Itiraz yok traducir ruso
263 traducción paralela
Bu konuda itiraz yok.
Это приказ.
Artık itiraz yok.
И никaкиx бoльшe пpoтecтoв.
Soru yok, itiraz da yok. Kabul ediver.
Ну же, выдайте заем, без вопросов и возражений.
Varlığına itirazım yok, yeter ki bizim işimizden uzak dursun.
Жаль девушку держать взаперти. Но я не против её пребывания здесь.
İtirazımız yok, Hakim Bey.
у нac нeт вoзpaжeний. Baшa чecть.
Eğer Albay Holland, Bay Rice'ın görüşlerini öğrenmek istiyorsa buna bir itirazım yok.
Если полковник Холланд хочет знать мнение мистера Райса, я не возражаю.
- O halde itirazım yok.
Тогда у меня нет возражений.
Arkadaşıma ne söyleyeceğimi bilmek istemene itirazım yok.
Пожалуйста, я не возражаю, могу сказать и при тебе.
İtalya'da kaldığınız sürece sakıncası yok. İtirazım yok.
Я не вижу никаких препятствий так же, как и вашему пребыванию в Италии.
Şöyle deki : "Başbakanım, bu kadar hasta ruhlu olmanıza itirazım yok." "Buna bu kadar karşı değilim."
" Это мне не так претит.
Söylediklerine itirazım yok.
Да, ты говорить умеешь.
Evet, buna bir itirazım yok ama ben...
Как бы там ни было, не хочу никого обидеть, но...
Kimsenin mutlu ya da neşeli olmasına itirazım yok.
Я не против, если все будут довольны и счастливы.
Buna itirazınız yok, değil mi?
- Вы же не против этого, да? - Нет-нет, почему? Хорошо.
İtiraz yok.
Не нужно спорить.
İtiraz yok.
Не спорьте.
Şikayete yönelik bir itirazım yok ancak...
Хорошо, вы говорите, что вы - поэт.
Bir itirazınız yok değil mi?
Не возражаете?
Cennet olarak açıklanan şeye hiç itirazım yok, anladığım kadarıyla. Hayır.
И я понял, что в таком Раю, каким он описан, нет никакой притягательности.
Bir Amerikalı olarak, sayımda yer almaya itirazım yok.
Ну, прежде всего я хочу сказать, что я не против переписи как американец.
Dolap çevirmek istemiyorsun ama haksız kazanca itirazın yok.
Но выигрыш бесчестный тыприсвоишь
Buna itirazım yok.
Я не возражаю.
- Haneye tecavüze itirazınız yok mu?
- Вы не возражаете против его вторжения?
İtiraz yok.
Никто не передумает.
- İtirazın faydası yok.
Их это не волнует.
O halde Brantley'le yemek yiyip daha iyi tanışmamıza itirazın yok mu? - İyi.
Ты не против, если мы с Брэнтли пообедаем, чтобы ближе познакомиться?
Sevişiyor olmalarına bir itirazım yok.
Я не против перепихона.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç! Tanığın dininin, konuyla ilgisi yok.
Протестую, Ваша честь, религия свидетеля не имеет к делу отношения.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç. Konuyla alakası yok.
Протестую, Ваша честь, это не имеет отношения к делу.
Banka soymaya itirazın yok değil mi Spoon?
Ничего не имеешь против ограблений банков, а Спун?
Benim bir itirazım yok.
У меня нет возражений.
İtirazım yok, Sayın Yargıç.
Не возражаю, Ваша честь.
İtirazım yok, ama henüz gelini öpmedim.
Я не против, но я же еще не поцеловал невесту.
Elbette itirazım yok.
Конечно, нет.
İtiraz yok.
Никакой appeaIs.
Belli ki söylemek istiyorsunuz ve benim de dinlemeye bir itirazım yok.
Вам угодно сказать, а я не прочь выслушать.
Bay Darcy'nin dahi dans etmeye bir itirazı yok, görüyorsunuz. Oysa ki eğlenceleri genelde pek sevmezmiş.
Даже мистер Дарси не возражает, хотя в целом это занятие ему не по душе.
Bu işleme bir itirazımız yok, savunmanın da kendi tahlilini yapmasına izin verildiği taktirde.
Процедуре не противоречит, когда защита проводит свою собственную экспертизу.
İtirazınız yok mu, Bay Drummond?
Нет возражений, м-р Драмонд?
Buna itirazım yok Vedek ama protestolar ve gösteriler bir şeyi değiştirmeyecek.
Я не буду спорить, ведек, но протесты и демонстрации ничего не изменят.
Sizin zihinsel özürlülere bir itirazınız yok mu?
Они собирают их осенью.
Hayır, hiçbir itirazım yok. Bence bu olağan üstü. Onları televizyonda daima takip ederim.
Я думаю, интересно наблюдать наблюдать за такими людьми.
Kapalı oturuma hiçbir itirazımız yok, Sayın Yargıç.
- У нас нет возражений, судья.
Suzan müthiş, buna bir itirazım yok. Ama sen... Senin müzikaller için yaşadığını düşünmüştüm.
- Сюзан замечательно танцует,... но мне казалось, что для тебя мюзиклы важнее всего на свете.
O gece ne yapacağınızı size o mu söyledi? İtiraz ediyorum! İlgisi yok!
- И что-то мне подсказывает, что он у тебя есть, иначе ты бы не был так самодоволен.
- O an, "İtirazım var!" diyeceksin. - Buna vaktim yok!
– Тут ты выкрикнешь : "Возражаю!" – У меня нет на это времени.
Buna bir itirazım yok... ama nebulaya bir daha girecek olursanız... sizi yok ederim.
Я не возражаю... но если вы снова войдете в мою туманность... я вас уничтожу.
tek şansın olduğunu biliyorduysan... o göbeği yok etmeniz için bir yol bulmanı istediğimde, neden itiraz etmedin?
- ваш единственный шанс выздороветь... почему вы не возразили, когда я попросила вас найти способ уничтожить магистраль?
İtiraz ediyorum. İlgisiz soru, davalının karakteriyle alakası yok.
Несущественно, это не характеризует обвиняемого.
Teyze'nin yaşının küçük olmasına bir itirazım yok, ama niye bir teyze, yaşı ne olursa olsun, kendi yeğenine amca diye hitap eder, işte bunu anlayamıyorum.
Допустим, тетушка может быть маленькой, но почему тетушке, независимо от ее размера и роста, называть собственного племянника дядей этого я в толк не возьму.
Ama senin buna bir itirazın yok, değil mi?
Но тебе это все равно, правда, Билл?
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65