English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ T ] / Tanıklar

Tanıklar traducir ruso

2,953 traducción paralela
Sevdim onu. Görgü tanıklarının hepsi aynı şeyi söylüyor.
Она мне нравится.
Olay yerindeki olası tanıkları, bazı uşakları ve belki de olay yerinden arabayla geçen bir çocuğun kimliğini. Ama cinayet silahını da DNA'yı da hiç bulamadım.
возможный очевидец преступления - какой-то служащий отеля может номер машины, которую вел парень, но нету оружия убийства, нет ДНК.
Tanıklar suçlunun Güneyli Aryanlar'ın başı olduğunu iddia etmiş.
Свидетели утверждают, что его заказал глава "южных арийцев".
3 kurban var, ancak tanıkların anlattığına göre 7'den fazla ateş duyulmuş.
Есть три жертвы, но свидетель говорит, что слышал 7 выстрелов.
Öğleden sonraya tanıklarınızı hazırlayın.
Вы представите свидетеля после полудня.
Görgü tanıklarından biri dün gece birinin kızı kaçırmak için arazi aracını kaldırdığını görmüş.
У меня есть свидетель, который видел, как прошлой ночью кто-то поднял машину и утащил девушку.
Restorandaki tanıklar halüsinasyon gördüğünü ve tiki olduğunu söyledi.
Свидетели в ресторане сказали, что у него явно были галлюцинации и судороги.
Bakalım görgü tanıklarından tetikçilerin herhangi bir tarifini alabilecek miyiz?
Что ж, посмотрим, сможем ли мы получить информацию о стрелявшем от свидетелей.
Burada tanıklarım var.
У меня есть свидетели.
Kişilik tanıkları listesi.
Вот список свидетелей для дачи показаний о моральном облике.
O zamana kadar, tüm tanıklar terapiyi terkeder.
Но к этому времени, все свидетели покинут приют.
- Hayır. Görgü tanıkları yalnız olduğunu söylüyor.
- Нет, свидетели говорят, он был один.
Öyle mi? O zaman eminim ki orada olduğunu doğrulayabilecek tanıkların da vardır.
Готов спорить, у тебя есть свидетели, чтоб подтвердить твое алиби, а?
Görgü tanıklarımız var, içlerinde bir rahip de mevcut.
У нас есть алиби, включая показания священника.
Bütün tanıklar Thomas Schirach denen bu herifin canavar olduğunu söylüyor.
Все свидетели говорят, что этот Томас Ширак — долбанный монстр.
Beklediğinden fazla tatil heyecanı yaşayan görgü tanıklarının kamerasından aktarıyoruz.
Ставшее популярным видео снято случайным прохожим, который получил немного больше праздничного волнения, чем ожидал.
- Görgü tanıkları onu teşhis ettiler mi?
Очевидцы её опознали?
Ama tüm tanıklar onun yarı otomatik bir siyah tabanca taşıdığı beyanında bulunmuşlar.
Но все свидетели видели у него черный полуавтоматический пистолет.
Son görüldüğünde, somon rengi tişörtü ve gri ceket giyiyormuş ve tanıkların dediklerine göre ağzına marul sokarken zorlanıyormuş.
Последний раз его видели в розовой рубашке и сером пиджаке, и свидетели говорят, что у него проблемы с пережевыванием салата.
Tanıklarınızın aklı karışmış.
Ваши свидетели ошиблись.
Enkaza ve görgü tanıklarına bakıldığında bomba gibi görünüyormuş.
Улики и показания очевидцев указывают на взрыв бомбы.
Görgü tanıklarının ifadesine göre bu bir terörist saldırısı...
По свидетельствам очевидцев это могло быть результатом тер...
Polisler adamı bulamamışlar. Jimmy de konuyla ilgili konuşmamış. Ama tanıklar araçtaki sürücünün resmini çizdirtmişler.
Копы его не видели, а Джимми так его и не сдал, но... свидетели смогли дать описание сбежавшего водителя.
Tanıklar tersini söylüyor ama.
Свидетели с работы Кэма считают иначе.
Çünkü tanıklar konuşmanın oldukça gergin geçtiğini söyledi.
Ведь свидетели утверждают, что разговор стал очень разгорячённым.
Şimdi binayı kilitleyecekler, olası görgü tanıklarından uzaklaştıracaklar, herkesten.
Затем они запрут здание, отделяя нас от свидетелей.
Ellerinde saldırganın sana benzediğini söyleyen bir tanıkları var.
У них есть свидетель, который утверждает, что нападавший подходит под твоё описание.
Belki de bu tanıkların taşıması gereken bir fedakârlıktır.
Возможно, это бремя, которое должны нести свидетели.
Ama sonra mahkeme de ve duruşmalarda bu deneyimi tekrar yaşamak zorunda kaldım. Çünkü adelet sistemi tanıklar üzerinde ayrı bir baskı sistemi kurar.
Но потом мне пришлось пережить это вновь и вновь, на следствии и на предварительных слушаниях и в суде, потому что система правосудия оказывает на свидетелей колоссальное давление.
Görgü tanıkları, adamlarımızdan birini olay yerinde görmüş.
По описанию свидетелей, похоже, что это был наш парень на месте происшествия.
Umarım artık tanımadıklarınla çıkmıyorsundur.
Больше никаких свиданий вслепую?
Bu vatanseverlerin benim kim olduğumu bilip seni tanımadıklarını mı sanıyorsun?
Ты правда думаешь, что если эти патриоты в курсе, кто я, то они не знают, кто ты?
Bana zamam zaman buna benzer ayrıcalıklar tanırlar.
Время от времени мне разрешено тянуть за ниточки.
Pekâlâ, Baldaev'in bilinen tanıdıklarının listesini yapalım.
Так, все за работу, составить список всех, кто как-то связан с Балдаевым.
Haber başlıklarına bakarken, Portland Herald'tan bir ileti aldım.
При сканировании новостей, всплыл заголовок из газеты Портланд Херальд.
Kadınlarla yaşadıkları çok meşhur sınır tanımayan bir adam.
У него ужасная репутация с женщинами, Он не знает границ.
- Onu salıveren de. - Hiç tanışmadıklarını iddia etti.
Хотя, он её отпустил.
Bazı tanıdıklarım var.
Я заслуживаю второго шанса.
Birbirlerini tanıdıklarını bile bilmiyordum.
Я даже не знала, что они были знакомы.
Ortak tanıdıkları tek kişi sizdiniz.
Единственным человеком, который их связывает, являетесь вы.
Ben de Doyle ve Ward'ın birbirlerini daha az çılgın bir dünyada tanıdıklarını düşünüyordum.
Ну, я тут подумала, возможно, Вард и Дойл были знакомы и раньше...
Tanıdıklarım var, sen tamam de, ben gerisini hallederim, tamam mı?
Я кое-кого знаю. Ты только скажи.
Tek kollu adamdan çekinen insanlar beni tanıdıklarını sanıyorlar oysa gördükleri yüzünden hakkımda kötü düşünüyorlar.
Люди, которые содрагаются при виде человека с одной рукой представляют, что знают меня, знают наихудшее обо мне, из-за того, что они видят перед собой.
Nerede tanıştıklarını biliyor musunuz?
Вы знаете, где они познакомились?
Geçen yıldaki orjinal şüpheli,... tutukladıkları profesör, onu tanıyor muydun?
Теперь по главному подозреваемому прошлого года, тому профессору, которого арестовали - ты его знаешь?
Choi Young Do'nun tarafını mı tutuyorsun? Bana yaptıklarından sonra hem de? - Sen de Kim Tan'ın tarafını tutuyorsun.
что он мне сделал?
Onu Annie ile Copenhagen'da gören yeminli görgü tanııkları var.
Есть свидетели, которые скажут под присягой, что видели их с Энни вместе в Копенгагене.
Tanıdıkları tek siyahi sensin, seni de siyahilerin mahallesine yolladılar.
Ты единственная чернокожая, кого они знают, вот и послали тебя в чёрный район.
Sen gittikten sonra tanıştıklarını sanıyordum.
Я думал, они встретились после того, как ты уехал.
Bazı tanışıklıkları var ama yakın arkadaş değiller.
Несколько знакомств, но никаких близких друзей.
İçeride tanıdıkların var, Quinn'i Reese'den önce bulmalıyız.
У тебя есть доступ к федералам? Нам надо добраться до Куинна быстрее Риза.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]