünkü bunlar-- - seks, para, uyuşturucu... iyi bir ajanı yoldan çıkarmaya yeter. Onun için tamamen dürüst olun. Çünkü bu test sakladığınız ne varsa ortaya çıkaracak.
секс, деньги и наркотики... исторически приходятся теми областями, где хорошие агенты становятся плохими, поэтому будьте очень откровенны, потому что эта форма откроет все, что бы вы там ни скрывали.
Bayan Haas'dan bu sabahki geliştirici konuşmacımız olarak gelmesini rica ettim... onun davalarından biri üzerinde çalışacağız.
Я попросила мисс Хасс, присоединится к нашему занятию, потому что... мы собираемся обсудить одно из ее дел.
Sizin için bir sıkıntı yok ama, onun bu deneyini yakında sona erdirirler.
У вас проблем нет, но ее эксперимент вскоре может подойти к концу.
Onun için bilgileri eleyin, şifreli görüşmeleri bulun FBI bu kaçakçıları nasıl buluyor görün.
Поэтому, прошерстите информацию, найдите закодированный язык и увидите, как ФБР ловит торговцев людьми.
Onun için en iyisi bu hiç olmamış gibi davranmak olur.
Будет лучше, ради её же блага... если мы притворимся, что ничего не было.
Onun için önemli olan tek şey bu.
Его заботит только это.
Teorik olarak ücret yeterince iyiyse bir kiralık katilin ahlakı olmamalı. Bu cinayetler onun için kişisel olmalı.
Теоретически, если цена достаточно высока, убийца пересекает все моральные рамки.
Bu diyeceğim Alec'i şok edecektir ama bu akşamki ziyaretim sırf onun için değildi.
Насколько это шокирует Алека, мой сегодняшний визит был не только для него.
Bu odadaki herkes onun ailesi.
Все в этой комнате её семья.
Onun yerine gerçeği öğrendi, seninle yüzleşti, ve bu yüzden mi onu öldürdün.
Вот только она узнала правду, наехала на вас, поэтому вы ее и убили.
Onun öğrendiği kadar bu büyüleri ben de öğrendim.
Херня всё это.
Bu iş onun fikriydi.
Предприятие было его идеей.
Bu şekilde yaklaşmak pek onun tarzı değil ama Rebecca çok akıllı biri.
Ладно, это не в его интересах. Но Ребекка чертовски умна.
Eğer bu adamı bulacaksam bu ancak sen onun hakkında bildiğin her şeyi anlatırsan olur.
Если я и найду этого парня, то только если ты расскажешь мне всё, что про него знаешь.
Bu Huston'ın zorbalık ve şantajda ustalaştığını düşününce umut vadeden bir bilgi kaynağı gibi görünebilir ama evi de onun kadar mantıksızmış meğer.
И хотя казалось, что всё получится, учитывая род деятельности Хьюстона, оказалось, что его квартира бесполезна, как и он сам.
Bugün sahip olduğum hayatı bana o verdi, o yüzden onun hayatını sonlandırma konusunda bu denli isteksizim.
Он дал мне мою нынешнюю жизнь, поэтому я не хочу забирать его.
- Bu onun uçağı, değil mi?
Сенатора тут нет.
Demek ki bu kanların hepsi onun değil.
Так значит это не ее кровь.
Birleşik Devletler Avukatları. Bu süreçte onun belkide senin hayatını kurtardılar.
Спасешь ее жизнь может и свою в процессе.
Müvekkilimizin dileği onun ve Bayan Gallagher'ın bu evliliğe, evlilikten önce sahip olduklarıyla son vermesi.
Наш клиент желает, чтобы они с мисс Галлагер разошлись с имуществом, которое было до брака.
Asıl sen bu davayı onun yüzünden mahvetme, Angela.
- Это тебе не надо запарывать дело, Анжела.
Yani siz müvekkilimi herhangi birinin onu federallerle anlaşma yaparken görebileceği bu binadan içeri sokarak onun hayatını tehlikeye attınız. Ve sonra da onun güvende olması için bütün organizasyonunu, bildiği herkesi ispiyonlaması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
Вы приводите моего клиента сюда, на всеобщее обозрение, подвергая его жизнь риску, а потом говорите, что ради собственной безопасности он должен сдать вам всю организацию?
Ben ona bu elbise hakkında bile yalan söyledim ama onun bana tek bir yalan bile söylediğini sanmıyorum, bir kere bile. Hiçbir şey hakkında.
Я даже соврала ему про это платье,... но я уверена, он никогда не обманывал меня,... ни разу,... ни в чём.
Ve emin ol bu güzel ütülenmiş takımın seni onun yapacakları karşısında hazırlamayacak.
И твой наглаженный костюмчик, точно не готов к тому, через что нужно пройти.
Bu şeytanlar, onlar... onun evcil hayvanları gibiydi.
Эти демоны были домашними питомцами для неё...
Bu yüzden o bir Corleone girdi, tüm Tanrılar en kısa sürede onun sahip olduğunu indirdi.
Поэтому она в стиле Корлеоне, вернулась и замочила всех Лордов одним скопом.
bu onun sorunu 17
bu onun işi 28
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
bu onun işi 28
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44