English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ D ] / Diyeceğim ki

Diyeceğim ki traducir ruso

341 traducción paralela
Ona gidip diyeceğim ki... Ne?
Я подбегу к хозяину и и будешь мямлить.
Diyeceğim ki : Kızınızı çok seviyorum. Defalarca anlattım ama anlamadı...
Когда мне девушка нравится, и если она не понимает, я делаю всё, чтобы объяснить ей...
Diyeceğim ki... Gittiler.
Я напишу... будто они уехали.
Ona diyeceğim ki : "Bu evliliğin evlatlarımıza yararı olacak".
Я скажу : "Этот царственный брак таит в себе великие возможности для наших сыновей."
# Etrafımda parladığını görüp diyeceğim ki
На сияние вокруг взгляну И скажу
Diyeceğim ki, " Kanada'dan yeni geldim.
Я говорю : Я только-что вернулся из Канады.
Sonra ben diyeceğim ki :
Затем я скажу :
Şuraya bir bakar bakmaz diyeceğim ki : "Sam, çek arabanı buradan....... şu kameralara bir görün".
Они скажут : " Сэм подойди. Встань ка перед камерой.
- Ne diyeceğim ki?
- Что мне сказать?
Ne diyeceğim ki?
- Зачем мне ему говорить?
Lütfen. Dişimin ve tırnaklarımın izini... bırakacağım göğüslerinde, ve diyeceğim ki seni böyle buldum ve başka bir adam yaptı bunu.
Я искусаю и исцарапаю твою грудь до крови и скажу, что так было.
Ne diyeceğim ki? "Merhaba. Ben terk ettiğin kızın Phoebe'yim."
Что я ему скажу, "Привет, я дочь, которую ты бросил"
Ona ne diyeceğim ki?
Что я должен ей сказать?
Oh, Tanrım. Bütün arkadaşlarıma diyeceğim ki, "Asla geri dönmeyin."
Я бросила всех своих друзей.
Bana sorduklarında en sevdiğim şeyi onlara diyeceğim ki sendin.
Когда они спросят меня что я любила больше всего я скажу им что это ты.
Ben de diyeceğim ki, "Ama acıktım Tony."
А я ему : "Но я голоден, Тони".
- Ne diyeceğim ki?
- Чтобы сказать что?
Kürsüye çık diyeceğim ki....
Я воспользуюсь случаем и скажу...
Şimdi diyeceğim ki, " OnIarı kaybettiğim için üzgünüm çünkü...
А теперь мне придется сказать : "Извини, я их просрал, потому что я старый гомик"
Zavallıca ölüm döşeğimde diyeceğim ki :
Я все пропущу и на смертном одре скажу :
Evet haklısın, bir dahaki sefere saçını şöyle tutacağım ve diyeceğim ki... - "Haydi, haydi."
Следующий раз я возьму ее за волосы вот так и скажу напрямую :
- Ne diyeceğim ki şimdi ben ona?
- А какого хрена я могу ему сказать?
Yeni bir oyun başladığında kendi kendime şöyle diyeceğim "İyi ki o buralarda değil."
На премьерах шоу я буду с завистью думать : "Она бросила этот вертеп!"
Bruce'a ne diyeceğim? Ne diyebilirim ki?
Если я найду Брюса, что я скажу ему?
Diyeceğim şu ki ; o kesinlikle Tracy değildi, Bay Kittredge.
Видите ли, это была не Трейси, мистер Киттредж.
Diyeceğim şu ki, daha önce hiç kahve yapmadın, değil mi?
Я к тому, ты ведь никогда раньше кофе не делал, да?
- Diyeceğim o ki biz...
- Так вот, продолжим.
Diyeceğim o ki, ikimizde aynı gemideyiz.
Я бы сказал, мы с вами в одной лодке.
Diyeceğim, mecbur olana dek neden bırakasınız ki?
Зачем сдавать его в утиль раньше времени?
Onlara diyeceğim ki...
Ну-ка.
Bak ne diyeceğim Jim, iyi ki patates işinde değilim.
Знаешь, Джим, хорошо, что я не ввязался в этот...
Diyeceğim şu ki, ihtiyacımız olan şey artık elimizde :
Я говорю о том, что нам нужно то же, что и всегда :
Sana diyeceğim o ki buraya yakına bir yere düştü. Olmaz, Johnny.
- Говорю же тебе, она упала туда?
Ne diyeceğim, Andy. İyi ki at değilsin. Niye?
Знаешь, Энди... хорошо, что ты не лошадь.
Diyeceğim o ki Bayan Hawkins, kont akıllı bir adam.
Как я сказал, миссис Хокинс, сквайр хитрый парень.
İçkin, pizzan ve yahoo'un var.Bilki yapman gereken tek şey lambayı ovmak ve ben diyeceğim ki...
Нужно всего лишь потереть лампу!
- Tatlım, diyeceğim o ki bugün duygularını Jerry ve herkesin önünde özgürce göstermenden dolayı seninle ne kadar... gurur duydum bilemezsin.
Знаешь, лапочка хочу, чтобы ты знал, что сегодня ты меня очень порадовал тем что так открыто выражал свои чувства перед Джерри и остальными.
Diyeceğim şu ki ateşte bir şey unuttun. Şimdi, bak, biliyorum üzgünsün.
В общем, я вас покидаю, поскольку вижу- - вы тут... затеваете что-то серьезное.
İyi geceler. Öyle tatlı bir keder ki ayrılık, sabaha dek iyi geceler diyeceğim ben artık.
Ну, до свидания ж,... до свиданья, Не то до утра буду длить прощанье... "
Diyeceğim şu ki, bir de bakmışsın, piyasa'nın tam ortasına dalmışsın.
Я xочу сказать, что это затягивает быстрее, чем успеваешь осознать.
Diyeceğim o ki, oğullarından herhangi birinin münasip ve hazır olduğunu düşünüyorsan seni onlarla görüştüreyim mi?
Сейчас. Если ты считаешь, что кто-то из твоих сыновей подходит и созрел для этого, ... хотел бы ты с ним встретиться?
Sana diyeceğim şu ki, bırak kendilerini daha da batırsınlar.
Так что пусть делают что хотят.
Diyeceğim şu ki : "ölmek istemene neden olacak o kısmı bir kere aşarsan aslında gerçekten iyi biridir."
Скажу тебе, как только проходит эта часть когда кажется что сейчас умрешь он становится очень милым человеком.
Diyelim ki gidip onunla konuştum. Ne diyeceğim?
Допустим, я подойду и заговорю с ней.
Diyeceğim o ki anlaşılmış bir hayat yaşanmış bir hayattır.
Я бы сказал, что осознанная жизнь это жизнь прожитая.
İkimizde hizmet işinde kardeş olduğumuza göre ve benim acelem olduğu için diyeceğim o ki düşük gelirli müşterilerinize de hizmet etmeye başlasanız iyi olur, çünkü bunun için buradasınız.
Поскольку мы с вами обе работаем в сфере услуг и я очень спешу я попрошу вас начать обслуживать ваших покупателей низкого сорта потому что вас для этого сюда поставили.
Yeni diyeceğim o ki, Hasta oluyorum! Sinir oluyorum!
В смысле, говорю вам, меня тошнит от неё!
Diyeceğim, biraz kaşardı, ama kim değil ki?
Немного распутная, но кто нет?
Diyeceğim şu ki... Bunu engelleyemiyor.
Я хочу сказать... с ним ничего не поделаешь.
Diyeceğim şu ki, onlar...
Это из-за меня, они....
Bak, ne diyeceğim. O gemide çalışıp, Neo'nun yaptıklarına tanık olduktan sonra itiraf etmeliyim ki ben de ona inanmaya başladım.
Больше того, на борту его корабля я узнал, какой силой обладает Нео.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]