English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Y ] / Yaşlı bir kadın

Yaşlı bir kadın traducir ruso

735 traducción paralela
Cadılık çağında yaşlı bir kadının bariz bir şekilde fark edilebilen bir veya daha fazla özelliğinin olması onu mahkemeye sevk etmek için yeterliydi.
То, что выделяло старуху среди остальных, как правило, служило причиной суда над ней в эпоху Охоты на Ведьм.
Yaşlı bir kadın verandasının altında saklandığını söylüyor.
- Перезвоню. - Тут одна женщина сообщила,..
Benim gibi yaşlı bir kadını hatırlamıyorsunuzdur herhâlde. Buradaki masalarda oynar mısınız çok?
Вы часто играете в "железку" здесь в Монте?
Sen beni evde oturup bekleyecek yaşlı bir kadın mı sanıyorsun?
Думаешь, я собираюсь залезать на эту лошадь, как какая-то старуха.
Dan, dışarıda yaşlı bir kadın var ve Dexter davasını çözebileceğini söylüyor.
Дэн, там пожилая дама, она говорит, что может кое-что рассказать по делу Декстер.
Yapmayın, sanki yaşlı bir kadınmışsınız gibi.
Вы говорите так, как будто вы старая дама.
Orta yaşlı bir kadın aşırı dozda ilaç içerek ölmüş.
"Женщина средних лет умерла от передозировки какого-то препарата".
Balkonda oturan yaşlı bir kadın istemiyorlar.
Им не нужна старуха, сидящая на балконе.
Şimdi sadece gelininin kanepesinde uyuyan yaşlı bir kadın o.
Но сейчас она просто старая женщина, спящая на кушетке в доме своей невестки.
Yaşlı bir kadına şalını yamatıyorlar.
Старой женщине приходится ставить латки на шаль.
Rhoda, Wichita'da yaşarken üst katta Bayan Clara Post adında yaşlı bir kadın yaşardı.
Рода, когда мы жили в Вичите, этажом выше жила пожилая леди... Миссис Клара Пост.
Binada oturan yaşlı bir kadının dairesinde parası kaybolmuştu.
Её пожилую соседку обокрали на небольшую сумму денег.
Yaşlı bir kadın varmış, bir gün kocasını pazara göndermiş. Adama 3 gömlek, 6 mendil almasını söylemiş. Bir de ne denir, şu kadınların şeyi...
Одна синьора отправила своего мужа в магазин... и велела ему купить две рубашки, 6 носовых платков... и эту штуку, которую носят женщины.
Hayır, sanmıyorum. Yaşlı bir kadın. Annesi.
Нет, я не думаю, старуха, его мать.
Yaşlı bir kadın gördüğüne emin misin?
Секундочку, Сэм. Ты уверен, что видел старуху?
Thérèse çocuğum... Ben yaşlı bir kadınım.
Тереза, доченька!
Şimdi, bütün gün zil çalıp duran yaşlı bir kadın için çalışıyorum.
Я слоняюсь целыми днями!
Genellikle yarı sağır, yarı kör yaşlı bir kadın oturur ve orada örgü örer.
Как правило, это была старая дама, полуглухая, полуслепая... Сидела здесь и... вязала.
Aniden, yakından tanıdığım yaşlı bir kadın köşeden döndü.
Неожиданно, старушка, которую я знал очень хорошо, вышла из-за угла.
Martha'nın parası var çünkü Martha'nın babasının ikinci eşi Martha'nın annesi değil, annesi öldükten sonraki olan çok yaşlı bir kadındı siğilleri vardı, çok zengindi.
У Марты есть деньги, потому что вторая жена ее отца не мать Марты, а которая появилась после ее смерти была очень старой леди с бородавками, и очень богатая.
The Times'da bir hikaye okudum. Yalnız seyahat eden orta yaşlı bir kadın gemiden düşüyor.
Я читала историю в "Таймс"... об одинокой путешественнице, которая упала за борт корабля.
Belki onu idare etmeyi biliyorsundur. Ben hepi topu yaşlı bir kadınım ve bir şey bilmiyorum.
Может, ты и знаешь к ней подход, но я старая женщина и ничего не понимаю.
O artık sadece yaşlı bir kadın.
Она просто старая женщина.
Yaşlı bir kadın... bir bunak gibisiniz!
Старуха всегда будет старухой, понял?
Bu arazinin sahibi yaşlı bir kadın, burdan 3 mil uzaklıkta.
Тут недалеко старуха продаёт землю.
Büyük bir havayolu şirketinin yaşlı bir kadına kızını ziyaret etmek istediği için dava açması hiç de iyi olmaz.
Они этого не сделают как посмотрит общественность, если они... подадут в суд на пожилую женщину, которая хотела навестить свою дочь.
- Ama öyle. Yaşlı bir kadını böyle itip kakıyorlar.
Как можно толкать пожилую женщину.
Kabileden yaşlı bir kadın bana ödünç verdi.
Одна старушка из племени мне его сдает.
Yaşlı bir kadının tutkusu.
Уж эти мне пожилые дамы!
Seninle akşam yemeğe çıkan yaşlı bir kadın düşün...
Представьте, что пожилая женщина пришла к вам на ужин.
Bir defasında çekim arasında filmimde dokumacı Maria rolünü oynayan sevimli yaşlı kadın yorgun yüzünü kaldırıp bana "Şeytan gerçek, onu yatağımın baş ucunda otururken gördüm" dedi.
Кроткая старушка, что в нашем фильме исполняет роль Марьи-Ткачихи, как-то между съёмками наклонила ко мне усталое лицо и молвила : "Дьявол - не вымысел. Он часто стоит у моей постели..."
Yaşlı kadının izniyle burada, Şeytan'ı yakınında gördüğünü anlatan bir kadından bahseden 1921 yılında yazılmış bir dua kitabı göstereceğim.
С её разрешения, я покажу вам Молитвослов, с помощью которого, как она полагает, ( и это в 1921 году! ) можно запросто якшаться с Сатаной...
Yaşlı bir satıcı kadın.
... от старой беспомощной старушки!
Burada yaşlı, hasta bir kadın var.
Но у нас больная старушка.
Zavallı yaşlı kadının gidecek bir yeri yok.
А что, если бедняжке некуда податься?
Kadın, çamur dolu kovayı andıran surata sahip, orta yaşlı çekici bir hanımdı.
Это была прелестная леди средних лет с лицом, похожим на ведро глины.
Orta yaşlı, saf ve cömert bir kadın.
Женщины, средних лет, сумасбродной и гениальной.
Ölmek üzere olan yaşlı kadınların, ölmüş kocalarını andıkları bir evde kalmıştım. Harabiyet ve solgunluk!
Я жила в доме, где умирающие женщины недобрым словом поминали своих умерших мужей.
Erkekler, kadınlar, yaşlılar, önlükleri içinde gençler herkes kısa bir süre sonra hıçkırarak ağlıyordu. Başlarının üstünde, insanüstü bir şey gezinip duruyor gibiydi. Her tarafı istila etmiş bir ruh.
Мужчины, женщины, старики, молодые парни в новеньких блузах – все вскоре плакали навзрыд, а над их головами, казалось, реяло что-то сверхчеловеческое, какой-то витавший дух, чудесное дыхание невидимого всемогущего существа.
Bir öğleden sonra kızı alışverişteyken yaşlı kadınla yalnızdınız ve döner merdivenden düşüp boynunu kırdı.
А однажды её дочь вышла за покупками... А ты осталась вместе со старушкой, и она свалилась с пожарной лестницы... И сломала шею.
Bana nasıl bir dangalak gibi baktığını görüyor musun? Ve şu yaşlı kadın.
А эта дама с претензиями?
Bir zamanlar bu yaşlı çirkin kadın ve ben The Track'taki yarışmaları kazanırdık.
Эта старая ужасная курица и я выигрывали соревнования на "Катке".
O kadın yaşlı ve aptaldan başka bir şey değil. Ve beni cinayete suç ortağı yaptı.
Та женщина была безвредной старой дурой, а он сделал меня сообщницей убийства.
Evet, geçen gece Main Sokağı'nda yaşlı kadının teki yerden bir ayakkabı aldı. Ayakkabının içinde de bir ayak vardı.
Вчера старушка подобрала ботинок со ступней.
- Biri kadın, diğeri de yaşlı bir adam.
Это женщина и старик.
Yani pencerede gördüğüm yaşlı kadın Bayan Bates değildi, öyle mi? Bekle bir dakika, Sam.
То есть, старуха, сидевшая у окна, не мать Бейтса?
Ama şu yaşlı kadın, her kimse, Arbogast'a bir şeyler anlatmış.
Но эта старуха, или кто она там, что-то сообщила Арбогасту.
Yaşlı kadın, yabancılara yeni bir çıkış yolu göstermiş.
Она показала им другой путь из пещеры черепов.
Yaşlı bir Squaw kadını beni her gece yatağına alırdı.
"Дикая белка" обычно устраивала меня к себе на ночлег.
Yaşlı bir erkeğe kabilelerini yönetecek oğul verecek genç kadın.
Молодая жена, которая подарит старику сына, чтобы он правил этими племенами.
- Yaşlı ve seksi bir kadınım.
Старая сексуальная леди.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]