Yakışır traducir ruso
1,505 traducción paralela
- Hatun güzelse her şey yakışır.
– Ничто не переплюнет красивую цыпочку!
Her operanın sonuna yakışır bir halde
История, делающая честь любой опере
Eğitimli insana yakışır şekilde konuşmalıyız.
Важно соблюдать коллегиальную атмосферу.
Peppino'ya yakışmaz mı? Yakışır.
- он подойдет Пеппино?
Bu kapı da, Donald Revie'nin geçişine yakışır olmalı.
А эту дверь нужно расширить так, чтобы в нее вошел Дон Реви.
Bence silah bana yakışır.
Думаю, я бы хорошо смотрелась с ружьем.
Çoğu kadına yakışır.
Как и большинство женщин.
Ve permayla vatka bana çok yakışır.
И мне очень идут завивка и подплечики.
Sanırım, Calamity Jane'lik benden çok sana yakışır.
Я думаю, ты предпочла бы быть Бедовой Джейн, я прав.
Size yakışır.
Вам пойдет.
Ama dedim ki, Mike en iyisi yakışır.
Но для тебя Майк, все только самое лучшее.
Gözlük bana çok yakışır.
Мне очень идут очки.
Öyleyse güçlü yüreklere, güçlü içkiler yakışır.
Для этого нужны крепкие сердца и крепкие напитки. Фред!
- Evet, yakışır.
- Да, я такой.
Randevuya yakışır. Şu olsun.
Оставь для свидания.
Pek Noel'e yakışır bir hareket değil.
Это не очень-то по-Рождественски.
Son günlerde fazla evlada yakışır şekilde davranmadım.
Я был не очень-то хорошим сыном.
Bay MVP, tam da adına yakışır bir durum, değil mi?
Оправдает ли мистер MVP свою фамилию? * Crook — мошенник, вор, аферист.
Ölenlerden birinin yakını mısınız? Hayır.
Вы член семьи погибшего?
Gitgide daha fazlasını isteyen, dipsiz bir fırına yakıt sağlar gibi büyümeye güç sağlamaya çalışıyoruz.
Мы бросаем ресурсы, как в бездонную печь, требующую всё больше и больше топлива.
- Dördüncü Bölüm - [Arapça] Ben suda yüzen yakışıklı bir ördeğim kır çiçeklerini kokluyorum...
ЧАСТЬ ЧЕТВЕРТАЯ
Ben suda yüzen yakışıklı bir ördeğim kır çiçeklerini kokluyorum.
Я красивый гусь Плавающий в воде... нюхающий полевые цветы...
Size daha şık bir araba yakıştırırdım.
Ожидал, что у вас лайба покруче.
Hayır, ailedeki en yakışıklı kişi benim.
Нет, добрый в семье - это я.
-... jinekolojik yakın çekim saldırısı değil. - Peki.
Хорошо.
Yakınlaşır mısınız ona lütfen.
Вы не могли бы это увеличить?
- Yakınlaştırır mısın?
- Можете увеличить? - Да.
Johannesburg yakınlarındaki Roodeport'da bir alışveriş merkezinin dışında meydana gelen bombalı saldırıda Güney Afrika kana bulandı.
Кровопролитье в Южной Африке. Взрыв прогремел возле торгового центра... вблизи Йоханнесбурга.
Yakında Tanrı'sına kavuşacaktır.
Найдите более подходящего.
Babanla yakın mısındır Ajan Gibbs?
Вы были близки со своим отцом?
Bir zamanlar, yaramaz küçük bir çocuk varmış kibritlerle oynamayı severmiş çünkü ateş, onun tek ve en iyi arkadaşıymış sonra bir kaza geçirmiş ve ateşe saygı duymayı öğrenmiş Murph. Çünkü ateş, güzel olduğu kadar yakıcıdır.
Жил да был один плохой маленький мальчик он любил играть со спичками, потому что огонь был его единственным лучшим другом, но после одного несчастного случая он научился уважать огонь, Мёрф, потому что пламя, несмотря на красоту, разрушительно, понимаешь.
Ayrıca kim bu yakışıklı yüze hayır diyebilir?
Да он родился, готовым ко всему. К тому же, как можно устоять перед таким красавчиком?
Yakın zamanlı işten çıkartılan yatırım uzmanlarının damıtılmış terlerinden yapıldı.
Делается из очищенного пота недавно уволенных менеджеров хедж-фондов.
Hayır, konuşamayacak kadar sarhoş olduğum zamanlarda yakışıklı çocukları kendimden uzaklaştırdığımı düşünüyorlar.
Нет, в основном потому что они думают, что я заваливала ребят посимпатичнее, когда была бухая до немоты.
Hayır, Gracia'nın benim gibi yakışıklı bir adamı aldatmasına imkan yok.
чтобы Грэсия изменяла мне с кем-то.
Biriyle yakın çalışıyorsanız, benzer meraklarınız olur... Benzer bir dünya görüşünüz olur. Aynı şeylere tutkunuz vardır, birşeyler olabilir.
Когда ты работаешь рядом с кем-то и у вас общие интересы, и общий взгляд на мир, и вы оба увлекаетесь одним и тем же, все может случиться.
- Sence ben Pawnee'deki en yakışıklı ilk beş Hintli'den biri miyim? - Hayır. - Sence beni geçen kim peki?
Думаешь, я вхожу в пятерку самых красивых индийцев в Пауни?
Yakında hepsi geçecek. Belki bir gün torunumla da tanışırım.
Скоро все останется позади, и, возможно, когда-нибудь я увижу своего внука.
Bana çok yakın olan biri böyle bir sır saklıyor.
Близкий мне человек скрывает такую тайну.
Aslında o, yakın bir zamanda vefat etmiş olan bir arkadaşıma adanmış bir şarkıdır.
Альбом посвящен моей подруге, которая недавно умерла.
Hazırlanmakta olduğumuz şeylerin listesine baktığımızda gıdayla ilgili bitmeye en yakın proje, Lem ve Phil'in sığırsız sığır eti üretim projesi olduğunu görüyoruz.
Так, что касается новой продукции, единственное, что почти готово, это проект Лема и Фила говядина, выращенная без коров.
Bütün müvekkillerinizle bu kadar yakın mısınızdır? - Sadece vaftiz oğlumla.
Вы всех своих клиентов поглаживаете?
Ama yakın mesafe atışı bunun biraz... kişisel bir saldırı olacağına işaret ediyor değil mi?
Но выстрел в лицо с близкого расстояния... это должно быть что-то личное, как вы думаете?
Çok uzunsun esmer ve çok yakışıklısın ve... Hayır, Charlie'nin daha şehvetli bir şeyi yok çünkü o pornografi konusunda eski kafalıdır.
эээ... вы.... вы такой высокий... смуглый... и очень симпатичный, и.... ммм... и да... у Чарли ничего покруче не водится ему нравится... того... старая школа... порнушка немного устаревшая
"Ulrich Manastırı'nın başrahibini ara. Taşın sırrını kalbine en yakın yerde saklıyor."
Ищите настоятеля обители Ульриха ибо он хранит секрет Камня в сердце своем.
Hindistan'da düğün kararlaştırılan saat yapılmazsa gelini yakıyorlarmış.
Она сказала, что в Индии, если свадьба не состоялась в назначенный час, - невесту сжигают.
Babam New York'taki en uzun.. ... en yakışıklı ve en gururlu adamdı ve tırnaklarını yaptırırdı
Мой отец был самым высоким, красивым, самовлюбленным мужиком в Нью-Йорке, и его ногти были в порядке.
- Arka kısmı yakın alır mısın?
Пожалуйста?
İnsanlar da yapardı, sanırım sebebi yakışıklı ve çekici biri olmasıydı.
И, судя по всему, ему редко могли отказать.
Sanırım bu sefer eve yakın yerlere bakmalısın.
Мне кажется, на этот раз стоит поискать немного ближе к дому.
Hayalkırıklığına uğrattığım için üzgünüm, ama senin "uzun, koyu tenli ve yakışıklın", şu anda benim "kısa, seksi ve patronvarimin" önünde soyunuyor.
Извини, что разочаровываю, но "высокий, темноволосый, красивый" раздевается для моей "маленькой, сексуальной и властной". А?