English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ T ] / Tanık

Tanık traducir ruso

21,694 traducción paralela
Sanırım işe yarar bir tanık değilim.
Кажись, главный свидетель из меня не очень.
Bay FBI adam yeteri kadar güvenilir bir tanık değil mi?
Мистер ФБР не достаточно убедительный свидетель?
Sen niye tanıklık etmiyorsun?
Почему ты не дашь показания?
Kazadan sonra babamın aleyhine tanıklık etmem gerektiğinde babamın gözlerini içine bakmam ve onun nasıl özellikle yoldan çıktığı hakkına doğruyu söylemem gerekti. Nasıl...
Когда я давала показания против отца после аварии... мне пришлось смотреть папе в глаза... и говорить правду о том, как он специально съехал с дороги, как...
Kendi aleyhime tanıklık yapmamak için susma hakkımı kullanacağım ve tüm sorularınıza cevap vermeyi reddedeceğim.
В соответствии с пятой поправкой, я не обязана давать показания против себя и, со всем уважением, отказываюсь отвечать на любые ваши вопросы.
Kendi aleyhime tanıklık yapmamak için susma hakkımı kullanacağım...
В соответствии с пятой поправкой, я не обязана давать показания против себя и с уважением...
Son analizlerde hangi hikâye uydurulursa uydurulsun ikimiz de dünya tarihindeki en büyük olaylardan birine tanıklık ettik.
И не важно, что там напишут в конечном итоге, но мы обе являемся частью одного из главнейших событий мировой истории.
Bugün burada, Jess Kato ve Todd Hinkle'nin evlenmesine tanıklık etmek için toplandık.
Мы собрались здесь сегодня, чтобы соединить узами брака Джесс Като и Тода Хинкла.
Tamam. 22 tanık var.
— Ладно, 22 свидетеля.
Tanık tasvirlerine göre, iyi durumda değildi.
— Судя по описанию, свидетель ошибся.
"8 : 50, 15 adım." Mükemmel tanık bu olsa gerek.
Она идеальная свидетельница.
İyi bir tanık. Hepsi bu.
— Она хорошая свидетельница, вот и всё.
Röntgen ışınlı gözleri olan bir tanık.
— Не свидетель, а рентген ходячий.
Üç yaşında bir çocuğu büyütmem gerekiyor. Ve biliyorum ki o çocuk, annesinin bıçaklanarak öldürülüşüne tanık oldu.
Мне растить трёхгодовалого ребёнка, и я знаю, что у него в голове, что он видел, как его мать зарезали.
Sizin oturumdaki tanık, Doktor Samira'yı orada gördüm.
Один из сирийцев, который давал показания на слушании... доктор Самира... он был там.
Laurel'in başka bir yapımcı ile beraber olduğunu, üç tanık itiraf etti.
Трое свидетелей спутали ее с другой.
Efendim, tanık olumlu Taishi Okamura'yı tespit etti
Сэр, свидетель опознал Таиши Окамуру.
Tanık falan yoktu, sadece kayıplara karışan biri vardı.
У меня не было свидетеля алиби. Она не явилась в суд.
Kuruldaki bayanlar ve baylar, Bay Specter ifade vermeden önce tanık olarak Michael Ross'u sizlere sunmak istiyorum.
Дамы и господа, до показаний мистера Спектера я бы хотел представить вам Майкла Росса как свидетеля со стороны штата.
Tanık daha ağzını bile açmadı.
Свидетель еще ничего не сказал.
- Evet. O zaman bu tanık neden hiç kürsüye çıkarılmadı?
Тогда почему, ради всего святого, этот свидетель не дал показания в суде?
Bulmuş olsaydınız, jüriye onun bu cinayetleri işlemesinin mümkün olmadığını söyleyecek bir tanık olurdu.
Иначе бы был свидетель, который сказал бы присяжным, что он не мог совершить те убийства.
Tanık sabıkalı bir uyuşturucu bağımlısıydı kürsüye çıksa bile ifadesi geçerli olmazdı.
Свидетелем была ранее судимая наркоманка, и её бы растерзали на трибуне.
Maria'ya keş bir tanık dedi.
Он назвал Марию наркоманкой.
Neden ki... Kıyafetlerden, altınlardan ya da gözümün üzerindeki yara izinden dolayı mı tanımadınız?
Одежда, украшения, возможно, шрам над глазом?
Aslında tanıştık.
Мы с тобой знакомы.
Hiç bir şey tanıdık birini gördüm sandım.
- Ничего. Я... Показалось, что увидел знакомого.
Tanıdık birini mi?
- Увидел знакомого?
Neden lokantada tanıştığım bir kız için bütün hayatımı mahvettim?
Зачем я сломал всю жизнь ради девушки из кафе?
Quill kıtanın güney kısmında, ufak bir bölgede yaşardı.
Куиллы жили на меньшем из южных континентов.
Kıyamet tanığımdır ki ilacı geliştiriyoruz.
Апокалипсис мой свидетель, мы разрабатываем вакцину.
El Hanesi'nden Astra'yı kryptonite'tan yapılma bir kılıç ile öldürdüm.
Я заколола Астру из Дома Эл мечом, сделанным из криптонита.
Beyaz ve hetero olmayan bir kız olarak Blue Springs, Nebraska'da büyümek kendimi Mars'tan gelmiş gibi hissediyordum.
Я выросла не белой и не гетеросексуальной девушкой в Блу Спрингс, Небраска. С таким же успехом я могла бы быть с Марса.
Sadece... çok geç olmadan kızı geri getirebilmem için bir şans tanı bana.
Просто... просто дай мне попробовать вернуть ее, пока не стало слишком поздно
Gary, Mike'tan gelip kızımla görüşmesini istedim.
Гэри, я попросила Майка поговорить с ней.
Evet, tanıdık geldin.
Да, в вас было что-то знакомое.
Yeni bir hastalık tanımı. DSM-5dan yeni çıktı.
Это относительно новый диагноз.Он только появился в диагностическом и статистическом руководстве по психическим расстройствам 5 издания.
Eğer bir savaş alanında tanışmış olsaydık...
Если бы мы хоть раз встретились на поле боя...
Tanışmadık ve tanışmayacağız.
Не встречались и не встретимся.
Sadece sen bir kızla tanıştın diye kalmayı düşünemeyiz.
Мы не можем остаться здесь только из-за того, что ты встретил какую-то девушку.
Tanık sayısı 22 ve yüzünü gören yok mu?
— 22 свидетеля, и никто не видел лица?
Ruben'i iki aydır tanıyormuş ve kısmen onun yanına taşınmış.
— Они были знакомы с Рубеном 2 недели, и она почти переехала к нему.
Beden tanıması yapmak için de Jacob Appley'ye ait karşılaştırmalı görüntü bulamadık, geriye... takip etmek kalıyor.
Мы не смогли получить какую-либо видеозапись с Джейкобом Эппли для сканирования тела, поэтому нам остаётся... отследить его путь.
- Bilmem, hiç tanışmadık.
Где? Понятия не имею.
Crowley'nin bunu söylediğine tanıklık eder misin?
Ты засвидетельствуешь, что Кроули это сказал?
Tanıdık geldi mi?
Узнаёшь его? Почему?
Tanıştık.
У тебя 7 минут.
Çok tanıdık oldukları için.
Слишком знакомые.
Kızlar seninle tanışmayı çok isterler.
Девочки с радостью с тобой познакомятся.
Eğer savcılık hukuk öğrencisiyle bile baş edemeyecek kadar haklılığına güvenmiyorsa tanığı sorgulamasına izin verilmesin.
Разве что прокурор настолько не уверен в себе, что боится студентку, мы просим разрешить ей провести допрос.
Oakland Savcılığı'ndan birisiyle tanıştım. Bir sebepten ötürü bazı dosyalar üzerinde çalışmalar yaptık.
Я судебному департаменту вызвался помогать на добровольных началах.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]