Çıkacağım traducir ruso
2,593 traducción paralela
Unalaq'la nasıl başa çıkacağımızı düşünmemiz gerekiyor.
Нужно придумать, как разобраться с Уналаком.
Karar verdim belirsiz bir süre için yurtdışına çıkacağım.
Я решила уехать за границу. На неопределённое время.
Dışarı çıkacağım.
Я собираюсь выйти.
ve dışarı çıkacağım... belki sana anlatırım. - Dışarı çıktığım zaman...
Когда я выберусь отсюда...
Prenses Anna'yı aramak için tekrar çıkacağım.
Я пойду назад, искать принцессу Анну.
Shawn, bence çıkacağım kız bu.
Шон, я думаю она может быть Той Самой.
Yakında bir tura çıkacağım.
Я собираюсь поехать в тур.
Kıyafetlerini verip sonsuza dek hayatından çıkacağım.
Я верну тебе твой автомобиль и исчезну из твоей жизни навсегда.
Yarın onu eve geri getireceğim ben de buraya döneceğim, kıyafetlerini verip sonsuza dek hayatından çıkacağım.
Я завтра привожу ее домой.. возвращаю тебе все твои вещи... и потом исчезну из твоей жизни... навсегда.
Yukarı çıkacağım.
Я поднимусь наверх.
Bu geceye çıkacağımızı söylemiştin.
Ты обещала, что мы убежим к вечеру.
- 2'de çıkacağım haberin olsun.
На всякий случай, я заканчиваю в два.
Ben yukarı çıkacağım.
Ну, я собираюсь возглавить.
Dışarı çıkacağımızı söylemiştim anne.
Mom, I told you we were going out.
Dışarı çıkacağım.
Я ухожу.
Ben şimdi dışarı çıkacağım ve sen götünü kaldırıp arabaya gelene kadar orada bekleyeceğim.
Я буду снаружи, буду ждать в своей машине до тех пор, пока ты не примешь верное решение и не пристроишь свою гребанную задницу рядом со мной в машине.
Aslında bu akşam dışarı çıkacağım ve geç vakte kadar gelmeyeceğim.
Вообще-то я ухожу сегодня вечером и вернусь поздно.
* Gökyüzüne çıkacağım *
* И готова разбиться в небесах *
Biraz yürüyüşe çıkacağım.
Пойду... пройдусь. Проветрю мозги.
Biraz dışarı çıkacağım.
Я на какое-то время выйду из дома.
İşe bu limuzinle çıkacağım.
На этом лимузине поеду я.
Ben bir dakikalığına dışarı çıkacağım.
Я, пожалуй, выйду на минутку.
Ve en sonda, ortaya çıkacağım kısımda koltuktan çıkmak çok zor.
А ещё не так просто вылезти в конце, когда мой выход.
Cehennemi yok edeceğimizi söyledin, bu olunca çıkacağım.
Ты сказал - захлопну ад и освобожусь.
Dışarı çıkacağım.
Я уйду.
Bir arkadaşıma Yazsam vardiyadamdan sonra işten çıkacağımı ve sevdiğim adama gideceğimi
Если я напишу другу и скажу, что после смены улетаю к своему возлюбленному.
On dakika sonra çıkacağım.
Через 10 минут заканчивается моя смена.
Gözetleme kulesine çıkacağım. Birkaç zombi indirip telleri onarmaya fırsat tanıyacağım.
Я поднимусь на сторожевую вышку, сниму половину ходячих, чтобы ребята могли починить забор.
Sefere çıkacağım.
Я пойду на вылазку.
Bu haftayı canlı çıkacağımızı bile bilmiyorum.
Я не уверен, проживем ли мы неделю.
Ben de mi çıkacağım?
Мне тоже уйти?
Sen olmadan bununla nasıl başa çıkacağım?
Ну дела. И как я справлюсь с этим без тебя?
Sanırım bunun için sana teşekkür etmem gerekiyor. Bir kaç hafta içinde mahkemeye çıkacağım.
У меня суд будет через несколько недель, мне кажется, ясно, чем он закончится.
Yine de ayrı eve çıkacağım, tamam mı?
Ты же знаешь, что я всё равно переезжаю?
Ben Beckwith ile çıkacağım.
Поговорю с Беквит.
Eğer kazanırsam, ben ve öteki adam başa başsak, gelecek ay geziye çıkacağım.
Если я выиграю - я с ещё одним парнем иду вровень - то выиграю поездку в следующем месяце.
Bir yürüyüşe çıkacağım.
Знаешь что? Я иду гулять.
Beş dakika önce tanıştığım bir grupla sahneye çıkacağım gerçeği gibi.
И то, что мне нужно выступить с группой, с которой я познакомилась 5 минут назад.
Hem şehir dışına çıkacağım.
Кроме того, я уеду из города.
"Bisiklet bineceğim ve siyahî bir erkekle çıkacağım." "Birlikte şehrin tehlikeli yerlerine gideceğiz."
И "Ой, у меня есть велик с фиксированной передачей, и я хочу встречаться с черным, тогда я смогу сходить с ним в опасный район".
Evet, siparişleri bitirince çıkacağım... and I'm nowhere close.
Да, я тут совсем зашился с кучей заказов, даже не знаю, когда закончу.
Bundan bir espri çıkacağına adım gibi eminim.
Здесь где-то точно должна быть шутка.
Demek ki, çöplüklerinin ortaya çıkacağını biliyorlardı, bu yüzden yarım kalmış işlerini bitirmek ve cesetleri taşımak için birisini göndermişler.
Что значит, что они знали, что их могила скомпрометирована и они послали чистильщиков, чтобы бросить концы в воду и перенести тела.
Tamam mı? Buradan birlikte çıkacağız, tamam mı?
Мы все выйдем отсюда живыми и невредимыми.
Sen yat, ben biraz yukarı çıkacağım.
- Иди, я скоро.
Adamlarım o zamana kadar lisansımızın çıkacağını garantiye almak için komisyona yakın duruyor tabii.
И мои люди работают в тесном контакте с комиссией по азартным играм чтобы наша лицензия была готова к этому времени.
Target'te ona rastladım ve trole benzeyen bir NYADA birinci sınıf öğrencisinin çarşamba günü yapımcıların karşısına çıkacağını söyledi.
Видишь ли, я столкнулась с ней в Target, и мимоходом она сказала мне, что первокурсница из НЙАДИ, которая выглядит, как тролль, собирается прослушиваться перед продюсерами в среду.
- Çıkacağınızı bilseydim eğer bunu asla yapmazdım.
- Нет. - Не стоило. - Я бы никогда так не поступил, если бы знал, что это должно было быть свиданием.
Kusura bakma, tatlım 40 yaşındakiler için iyi bir piyasa çıkacağını sanmıyorum.
Прости, птичка, но я не думаю что есть большой спрос на проституток за сорок.
Sen burada kalıyorsun. Ben dışarıya çıkacağım.
Ты останешься.
Kolum iyileşince, birkaç hafta sonra ayrı eve çıkacağım.
В общем, я хотел сказать, Что перееду через пару недель. Когда рука заживет.