Rahatladın mı traducir ruso

Şimdi rahatladın mı?

Теперь комфортнее?

- Rahatladın mı?

Полегчало?

Affedersin. Rahatladın mı?

Ты был прав... насчет Джо.

- Rahatladın mı?

- Так лучше?

Rahatladın mı?

Стало легче?

Rahatladın mı?

Ну вот!

Rahatladın mı şimdi?

Ты доволен?

şimdi biraz olsun rahatladın mı?

Ну, теперь ты расслабился?

Senden daha sıkıntılı olduğum için rahatladın mı?

Тебе легче от того, что моя жизнь хуже твоей?

Dua edip rahatladın mı?

Тебе там молитвами мозги не промыли?

Rahatladın mı?

Говорить можешь?

Bana söyledikten sonra daha da rahatladın mı?

Тебе стало лучше после нашего разговора?

Bütün sorumluluğu üstüne almakla rahatladın mı?

Ты все время держишь в душе этот груз, разве можно так жить?

Luc, sence hâlâ heyecanlı mı yoksa biraz olsun rahatladın mı?

Люк, это все еще слишком волнующе или ты уже немного успокоился?

- Rahatladın mı?

- Полегчало?

Rahatladın mı bari?

- Расслабляет?

Rahatladın mı?

Удобно? Хорошо.

Rahatladın mı?

Облегчение?

Şimdi rahatladın mı?

Тебе полегчало?

Rahatladın mı?

Успокоилась?

Rahatladın mı?

Расслабиться?

Rahatladın mı?

Радуешься, значит, да?

Rahatladın mı bari?

Спокойна?

Vicdanın rahatladı mı şimdi?

Ты чувствуешь себя лучше, когда скинула это со своей совести?

Rahatladın mı?

Ты успокоился?

Adamın ofisine girdiğim anda rahatladım.

Минуту, когда я шел в офис этого парня, я чувствовал, расслабился.

Giysilerini çıkarttığında, bir sikin olmadığını görünce bayağı bir rahatladım hatta.

Не представляешь какое я почувствовал облегчение, когда ты сняла платье и у тебя там не оказалось члена.

Şimdi rahatladınız mı, ha?

Как тебе это нравится? Какой-нибудь чёртов охотник!

- Rahatladın mı?

- Доволен?

O gün daha sonra, en azından bir tane münasip bekarın podyumlardan eteğini çektiğini öğrendiğimde rahatladım.

В тот же день позже я с облегчением обнаружила, что... хоть один холостяк не страдал манией на моделей.

Rahatladın mı?

Расслабился?

Kabul etmeliyim bu durumun düzelip düzelmeyeceğiyle ilgili şüphelerim vardı. Ama restoranınızın sancağını Pacey'nin teknesinde görünce çok rahatladım. - Bunun için mi teşekkür ediyorsun?

У меня были сомнения, но, когда я увидела ваш флаг на лодке Пейси, я просто почувствовала огромное облегчение.

Rahatladınız mı?

Как спалось?

Şimdi rahatladım. Kocamı çaldın.

Мне почему-то не больно из-за того, что ты украла моего мужа.

Rahatladın mı?

Теперь можем поговорить?

Rahatladın mı?

Чувствуешь?

Rigoletto'dan bir arya mırıldanmaya başlamadığımda onun rahatladığın fark ettim, böylece bilgisayardan orkestra ile çalınan tam bir versiyonunu istedim.

Похоже, он немного расслабился, когда услышал, как я напевал арию из "Риголетто", так что я попросил компьютер проиграть всю оркестровую версию.

Vicdanın rahatladı mı?

Хочешь взять такой грех на душу?

Seni de yakaladıklarını görünce rahatladım.

Я бы чувствовал себя лучше, если бы знал, что они тебя тоже взяли.

Seçtiği kadının iyi biri olduğunu gördüğüm için çok rahatladım.

Что с тобой происходит? Мне нужно отнести документы на третий этаж. Поздно, лифт поехал.

Sonunda erkek arkadaşımın önünde işeyebilecek kadar rahatladım. Bu harika bir şey.

что очень клево...

Dilsizin ona bağırdığını görünce rahatladım.

Когда немой закричал "беги", у меня как гора с плеч.

Çocuk tacizcisi olmadığın için rahatladım ama insanlara öylece dokunamazsın, anlıyor musun?

Это такое облегчение, что ты не маньяк-педофил. Но все же нельзя вот так ходить и трогать людей.

Bakın ne kadar rahatladım?

Видите, как я расслаблен?

Şu Fransızın ziyaretinden sonra, bunu duyduğum için rahatladım.

Я рад это слышать, после визита того француза.

Zenci olmadığınızı görünce rahatladım.

Фуф, слава богу вы не парочка негров.

Ben senin düşmanın rahatladım.

Меня освободил твой враг.

Sanırım, az kalsın boynumu kırmak üzere olduğun için sana kızmalıyım, ama çok rahatladım.

Думаю, я должен бы на тебя сердиться, за то что из-за тебя чуть не свернул себе шею, но я испытываю такое облегчение.

Rahatladınız mı?

что я могу быть увлечён этим твоим сороратом?

Rahatladın mı?

Довольна?

Çok rahatladım, orada bir an için bu gece kalacak yerim olmayacağını düşündüm..

Я чувствую такое облегчение. Минуту назад я думала, что у меня нет места для ночлега сегодня.