Yakından traducir ruso
4,181 traducción paralela
Yakından hatırladığımdan da güzel.
Вблизи он еще прекрасней, чем в моей памяти.
Yakından dinlersen duyabilirsin.
Если прислушаться, то можно разобрать их.
Hadi daha yakından bakalım dostum.
Давай посмотрим поближе, братец.
Biraz yakından araştıralım.
Давай разузнаем про него побольше.
Jake, mest Boyle'la uzaktan yakından alakam yok. Öyleyse kanıtla.
Джейк, я ещё совсем не в "режиме Бойла".
Şimdi, biraz daha yakından bakarsak ışımalara,... kaynaklarını görüyoruz ki Woodside, Queens'te,... hemen arkasından bu evde.
Теперь, если посмотрим поближе на эти тепловые вспышки, то увидим, что все они исходят из точки в Вудсайде, в Квинсе, как раз за этим домом.
Beni yakından izlediklerini biliyorsun!
Ты знаешь, как пристально они за мной следят!
Gidip yakından bakacağım.
Пойду посмотрю поближе.
- Yakından.
- Близко.
Yani onu çok yakından izlemiş olmalısınız.
Я имею в виду, Вы, должно быть, наблюдали за его работой в непосредственной близости.
Değerli ve eşsiz bir varlık olduğundan devlet sağlığı ve bakımıyla yakından ilgileniyor.
Поскольку он представляет собой ценный и незаменимый актив, государство чрезвычайно заинтересовано в его здоровье и благополучии.
Gelecekte sizinle daha yakından çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Благодарю, сэр. Мне бы хотелось в будущем более тесно поработать с Вами.
Devletin Elvis'in sağlığıyla ve durumuyla yakından ilgilenmesini anlayabileceğinizden eminim.
Уверена, Вы понимаете повышенную заинтересованность государства в здоровье и благополучии Элвиса.
Elvis'in sağlığıyla ve durumuyla yakından ilgilenilmesini anlayabileceğinizden eminim.
Уверена, Вы понимаете повышенную заинтересованность государства в здоровье и благополучии Элвиса.
Bazı şeylere yakından bakmamı sağlıyor. Yani, çok yakından.
Помогает мне поближе рассмотреть разные вещи, очень, очень близко.
Beyaz Saray çocuğun mutluluğu ile yakından ilgileniyor.
Белый Дом очень заинтересован в благополучии ребенка.
Yakından ateş edilmiş.
С близкого расстояния.
Max bu kokteylin kutu şarap ile yakından uzaktan alakası yok.
Макс, "Беллини" в "Плазе" и коробочное вино — совсем разные вещи.
Pekala, okul bittiğine göre birbirimizi daha yakından tanıma şansımız var mı?
Так не воспользоваться ли нам шансом, что школа уже окончена?
Onu daha yakından inceleme şansım olmadı.
Мне так и не представилась возможность точной настройки.
Bu pisliği evime getirdin! Beni yakından izlediklerini biliyorsun!
Ты знаешь, как пристально они за мной следят!
Tüm müşterilerinle bu kadar yakından ilgileniyor musun?
Ты всем подопечным столько внимания уделяешь?
Ama daha yakından bakınca, çarpmadan kaynaklanan bir sıkışma gibi gözüküyor.
Но при ближайшем рассмотрении это кажется сдавливанием от удара. Кто-то стукнул его по голове.
Yakından daha da çirkin görünüyorsun Griffin.
Вблизи ты ещё уродливее, Гриффин.
Ne yazık ki Ivy'nin vücudu kalbi hala reddediyor. UNOS 1b statüsünde nakil listesine koydu. Durumunu yakından takip ediyoruz.
К сожалению, Айви ещё в стадии отторжения, она в середине очереди на пересадку, мы внимательно за ней наблюдаем.
Araç şu evden çıkmıştı. O eve daha yakından bakmam için mantıklı bir nedenim var.
От того дома отъезжал внедорожник, так что у меня есть причина присмотреться.
Ne kadar yakından?
— Насколько близкого?
Sanchez ile birlikte tutuklanmış Temmuz 2013 ve onu tanıyoruz... çok yakından.
Он был арестован вместе с Санчезом в июле 2013, и мы его знаем... очень хорошо.
Seninle uzaktan yakından alakası yok.
Не такой, как ты.
Yakından bakalım.
Давай посмотрим поближе.
Pek yakından bakmadım.
Я не присматривался.
- En azından yakışıklı oğlun var.
По крайней мере, у вас есть прекрасный сын.
Manitoba yakınlarında bir yerde sivil havacılık kayıtlarından çıkmışlar.
Гражданские потеряли их где-то над Манитобой.
Yüz karası olmanın yakınından bile geşçmiyorsun.
Ты даже близко не стояла рядом с паршивой овцой.
Yakıtımız bitene kadar en azından.
Покуда топливо не закончится.
Neye sahip olduğunuzu, en başından beri nasıl yakın olduğunuzu ve seni nasıl gördüğünü gördüm. Beni nasıl gördüğünden biraz farklıydı.
Я видел, что между вами было, как вы были близки с самого начала, я видел, что она смотрела на тебя совсем не так, как смотрела на меня.
Romalılar tarafından canlı canlı yakılmış.
Римляне положили его на костер и начали жечь.
Nişanlı olan gençlerin elele yürüdüğü ve uygunsuz durumlardan kaçınmak için aileleri tarafından yakından izlendiği yer.
Да, типа того.
1778'de benim yakın bir arkadaşım tarafından yönetilen.. .. bir avlanma grubu kurulmuştu. - Daniel Boone...
В 1778... племя Шауни было на охоте, под предводительством моего друга,
Benim kanım, en yakın arkadaşlarımın kanıyla birlikte bu şehrin kolonlarının arasından akıyor. Şu an Guerrera'lara karşı Klaus ile omuz omuza savaşıyor olabiliriz ancak bir süre sonra çok geçmeden tekrar kurtların kralı olmak isteyecek.
Моя кровь проходит через желоба этого города вместе с кровью моих ближайших друзей и, да, Клаус и я сражались бок о бок против Геррерас, но, знаешь, совсем скоро он захочет стать королем оборотней.
Yakınından bile geçmiyoruz.
Далеко не в нем.
Yakınından bile geçmedi mi?
Ничего, заслуживающего внимания?
Tamam belki de duygusal yakınlık beden ve biyoloji dersi arasında sağlanacak bir şey değildi ama en azından onun için burada olduğumu biliyordu.
Ладно, возможно эмоциональная близость небыло чем-то, чего ты можешь добиться на перемене между уроком биологии и занятием по физкультуре, но по крайней мере он знал, что я была здесь для него.
... bu defa göğüs kafesi ve alt kaburgalarda. Yapımcıyla olan kavgasından daha yakın tarihli.
Они свежее травм от драки с продюсером.
Ailenin yakın zamanda öldüğünü ve amcanın, seni İngiltere'den buraya yolladığını anlıyorum ailenden ve arkadaşlarından uzaklara.
Я так понимаю, твои родители недавно умерли и твой дядя прислал тебя сюда из Англии далеко от семьи и друзей.
- Yakışıklı olanlarından.
Только симпатичнее.
En son görüştüğümüzde anlayışlı olmanın yakınından geçmiyordunuz.
Последний раз мы не говорили были восприимчивы к услышать что-нибудь.
Daha yakından bakayım.
Посмотрим-ка поближе.
BABS PEWTERSCHMIDT Varisli damalara daha yakından bakın! O zaman bakmaya sen mi gideceksin anne?
А ты о нём позаботишься, мам?
İskoçya'daki dağ evimin satışından gelen parayı naklettirmemiz gerekecek ama evet yakında bizden kurtuluyorsunuz.
Нам просто нужно перевести деньги от продажи моего дома в Шотландии, но да, мы скоро перестанем висеть у вас на шее.
Yani, hmm, yeniden evleniyoruz ve bana banliyödeki büyük bir evin fotoğraflarını gösteriyorsun, bahçesinden ve okula yakınlığından bahsediyorsun.
И ты показываешь мне фотки большого дома в пригороде, говоришь о дворе и школах.