Toplantı mı traducir ruso
3,766 traducción paralela
Saçmalık bu Harvey, toplantımız vardı.
Прекрати, Харви. У нас была встреча.
Onlarla konuşmak istiyorsanız bir toplantı ayarlarım.
Если вы хотите с ними поговорить, я могу это устроить.
Bir toplantı için yoldaydım.
Я шел на встречу.
- İki gündür toplantıda mı?
Он на встрече уже два дня.
Evet, 8'de toplantım var.
Да, у меня на 8 клиент.
Kennedy aile toplantısından daha yalnız durumdayım.
Мне так одиноко, хуже чем на встрече семьи Кеннеди.
Her... herneyse... basın toplantısından sonra... gittikçe daha da paranoyaklaşmaya başladım.
В любом случае после той пресс-конференции я... у меня все чаще и чаще были приступы паранойи.
Mezunlar toplantısı nasıl diye sorardım ama ceset torbası her şeyi açıklıyor gibi.
Я бы спросил, как прошел вечер встречи, но мешок с телом отменяет вопрос.
İkincisi toplantıdan erken ayrıldım çünkü otelden aradılar. Cuma gecesi gösterisi iptal olduğu için sahneye benim çıkmamı istediler.
Во-вторых, с вечера я ушел рано только потому, что позвонили из отеля, сказали, что их пятничное выступление отменено и не мог бы я подменить.
Sabah erkenden toplantım var.
У меня встреча рано утром.
Bu toplantıda söylediği kişi olan kimse var mı acaba?
Есть кто-нибудь на этой встрече, кто на самом деле назвал себя?
Bu hafta başımıza gelen iyi ve kötü şeyleri paylaşarak bu toplantıya başlayalım.
Ура! Давайте начнём это собрание с того, что поделимся своими достижениями и неудачами на этой неделе.
Benim en kötü olayım bu toplantı.
Мой кошмар - это собрание.
En iyi olayım bu toplantının sona ermesi olacak.
А когда оно закончится - тогда будет кайф.
Bu toplantıyı ciddiye alır mıs...
Кто-нибудь может отнестись серьёзно...
"Bunun ne olduğunu sanıyorsun, çeyrek at toplantısı mı?"
"Это что по-вашему, съезд скакунов?".
Rupert ve Sidney'e tüm durumu açıklayan bir mail attım ve cevap olarak sadece yarın ki zorunlu toplantıya gelmem gerektiğini aldım.
Я написала Руперту и Сидни по е-мейлу, объяснив всю ситуацию, и получила в ответ только, что должна к ним завтра подойти.
Toplantıya hazırlanmana yardım etmesi için George'a haber vereceğim.
И я попрошу Джорджа помочь тебе подготовиться к встрече.
Arkadaşım Christine Heldens bana bir toplantı ayarladı.
Моя подруга Кристин Хелденс добилась встречи.
Hiç şansım olmasaydı toplantı olmazdı bile.
Не думаю, что это бы случилось, не будь у меня шансов.
Kendini evde bırakıp tüm bu bilgileri toplantıya götürüp canını sıkma, çünkü en iyi kısım sensin.
Не надо так волноваться обо всей этой информации, так ты ничего не добьёшься, потому что лучшее во всё этом - ты.
Yarına kurul toplantısını ayarlarım.
Созову заседание совета на завтра.
Bu gece basın toplantısı yapacağım.
Дежурного сержанта засыпали запросами из прессы.
Az önce Roger Allenford ile bir toplantımız vardı da.
У меня только что была встреча с Роджером Алленфордом.
Toplantıların nasıl gidiyor, babacığım?
Как проходит твои встречи, пап?
Artık toplantılara ihtiyacım yok.
Мне больше не нужны эти встречи.
- Bu sabahki toplantısını kaçırmasıyla bir ilgisi var mı bunun?
С Харви? Это как-то связано с причиной, по которой он пропустил утреннюю встречу?
Valinin duyurusu hakkında bir toplantımız vardı. Tanrım.
У нас встреча по поводу заявления губернатора.
- Birkaç dakikaya toplantım var.
У меня совещание через пару минут
Ama anladığımız kadarıyla söz konusu evrak bir toplantı programıymış.
Но насколько мы понимаем, документ, про который идет речь, это расписание совещаний.
Bu toplantıya çağırmanın ardındaki düşünce insanların endişelerini dile getirmek ve ne yapacağımıza topluluk olarak karar vermektir.
Суть этого собрания была в том, чтобы люди говорили о своих заботах, а мы вместе - как сообщество, - решали, что делать.
Neye karar verilirse verilsin, cuma sabahı Chester Meclis Planlama Dairesi'nin toplantısında fikirlerimizi aktaracağım.
Но каким бы ни было решение, я озвучу наши мысли на собрании планового комитета Честерского Совета в пятницу утром.
Planlama toplantıları için Belediye Meclisi'ne yazacağım tatlım.
Я пишу в Совет, милая, на их плановое заседание.
İlk planlama toplantısına zamanında teslim edilen hayvanat bahçesi planlarımızı belirten mektubu da hatırlarsınız o halde.
– Несомненно да. Тогда вспомните, мы написали письмо о наших планах для зоопарка и подали его на рассмотрение к первому заседанию комитета.
Peki siz burada toplantı falan mı yapıyorsunuz?
Так у вас тут встреча?
Bu bir ortaklar toplantısı mı, yoksa şimdiye kadar duyduğum en sıkıcı radyo draması mı?
Это совещание партнёров или самая занудная радиопередача, что я вообще слышал?
Pazartesi günü personel toplantısı var ve orada olmazsam kötü bir ilk izlenim bırakmış olacağım. Daha başlamadan kontrolü kaybetmek istemiyorum.
Встреча с персоналом в понедельник, если меня не будет, то сложится плохое впечатление, и я потеряю контроль, не приступив к работе.
Adli tıpçılar yıllık toplantın için çok heyecanlıyım.
Я так взволнованна твоей конференцией медицинских экспертов.
Bir toplantımız olduğunu sanıyordum.
У нас вроде как встреча.
Kahvaltı toplantımız vardı.
У нас был деловой завтрак.
- Toplantımız var.
- У нас собрание.
Umarım aile toplantısına dalmam fazla tuhaf kaçmamıştır.
Я надеюсь это было не слишком затруднительно разрушить семейное торжество
Toplantılarımızda ne dikkat çeker diye konuşmuyoruz biz.
- Мы не решаем на планёрках, как сделать сюжет скандальным.
- Artık başlayalım. - Toplantıyı sen mi yönetiyorsun?
- Давайте начнём.
- Gelecek toplantımızda bunu söylerim. ACistemsiz İrtibat ismini beğendiniz mi? - Hayır.
- Предложу на планёрке – вам нравится название ACN-травля?
Birkaç toplantıyı kaçırdım ama İnsan Eti Avlamak adında bir uygulamamız yok değil mi? - Hayır.
- Я пропускала планёрки, но у нас точно нет приложения "Охотник за человечиной".
Dostum, gitmeyi çok isterdim ama Japonya'daki bir müşteriyle telefon üzerinden toplantımız var.
- Приятель, я... я бы с удовольствием. Но у меня назначено совещание с клиентом из Японии. Там в это время как раз день.
Toplantılara katılıyorum. 12 adım muhabbetini uyguluyorum.
Я хожу на собрания и, знаешь, прохожу все 12 шагов реабилитации.
- Efendim, süpürge kulübesinde bir toplantımız vardı.
Сэр, у нас совещание в метлы сарай.
Planladığımız toplantı Pazar günüydü.
Встреча намечена не раньше воскресения.
Bu yüzden, Vincent'a basın toplantısı için yardım edebilirsin ki bu onun aklanmasını sağlayacak ve Gabe bunu kesinlikle istemiyor.
Так что ты можешь помочь Винсенту подготовиться к пресс-конференции, которая может реабилитировать его, а этого Гейб хочет меньше всего.