Leave traducir ruso
155 traducción paralela
Mevsimler gelip geçerken, geçmişte yaşamayı bırakın.
As the swift seasons roll! Leave thy low-vaulted past!
Ne kalacak?
What do we leave
AWOL musunuz? ( AWOL : Absent Without Leave :
Так вы в самоволке?
Lead gitarda Bob Klose vardı. Fakat demo olarak Syd'in "Lucy Leave" şarkısını kaydettikten kısa süre sonra gruptan ayrıldı.
Гитарист Боб Клоуз ушёл из группы вскоре после записи демо с песней Сида "Уходи, Люси"
Leave it to Beaver'ın beyazını öldürmek kendimi kötü hissettirse de
Кто будет мочить белого, как чувака из "Оставь это для Бобра"!
Adamım, hangi "Leave it to Beaver" yerine götürüyorsun beni?
Йо, мы уже проехали Бивер, ты куда меня везешь?
Beni olduğum gibi bırak
Leave me be
Sadece beni olduğum gibi bırak
Just leave me be
Terminal C, please leave this train, this is the end of the line.
Terminal C. Please leave this train, this is the end of the line.
Onu istesem de bırakamam
# I'm a believer, I couldn't leave her if I tried #
"Eğer seni terk etmek istesem" "Bunu yazın yapmazdım"
o / ~ If ever I would leave you o / ~ Покину даже если я тебя o / ~ It wouldn't be in summer o / ~ Не летом - это точно ;
"Ama eğer seni terk etseydim" "Bunu sonbaharda yapmazdım"
o / ~ But if I ever leave you o / ~ Покину даже если я тебя o / ~ It shouldn't be in autumn o / ~ Не осенью - это точно ;
"Nasıl sonbaharda giderim"
o / ~ How I'd leave in autumn o / ~ Увижу ли в осень я тебя?
"Ve terk edebilir miyim" "Neşeyle karların arasında koşarak"
o / ~ And could I leave you o / ~ o / ~ Running merrily through the snow... o / ~
"Yaz, kış ya da sonbahar" "Hayır, seni asla bırakamam..."
Только не весной, o / ~ Summer, winter or fall o / ~ осенью, летом или зимой - o / ~ No, never could I leave you... o / ~ Я никогда не смогу проститься с тобой.
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
Knowing I'm not discreet when you leave me
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
That I'm just not discreet when you leave me
# Eğer olur da beni terkedersen
If you should ever leave me
Andreotti'yi Quirinal'e getirmek zorunda olduğumuzun nedeni de bu. ... aynı zamanda Forlani'yi parti lideri ve Martinazzoli'yi ikinci başkan istememizin nedeni.
Вот поэтому нам нужно выдвинуть Андреотти в Квиринал, and leave Forlani as party leader and Martinazzoli as vice premier.
♫ Ne yapacaksın ben seni burada yalnız bırakırsam?
So what will you do if I leave you here alone
♫ Gitmeli miyim?
Should I leave
? Peki ne yapacaksın ben seni burada yalnız bırakırsam? ?
So what will yo do if I leave you here alone?
? Terketmeli miyim?
Should I leave?
Sürekli müzik kutusundan Billy Joel'in "Leave A Tender Moment Alone" şarkısını çalan bir adam vardı.
И там был мужик, который ставил одну и ту же песню Билли Джоэла "Leave a Tender Moment" в музыкальном автомате.
Madem otel odasından çıkmayacaktık, o zaman neden, güneş losyonumuzu sürüp burada sevişmedik?
If we're not gonna leave the hotel room, then why not just cover ourselves in suntan lotion and have sex here?
O siyah elbiseyi dışarıda bırak.
Oh, leave that black dress out.
Git buradan!
Just leave!
Kilitleri değiştirip, öyle git!
Change the locks, then leave.
Kilitleri değiştir, benimle konuşma, sonra da git.
Change the locks, don't talk to me, then leave.
Ricky Nelson'ın ve "Leave It to Beaver" ın dönemi geçmişti.
Время певца Рики Нельсона и семейного телешоу "Оставьте это Биверу" неизбежно проходит.
Tutuşuyorsun.
leave - уйти, leaf-листва ) "Ты сегодня в ударе"
And that seems to be interested in it, which is another reason for you leave here.
И что более интересно - она заинтересована в вас, и это еще одна причина свалить из этого дома.
Seni bununla bırakmayacağım Her şeyi alıyoruz
¶ Not gonna leave with just this We takin'everything ¶
Gösteriyi çalıyoruz Sizi şaşırtacağız
¶ Stealin'the show We're gonna leave you in awe ¶
Size toz yuttururuz Tabi bunu yıkarız
¶ We leave you in the dust Of course we tear it up ¶
* Hepsini bırakacağım geride *
* gonna leave it all behind *
Paketleri sana mı tutturuyor?
Leave you holding the bags?
Yangını Görüntü'ye bırak onu fotoğraf çekimine çevirsin.
Leave it to The Blur to turn a fire into a photo op.
Generalin kızının kendini saldırıya açık halde bırakmasına şaşırdım.
I'm surprised a General's daughter would leave herself open to attack.
Mei Wai, please don't leave me!
Мэй Вей, не оставляй меня!
Gitmeni istiyorum.
I need you to leave.
Orada kalmamıza izin veremezdim.
I couldn't leave us just sitting there.
Hava geçirmez o yüzden boğulmamak için kapıyı aralık bırakmak zorundayız.
It's airtight, so we have to leave the door ajar or we'll suffocate.
Bunu mekikte sen mi bıraktın?
Did you leave this in the shuttle?
Oranın kime ait olduğunu, bilen çoğu insan işinin başına döner ve orayı hiç görmemiş gibi davranır.
Knowing whose it was, most people go back to folding sun dresses and leave it all under the floor.
- Defol.
- Leave.
Şimdi gidebilirsin.
Now you can leave.
Apartman görevlisi bu sabah elinde bavulla çıkarken görmüş.
And the doorman saw her leave with a suitcase this morning.
Vasiyetine göre size 300,000 dolar bırakacakmış.
Her will shows that she planned to leave you $ 300,000.
Leave A Tender Moment " güzel şarkıdır.
"Leave a Tender Moment" - хорошая песня.
Ne zaman ayrıldınız?
When did you leave?