Genç kız traducir ruso
1,646 traducción paralela
Genç kız şu an kayıp.
А девушка эта пропала.
Hakkında okuduğum şu çılgın pozisyonu ama çok zarifsin onun için ayrıca daha çok genç kız işi bu.
Да я читал об одной сумасшедшей позе, но ты слишком шикарная для этого. И к тому же, это скорее для молодых.
"Madalyonlu Genç Kız" deniyormuş.
Она называется "Юная девушка с медальоном"
Yok, ama bir tablosuna iddiaya girerim genç kızın bir madalyonu var.
Нет, но готов спорить, что на ней изображена девушка с медальоном.
"Madalyonlu Genç Kız" ı şahsıma belgeletmiştim.
Я сам идентифицировал "молодую девушку с медальоном"
"Albay ve Bayan Campbell, kızlarının Bay Dixon'la " yalnız kalmaması konusunda titizdiler " bu yüzden Jane genç kıza eşlik etti
Полковник и мисс Кэмпбелл настояли, чтобы их дочь не оставалась с мистером Диксоном наедине, так что Джейн сопровождала их и всегда была рядом, так что все было как должно.
Ve onun gibi bir düzineden fazla genç kız var.
И таких, как она, много больше.
Büyük bir şehirde, yapayalnız bir genç kız.
Маленькая девочка одна в большом городе.
Madem Davidstown istila edilmişti o alçak ve yanındaki genç kız bu gece yarısı kaçamağını nasıl yapabiliyordu. İş birliği mi yapmıştı?
Девидстаун уже захвачен так почему этому негодяю и его девке разрешён свободный проезд на это полуночное свидание?
Olayların içindeki kişiler Meclis üyesi Collins'in genç kızı "istismar ettiğini" ve intiharın baş sebebi olduğunu söylüyor. İntihar.
Умерла из-за любви. что конгрессмен Коленз надругался над девушкой.
Onlarla dans etmen için can atan bolca genç kız var burada.
Здесь полно девушек, мечтающих танцевать с тобой до упаду.
Bir genç kızın ilk reglini Taliban rejimi altındayken yaşamasının neye benzediğine dair en ufak bir fikrin yok.
Ты понятия не имеешь, что чувствует девушка-подросток во время первой менструации, когда ее страной правят талибы.
Seni seviyorum, genç kız # # Robot!
Свою вечную любовь Хочу делить только с тобой
# Hey genç kız, benim için yatağa kokunu yay #
Утоли мой голод На постели из роз
Ensesine kurşun sıkılmış genç kız yüzünden.
А что скажешь, насчёт молодой девушки которую мы нашли с пулей в затылке.
Bir süreliğine kısık sesle konuşmaya devam ettiler, .. böylece genç kız onları duyamayacaktı. Ama aldıkları bu önlem lüzumsuzdu.
... продолжали некоторое время разговаривать вполголоса, чтобы молодая девушка не могла слышать, но эта предосторожность была совершенно излишней, так как девушка была всецело поглощена своими мыслями.
Sen de şu genç kız saçlılardan bir olabilirsin.
А ты можешь быть парнем с бабьей причёской.
Hayatımda tanıştığım en salak iki genç kız sizsiniz.
Вы, должно быть, наиглупейшие подростки, которых я когда-либо встречал.
Farklı ve dışlanmış biri olmak yerine maalesef ki, abesle iştigal eden her Amerikalı genç kız gibisin.
Вместо того чтоб быть изгоем и отличаться от других, ты ничем не отличаешься от любой американской девочки-подростка, печально одержимой тщеславием.
Üst katta ölü iki genç kız.
Две мертвые девочки наверху.
Haydi ama. Genç kız olduğunu biliyorum ama benden bu kadar çabuk nefret etmesi şart mıydı?
Да ладно, я знаю, что она подросток, но разве она должна меня так быстро возненавидеть?
"Demek hamile bir genç kızın var. Sen de onun kadar adisin."
У вас дочь-подросток, которая беременна, должно быть, вы тоже отброс.
Bir genç kızı cep telefonundan ayırmanın tek yolu öldürüp elinden almaktır, derler.
Говорят, есть только один способ отобрать телефон у девушки-подростка. Вытащить его из холодной мёртвой руки.
İki araba, gecenin bir yarısı 500 metrelik bir düzlükte, tek başına bir genç kız.
Две машины, глубокая ночь, девушка в конце прямого 400-метрового участка. Это дрэг-рэйсинг.
Sıradan bir genç kız hakkında bir hikaye istediler.
Они хотели историю Про типичную двочку тинейджера.
Ama büyütülecek bir şey yapmadık. Genç bir kızın başına geçirilen naylon bir torba ile ne tür bir eğlence içindeydiniz?
Что это за веселье с пакетом на голове?
Genç bir kızın otel odasındaki bir puro üzerinde DNA'nızı bulduk Bay Cooper.
В номере молодой девушки, на сигаре мы нашли Вашу ДНК, мистер Купер.
! Genç ve yetenekli bir kızın ruhunu öldürüyorsun!
Ты уничтожил воодушевление талантливой девочки!
Takımında genç bir avukat var, kızıl saçlı olan.
Есть младший партнер его фирмы - рыжеволосая девушка.
Koca memeli genç bir kız, bir gülücük attı bana.
Прекрасная юная дама отмашку глазами дала.
Genç bir kız.
Юную девушку.
Çok genç bir kız bana bakıp gülümsüyor.
Очень молодая девочка смотрит на меня и улыбается.
Bay McAffrey, ben tanıştığım ve onlara saygı duyduğum bir ailenin genç kızına yardım eli uzattım.
Господин Маккерфи!
Sofya'ya kur yaptığım sıralar çok genç ve saf bir kızdı sanki ona sahip olmam imkansız gibiydi.
Понимаешь, когда я ухаживал за Софьей она была так юна и чиста невозможно было даже подумать, что она когда-нибудь станет моей.
Mateo... Dışarıda genç bir kız bekliyor. Randevusu yok, görüşmek zorunda değilsin.
Матео, там к тебе девушка, у неё не назначено, можешь не встречаться.
Neyse, nişan gecelerinde kız genç ve yakışıklı silahşor Diarmuid ile tanışmış.
Так или иначе, в ночь их обручения, она встретила красивого молодого воина, Дирмета.
Burada başlangıç aşamasında olan yıldızlar gizlidir ama Hubble'ın yeni kızılötesi gözü, toz ve gaz bulutunun ötesini görebiliyor ve genç yıldızların büyülü hazinesini ilk defa gözler önüne seriyordu.
Звезды-младенцы там спрятаны, но новый инфракрасный луч Хаббл смог проникнуть через завесу газа и пыли, впервые раскрыв нам волшебную кладовую молодых звезд.
Genç ol, sigara ve alkol iç ve kız arkadaş edin...
Быть подростком и, значит, выпить, покурить и заиметь подружку.
Üniversiteli genç bir kız yarı çıplak vaziyette ortalarda salınırken adımı söyleyemezsin.
Когда перед тобой скачет полуголая студентка, не надо выкрикивать моё имя!
Genç bir kızın olmasına hazır değilsin.
Ты не готова иметь дочку-подростка Не так ли?
Genç bir kız olmanın keyfini çıkar.
Живи как все молодые женщины.
Genç bir kız, bir cinayet gördüğünü söylüyor ve birkaç saat sonra ölüyor.
Девочка заявляет, что видела убийство, и через несколько часов эта девочка умирает.
Ve iki yıl sonra, basit bir çocuk partisinde, genç bir kızın bir zamanlar bir cinayet gördüm, dediğini duydunuz.
И что же, через два года на обычной вечеринке для детей вы слышите, как девочка говорит, что однажды она видела убийство.
Genç bir kızın hayatı buna bağlı.
От этого зависит жизнь маленькой девочки.
Gösteri kızıştığında, birkaç genç polis tarafından vurulacak.
Когда демонстрация обострится, несколько молодых людей должны будут быть застрелены полицией.
Genç hamilelik, uzaklaştırılmış kız çocuğu ve gizli nişanlanma.
Да, незапланированная беременность, потерянная дочь, тайная связь.
Genç bir kızım var, bir grup tişörtlü kadınları sokamam buraya.
У меня дочь-подросток. У меня не может быть кучки женщин в футболках.
Ben genç bir kızım.
Эй! Я несовершеннолетняя.
Ayrıca kızı çok genç yaşta seks yapıyordu.
Ну и ещё попытался изнасиловать её маленькую дочь.
O genç bir kız, erkek arkadaşıyla olmak için okulu asması çok da anormal bir şey değil.
Она - девочка - подросток. Прогуливающая школу, чтоб встречатся со своим приятелем. Это не преступление.
Genç bir kızın öldüğü bir sokak yarışına karışmış.
Машина участвовала в уличных гонках, что привело к смерти девочки-подростка.
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kim 43
kız kardeşin 28
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kim 43
kız kardeşin 28
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34