Telefon yok traducir ruso
529 traducción paralela
İnanabiliyor musunuz, restoran yok, telefon yok, benzin yok...
Ни ресторана, ни телефона, ни бензина - полный набор неприятностей.
Onları arayamadım, orada telefon yok. Pekala.
Я не могу дозвониться, в лагере нет телефона.
Dünya gezegeni, İslington'daki ev ve telefon yok olmuş olsalar da... 29 saniye sonra, Arthur ve Ford'un kurtarılmış olmaları sebebiyle hatırlanmış olmaları çok rahatlatıcıdır.
'от € и планета " емл €, и квартира в јйлингтоне, и телефон теперь были уничтоженыЕ было при € тно осознавать, что пам € ть о них оставалась жива, благодар € тому, что каких-то 29 секунд спуст € јртур и'орд были спасены.
Saat 10'a kadar Almanya'ya telefon yok.
Личные запросы после десяти вечера.
Telefon yok dedim.
- Никаких звонков.
Onunla bir haftadır görüşemiyorum. Kulübenin içinde telefon yok.
Должен был, но мне не удалось с ним поговорить ни разу за прошедшую неделю.
Buzdolabı yok, televizyon yok, telefon yok!
Ни холодильника, ни телевизора, ни телефона!
- Telefon yok.
Нету телефон.
Telefon yok mu? Hiçbir şey yok.
Нет телефона?
Bu katta hiç telefon yok.
.. У нас нет телефона.
Orası oldukça uzaktır ve kamyonunda telefon yok.
Это чёрт знает где, а телефона в грузовике у него нет.
Burada telefon yok.
- 3десь нет телефона.
- Telefon yok, fidye notu yok ve bir ceset de bulamadık.
Никто не требовал выкуп тело не нашли...
Telefon yok, en yakın şehirden Playboy kanalından uzakta - mükemmel.
Телефона нет, до ближайшего города несколько миль, зато есть канал Плейбой!
- Bu gece telefon yok.
Никаких звонков.
Doktor izin vermeden telefon yok.
Все звонки только с разрешения врача.
- Telefon yok. Şimdi değil.
- Убери чёртов телефон.
Telefon yok, yüz yüze görüşmeliyiz.
Там нет телефонов. С ней надо связываться напрямую.
- Seni otelden ararım, anne. - Telefon yok. İsrailli rehineler ve onları rehin alan Arap komutanlar Olimpiyat şehrine eğreti bir helikopter pisti yaptırarak gittiler.
Мы получили информацию, что группа арабских террористов вместе с заложниками направляются к вертолетам, приземлившимся во дворе Олимпийской деревни.
- Saat 6'dan sonra hastalara telefon yok. Yarın arayın.
Сожалею, месье, но после 6-ти вечера мы с больными не соединяем.
Telefon yok dedim!
Я же сказал, никаких звонков!
- Eğer telefon numaranı verirsen... - Telefonum yok.
- Если вы дадите мне свой номер...
Telefon etmemize gerek yok.
Нам не надо никому звонить.
Daha fazla telefon görüşmesi yok.
Больше никаких телефонных звонков.
Otelde telefon rehberi yok muydu?
А разве в отеле нет справочника?
- Bende telefon yok.
Но у меня нет трубки.
- Şu otelde telefon da mı yok?
- Ты что не могла мне позвонить?
Telefon numaranızı alabilir miyim, lütfen? Telefon kulübesinden arıyorum ev telefonum da yok.
Я звоню из телефона-автомата, и у меня дома нет телефона.
Sizde telefon numaram yok.
У вас нет моего номера.
- Burada telefon yok.
Вызовите полицию.
Santral, adada telefon yok mu? Beni bağlayabilir misiniz, lütfen?
На острове есть телефон?
Ağaç yok, hava yok, su yok banyo, kürdan bile yok Öğretmen, doktor, telefon hiçbiri yok
Нет деревьев, нет воздуха, нет воды, города, банджо, зубочисток, шнурков, учителей, футбола, телефона,
Karınla görüşme yok. Telefon da yok.
Никаких жен и звонков.
Eğer bu makine sabah telefon numarasını verecekse gecenin bir yarısı Tanrı var mı... yoksa yok mu diye tartışmanın manası yok!
Ибо кому будет нужно спорить полночи на тему, есть ли... — или нет! ... Бог... Если компьютер запросто выдаст тебе его телефонный номер к утру.
Telefon yok.
- Нет.
Telefon falan yok.
Не было никакого звонка для меня.
Dışarıda telefon kulübesi yok.
Здесь нет телефонной будки.
Senin asırda dedikleri gibi, bende telefon numaran bile yok.
Как говорят в вашем веке, у меня даже нет вашего телефона.
Telefon numarası ya da başka bilgi yok mu?
И всё? Ни номера, ни инструкций?
Yayında soyad yok, marka adı yok, telefon numarası yok. Tamam.
Никаких фамилий, никаких торговых марок, никаких телефонных номеров в эфире.
Telefon numaram yok.
У меня нет телефона.
Telefon faturası, uzak mesafe arama yok.
Телефонный счет, местный.
Orada telefon yok.
- Там нет телефона.
Bir telefon vardı, ama, dosyalarımızda senin telefon numaran yok.
Я собирался позвонить и предупредить, но в наших документах нет вашего номера телефона.
Lloyd, telefon numarası ya da bir adres yok.
У меня была полноценная жизнь.
Telefon yok.
Никакие телефоны touchtone.
Nasıl bulabileceğime dair bir bilgi yada bir telefon numarası var yok mu?
У вас нет других данных? Вы не знаете где я могу ее найти и вообще?
Kimse bana telefon etmedi ve bunlar tamamen benim hayal ürünüm... ve 24 saat önce ölen bir hastama ait elinizde hiçbir kayıt yok.
Никто мне не звонил. Значит, у меня, наверное, слуховые галлюцинации. И у Вас нет записей по моему пациенту, который умер 24 часа назад.
- Bana bir telefon için suçluluk hissi yaşatacak bir oğula ihtiyacım yok.
Не хватало ещё, чтобы сын читал мне нотации о неработающем телефоне.
Büyük muhabir Jack, böyle önemsiz detaylarla uğraşamayabilir. Telefon edip, "sağ ol, ama kızımı okula götürmene gerek yok" diyemez.
Большой репортёр Джек не может отвлекаться на мирскую суету, к примеру, позвонить и сказать :
Telefon ya da kablo hatları yok.
Никаких телефонов, никакой связи.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65