Konuşmayın traducir ruso
1,082 traducción paralela
Asla ama asla Tv için bu şekilde konuşmayın.
Мы смотрим жуткое количество телевидения. Не говори так о телевидении.
Bir şey konuşmayın.
Не обращайте внимания.
Onunla böyle konuşmayın.
Не говорите с ней в таком тоне.
Lütfen böyle konuşmayın.
Пожалуйста, не нужно так.
Bu kadar hızlı konuşmayın.
- Нам нам нужна твоя помощь!
- Lütfen. Konuşmayın Mr. Lightbody.
ѕрошу ¬ ас, не разговаривайте.
Onunla konuşmayın.
Нам нельзя разговаривать с ней.
Onunla konuşmayın.
Не разговаривайте с ним.
- Birşey söylemeden konuşmayın.
- Молчать, пока тебе не разрешат.
Asla o konuşmadan önce konuşmayın.
Не заговаривайте первым.
Bayan Drusse olayla ilgili teoriler ileri sürerse Tanrı aşkına onunla konuşmayın.
Если г-жа Друссе начнет высказывать теории об этом эпизоде, не следует поддерживать эти разговоры.
Beni rahat bırakın. Artık benimle konuşmayın.
Разрушили его жизнь, понимаете ли.
- O halde konuşmayı yapacaksınız?
Так значит, Вы собираетесь произнести свою речь, о которой рассказывали? Все до-последнего слова...
Bak, Thelma. İnsanlarla konuşmayı bırakmalısın.
Послушай, Тельма, хватит рассказывать людям все подряд.
Ordan çıkması için konuşmayı dene... ama dudaklarını megafona değdirme.
Поговорите с ней. Губами не касаться. Эй!
Efendim, Helen Kimble'ın polisle yaptığı konuşmayı dinlemek istiyoruz. Bu kayıt, Chicago polis merkezindeki bir memur tarafından alınmıştır.
Ваша честь, мы просим прокрутить звонок Хелен Кимбл в службу 911 ранее опознанный диспетчером управления полиции Чикаго.
Ben mektupla ısmarlanan bir eş istemiyorum. Sadece, eski bir film için... zırlamaya başlamadan konuşmayı becerebilecek bir kadın istiyorum.
Мне надо просто поговорить..., и чтобы она не рыдала над каждым старым фильмом.
Sanırım konuşmayı sen yapmalısın.
Я думаю, что именно ты должен произнести речь.
Kim eski kız arkadaşını geri kazanmaya çalışıp,... şimdiki ile konuşmayı bile tartışmadı!
Кто обхаживал свою бывшую подружку даже не думая о своей настоящей? Хочешь кого-то винить?
Konuşmayı yaparken gerginliği atlatabilmem için birisi bana bu harika numarayı öğretti. Sadece iç çamaşırlarınızla dolaştığınızı hayal ediyorsunuz.
Кто-то мне сказал, что это классный способ не нервничать, перед выступлением.
Bu konuşmayı hazırlamak için birkaç kişiyi aradım. Amacım Gareth'ın tanıştığı insanlar tarafından nasıl hatırlanacağını anlamaktı.
Когда я готовил эту речь, я обзвонил нескольких знакомых, чтобы получить более подробную картину, каким они видели Гарета.
Ondan bunu süpriz olarak saklamasını istedik sen ve ben bu konuşmayı yapana kadar.
Мы попросили его держать это в тайне, чтобы сделать сюрприз... пока мы с тобой не проведём переговоры.
Beni biliyorsun, konuşmayı beceremem ama arkadaşın olmaktan hep gurur duyduğumu bilmeni isterim.
Ты меня знаешь, я не великий мастер по части разговоров но я хочу чтобы ты знал : я всегда гордился тем, что был твоим другом.
Belki aynı konuşmayı ona da yaparsınız.
Быть может, вам стоит повторить для него эту речь?
Konuşmayı bırakıp onları vuracak mısınız?
Да когда вы уже перестанете болтать и застрелите их?
İkimizde meşkul insanların bu konuşmayı kısa keselim.
Мы с Вами деловые люди, так что я буду краток.
Saçma sapan konuşmayı kes, sen ne anlarsın rakamlardan hıyar herif.
Не будь так, бля, уверен, потому что не знаешь, о каких, бля, суммах идет речь!
Konuşmayı yapmalısın.
Тебе нужно с ней поговорить.
O konuşmayı yapmadın, değil mi?
Вы, что, просто договорились?
Cevabınızı aramalıyım, burada oturup konuşmayı bırakın.
Мавр сделал свое дело, мавр может уходить.
Konuşmayı sen yazacaksın!
ѕисать речь будешь ты.
Bu konuşmayı yapacağın kişi ben değilim, Vir.
- А... я... вообще я не уверена, что нам стоит об этом говорить, Вир.
Bebeklerin konuşmayı öğrenmesinin sebebi yetişkinlere böyle davranmalarını kesmeyi söylemek olmalı.
Дети, похоже, учатся говорить, дабы уметь сказать взрослым, чтобы те прекратили.
ikiniz de susun lütfen Burada değilmişim gibi benim hakkımda konuşmayı bırakın
Пожалуйста, хватит говорить обо мне, как будто меня здесь нет.
Bütün konuşmayı bana bırakın, tamam mı?
- Говорить буду я, ясно? - Только спокойно.
- O kadar emin konuşmayın.
- Мы подумаем над этим.
Seni geriye dündürmek istiyorum, bana yaptığınız konuşmayı tamı tamına anlat.
Я хочу, чтобы вы сделали шаг назад и передали мне ваш разговор в точности.
Sayın Yargıç, Bay Drummond bundan konuşmayı eğlenceli bulabilir, fakat konuyla hiç alakası yok.
М-р Драмонд, может, считает это забавным, но его высказывание неуместно.
- Çünkü ben konuşmanın merkezinde olmaktan hoşlanırım ve bunun için bazen konuşmayı süslemek gerekir.
Я люблю быть в центре внимания. Чтобы оставаться в нем, иногда приходится приукрашивать действительность.
Eğer kendi durumunla karşılaştırıyorsan benim o konuşmayı yapmamın bir sebebi vardı, Ally.
И, если посмотришь повнимательнее на себя и на ситуацию, - то поймешь причину моих доводов.
Yürekten gelen konuşmayı senin katılımın olmadan yapabilir miyiz?
Ладно. Давай продолжим наш душевный разговор без твоих комментариев?
Bu küçük konuşmayı sen yapacaksın.
Боюсь именно ты произнесёшь эту маленькую речь.
Bu konuşmayı yapmak için sabırsızlanıyor değilim ama babasının cumartesi günü topu stadın dışına gönderemeyeceği gerçeğine hazır olmalı.
Уж как я не хочу говорить с ним о таком, но я должен приготовить его к факту что его папочка не сможет выполнить супер-ударов в субботу. Или сможет? Подожди.
Geçen bahar Psikiyatrlar Derneğinde yaptığın konuşmayı yap.
Попробуй вступительное слово, с которым ты выступил на Ассоциации Психиатров прошлой весной.
Polis raporunda o akşamın erken saatlerinde ikisinin tartıştığının görüldüğü belirtiliyor, ama Jason Nichols polisle bu konuda konuşmayı reddediyor.
В полицейском отчёте сказано, что незадолго до этого они о чём-то спорили, но Джейсон Николс отказался разговаривать с полицией на эту тему. Хм.
Biliyor musun siz ikiniz artık bu tip şeyleri konuşmayı bırakmalısınız.
Знаешь, вы оба должны поговорить.
Onun adına konuşmayı bırak. Onun adını asla ağzına alma.
Это презрение, с которым ты говоришь о нем, произносишь его имя.
Böyle konuşmayı kesmezsen, o kan emicileri üstüne salarım. Anladın mı?
Хватит этих разговоров, или я на тебя пиявок напущу, понял?
Kal dedim, ama konuşmayı tekeline alamazsın.
Я помню, что сам оставил тебя, но монологи здесь запрещены.
Konuşmayı çok seviyor olmalısınız.
Определенно любишь говорить.
Harikasın dedim ve sonra konuşmayı kestim.
Я сказал... "Ты такая классная", а потом я просто закончил говорить!
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmadım 21
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236