Yapılmış traducir ruso
4,800 traducción paralela
Dört yıl kadar önce yapılmış.
Построен всего 4 года назад
Bu dahilerin toplanması, bu zamana kadar yapılmış en iyi toplantı.
Здесь находится величайшее собрание гениев, существовавших на планете.
Görünüşüne bakılırsa iyi yapılmış.
А он неплох - на первый взгляд.
Her şeyi sıradan göstermek için gizleme büyüsü yapılmış.
Было сделано сокрытие, чтобы всё выглядило нормально.
Camdan yapılmış.
Она хрустальная.
Sana kaynak yapılmış.
" ам все сплавилось.
- Her şey gizli kapaklı yapılmış demek.
Так значит всё было подпольно?
Başka bir dünya bulmak için yapılmış.
Это были ворота в другой мир.
- Neyden yapılmış?
- Из чего он?
Sana şimdiye kadar yapılmış en havalı icadı vereceğim.
" мен € дл € теб € крутейшее изобретение, когда-либо существовавшее.
Neyden yapılmış görmek için geldim.
Хочу узнать, что он за человек.
Bu Grunhel'in donanmasının enkazından yapılmış fıçılarda... binlerce yıI dinlendirilmiş. Ölümlüler için değil.
Его настаивали тысячу лет в бочках, построенных из обломков флота Грунеля.
- Bunlar hangi tarihte yapılmış?
- Когда это построили?
Kişiye özel yapılmış, kurma kolu sağda.
Сделанная по заказу правая нарезка.
Genelde bu tip şeyleri süreç sanatı veya mercek baskılarda görürsünüz ama fırçayla yapılmışı çok nadirdir.
Такое встречается в концептуальном искусстве или линзовой печати, и очень редко в живописи кистью.
Sonra şu zekice fikirle geldiniz yapılmış en büyük uçaklardan birini düşürmemi istediniz.
Потом вам в голову пришла супер-идея... сбить один из самых больших самолётов на свете.
Buradaki odalar çimentodan yapılmış.
Номера у вас сделаны из цемента.
Makyaj yapılmış halini beğeniyorum. Gerçekten mi? Uzun saçla nerdeyse kadınsı görünen bir Johnny Depp.
Мне нравится Джонни Цепи в гриме, длинноволосый, почти женственный.
Çin'de yapılmış olan bu yatağı da sikeyim!
К чёрту эту кровать, которая, наверняка, сделана в Китае!
İki harika şarkıcı-söz yazarı tarafından yapılmış iki harika albüm.
Два отличных альбома двух прекрасных авторов.
Gerçek şekerle ve hayvan yağıyla yapılmış üçüncü dünya abur cuburlarına karşı zaafı var.
Она обожает печенюшки из стран третьего мира, сделанные на сахаре и жире из останков животных.
Aşırı sıcak bir asansörde eşofman takımı giyen, üç tekerlekli bisikleti olan yüzü kağıttan yapılmış korkunç bir Sue Sylvester'la kapalı kaldık.
Мы просидели в раскалённом лифте с куклой Сью Сильвестер на трехколесном велосипеде в спортивном костюме и с мерзким лицом из папье-маше.
Yaranın izi yüzeysel, yakın zamanda olmuş. Muhtemelen kendi kendine yapılmış.
Метка на животе неглубокая, царапина, вероятно нанесена ею же.
Sekizinci kat betondan yapılmış.
Весь восьмой этаж забетонирован.
Plakası hiç bir türlü gözükmüyor, bunu nasıl kanıtlayacağız? Arabası en yeni teknikle yapılmış, tamamen hacklenebilir.
Да, и телефон Риза Хеннеси не забирали из его оффиса, когда убили Эмили, если верить его алиби.
- Ne zaman? - İki ay önce gönderi yapılmış.
- Запись сделана 2 месяца назад.
Virtual Slumber'daki her şey elektronik ortamdan yapılmış.
Все на "Виртуальном Сне" сделано электронно.
Direnç gösterilmemesi adına yapılmış bir çağrı.
Приглашение не сопротивляться. На норвежском языке.
Birimize yaptıkları yanlış hepimize yapılmış sayılır.
Они поступили так с одним из нас - поступят и с другими.
Trafalgar Balosu burada yapılmış biliyor muydunuz?
Вы знали, что здесь проходил Траффальгарский бал?
O kapı beş bin dolarlık saf akçaağaçtan yapılmış bir kapıdır ve şu anda açık.
Это дверь из клёна стоит 5000 и она открыта.
Benim içmemi engellemeye çalışabilirler ama engelleyemeyecekleri bir şey var. İnsanlara şimdiye kadar yapılmış en iyi birayı tattıracağım.
Они могут попытаться запретить мне бухать, но не смогут запретить мне помогать другим наслаждаться лучшим пивом из всех.
Ama annem ve ben düşünmek karar bizim aile için en iyi yapılmış.
Но мы с мамой приняли решение, которое, мы считаем, самое лучше для нашей семьи.
Her suçu sana yapılmış gibi görmekle alâkalı olduğunu söylemiştin.
- Нет. Ты говорил, что в каждом преступлении нужно увидеть себя.
Neredeyse hiçbir şey satmasa da aylık ödeme yapılmış hesabına.
Хотя в последнее время он почти ничего не продал. Сумма внесена наличными.
Deniz kenarında ağaçtan yapılmış bir evdi.
Это был такой финский домик на берегу моря.
Sefilce yapılmış bir palyaço kama sutrası gibi duruyor.
Выглядит так, будто арлекины занимаются камасутрой.
Çoktan yapılmış planlarım var.
У меня есть планы на выходные.
O kadar güzelmiş ki, cüceler tarafından yapılmış olmalıymış.
Оно такое красивое, что оно, наверное, сделано гномами.
Dev gibi duvarları vardı, ve o duvarların içinde mermer ve taştan yapılmış binalar vardı. Kiliseler vardı, harika kiliseler.
Он имеет огромные стены, а внутри этих стен здания сделанные из мрамора и камня, и церкви, этакие церкви.
, Büyük baskı altında yapılmış ancak niyet ile az korkunç sonuca ulaşmak için.
Сделанный под давлением, но с намерением добиться наименьших потерь.
Nassau o korkulan zaman güçlü olduğunu Onlar sizin ve benim aramda fark söyleyemem kupa onu en azılı kaptanlarından biri yapılmış, Yine korkulan asla.
И если случится то, что они обещали завтра, действительно случится, трофей, сделанный из самого грозного капитана, не позволит никогда его боятся.
Eğer fırtına boktan yapılmış olsaydı kusursuz bir fırtına olurdu.
Это как идеальный шторм. Если шторм может быть из дерьма.
- Benim hiçbir korumam yok, üstüme yapılmış bir şey yok. Bilmeliyim ki baban gittiğinde açıkta mı kalacağım nolacak?
Я хочу знать, что в случае его смерти я не останусь с голой жопой.
Yağmur bu Amiralim. Bunlar yağmurdan yapılmış!
Дождь, мой адмирал, они сделаны из дождя.
Bay Honeyfoot. Galiba bu ev bizzat Kuzgun Kral'ın şatosunun taşlarından yapılmış.
Мистер Хонифут, только подумайте, ведь этот дом сложен из камней, оставшихся от замка самого Короля-ворона.
Vallée ölçeğine göre am-1 tipi ihbarlar yapılmış.
Сообщения только об М-1 по шкале Валле.
Sanki dumandan yapılmış gibiydi.
Как будто, он состоит из дыма.
Başta iç anlamsal formdan, söz dizimsel ağaç yapısına eşleştirme yapıyor ve doğrusallaştırılmış kelimeler elde ediyor zannettim.
Сначала я думал, она преобразует данные из внутренней семантической формы в синтаксическое структурное дерево, а потом добавляет линеаризированные слова. Но потом я понял, что используется какая-то гибридная модель.
Yapılandırılmış jel.
Структурированный гель.
İşi bitmiş bir helikopterden kıyılmış sebze salata servisi yapıyoruz.
Мы подаём нарубленный салат из списанного военного вертолёта.