Özgürlüğe traducir ruso
302 traducción paralela
İkinci Dünya Savaşının yaklaşmasıyla tutsak Avrupa'daki gözler, umutla veya umutsuzlukla Amerika'daki özgürlüğe çevrilmişti.
С началом 2-й мировой войны, взоры плененной Европы обратились с надеждой или отчаянием к свободным Америкам.
Özgürlüğe saygı duyarım.
Я уважаю свободу.
Dahası özgürlüğe aşığım.
Более того, я люблю свободу.
Çünkü istediğimi yapacak özgürlüğe sahip değilim.
Почему? Я не могу поступать по собственному хотению.
Keşke bir melek İngiltere'ye uçsa inleyen ülkemizi bir an önce özgürlüğe kavuştursa.
Пусть добрый ангел будет на пути к Английскому двору ему защитой Чтобы благословенье снизошло на бедную отчизну.
Böylece, belgeye veya pasaporta gerek olmadan... ve iki Prusya subayının gözleri önünde... Barry, Saksonya sınırına, özgürlüğe doğru götürüldü.
Вот так, без документов и паспорта и под присмотром двух прусских офицеров Барри был эскортирован в Саксонию, навстречу свободе.
Bay Başkan ve hayat ve özgürlüğe en saygısızca tutumu ile Riyakâr Parti adına Kıtalarötesi Yol Tecavüzü'ne savaş ilan ediyoruz.
Мы ведём войну в двух направлениях : против мистера президента, и этого бесчеловечного насилия, имя которому : Трансконтинентальное дорожное насилие.
Emekçi sınıfın özgürlüğe açılan yoludur.
Речь об условиях освобождения пролетариата.
Ama dünyanın her yanından insanlar, hükümetler, ileri gelenler ülkesini özgürlüğe götüren peştamallı bu küçük adama saygılarını göstermek için el ele verdiler.
Однако, не смотря на это люди правительства, официальные лица со всего света взялись сегодня за руки, чтобы выразить почтение этому маленькому смуглому человеку в набедренной повязке который привёл свою страну к свободе.
Süt devriyesi özgürlüğe koşuyor!
Молочный патруль спешит на помощь!
Herneyse Filargi'yi özgürlüğe kavuşturan Irene olacak.
В любом случае, это Айрин придумала как выкрасть Филаджи из его квартиры.
Ruhumuzdaki bu basit hastalık, bu sorumsuzluk ve temel insani özgürlüğe olan ilgisizlik, bu gezegende insanlara hükmetmiş bütün despotların yolunu açan şeydi.
Эта простая болезнь внутри нашей души, эта нехватка ответственности и пренебрежения основной человеческой свободой дали шанс каждому тирану, который когда-либо правил людьми на этой планете.
Özgürlüğe doğru at bindiler.
И они помчались навстречу свободе.
Bu hafifliğe, bu özgürlüğe dayanamıyorum.
Я не могу переносить эту легкость, эту свободу.
Askerler ve hünerli bir şekilde yardım etmiş kadınlar, Batı Avrupa'yı özgürlüğe kavuşturan Müttefik güçleri oluşturdu.
Они, и помогавшие им женщины составляют союзные силы, что освободили Западную Европу.
Buna karşın yazarlar yeni yerlere gidince özgürlüğe kavuşur.
Хотя писатели находят новую свободу, когда они переехать за границу.
Bodur kardeşlerim, özgürlüğe oluk oluk akın!
Мои жирные собратья, насытьтесь же у кормушки свободы!
O zaman bisikletleri Mexico`ya ve özgürlüğe süreriz, Willie!
Тогда на велосипеды сядем мы и уедем в Мексику. А там свобода.
Baskı altında olmaktan özgürlüğe, gerçek bağımsızlığa.
Свобода от доминирования, настоящая независимость!
"Bir sonraki başkanımız benim gibi özgürlüğe sahip olmalı... "... deneyim ve hatta başaşağı... "
Наш следующий президент должен иметь возможность экспериментировать и даже...
Ben evlendiğimde, kavuşacaksın özgürlüğe.
Когда я женюсь, ты получишь свободу.
Andy hayal bile edemeyeceğim bok kokulu pislik içinde özgürlüğe doğru 500 metre emeklemiş.
Энди прополз 500 ярдов по канализационной трубе до свободы. Как там воняло, я даже представить себе не могу.
Ben özgürlüğe önem veririm.
Мне есть дело до свободы.
Ve bu özgürlüğe sahip olmalarını sağlamak için gidiyorum.
И я позабочусь, чтобы она у него была.
Özgürlüğe, güneşe, soluyabileceğin havaya sahipsin- - "
У Вас есть свобода, солнце, воздух, чтобы дышать... "
Onca yıl Bajor'un özgürlüğe kavuşması için dua ettik.
Столько времени надеялись и молились о свободе Бэйджора.
Senin için birşey yapmak istedim, ama özgürlüğe ihtiyacın vardı...
Я пытался не мешать тебе жить, и сделать что-то приятное...
Özgürlüğe!
За свободу.
Dünya'ya ve özgürlüğe olan sadakatinizi takdir ediyor ve en kısa zamanda iyi haberler verebilmeyi umuyoruz.
Ваша преданность Земле и свободе высоко оценена и мы надеемся скоро получить хорошие новости и для вас.
Peki şu sözün anlamı ne : "Özgürlüğe hasret, yoksulları biçareleri bana getirin"?
"Принеси свою усталость, свою бедность и болезни и свободу обрети?"
Özgürlüğe, sevgiye ve isyana inanıyorsunuz değil mi?
Вы верите в бунт, свободу и любовь, верно?
İkimiz de daha sonra âşık olduk. Eğer iki insan eğlenceye, özgürlüğe öncelik veriyorsa sorun yok.
Если двое людей имеют приоритеты и не смешивают забаву со свободой, это замечательно.
Anlaşmazlıkların doğduğunu gördüm tüm mahkumlar seçilmek istiyorlardı. Özgürlüğe duyduğumuz özlem yediğimiz yemek kadar gözle görünür hale geldi.
В общем как оказалось в бунте никто не виноват.
Özgürlüğe kaçış için sarfettiği tüm çabalara rağmen görünen o ki Laney Berlin'in görünmez elektrik çitleri Manhattan yolunu tamamen kapatmıştı.
Она хотела вырваться на свободу... но ее электрический забор... простирался до самого Манхеттена.
Özgürlüğe gitmek istiyoruz!
Мы хотим на свободу!
Moral yüksek ve her yerden müzik yükseliyor. Genç askerler, Kuveyt'in özgürlüğe kavuşmasını kutluyorlar.
Настроение прекрасное, кругом звучит музыка наши солдаты отмечают освобождение Кувейта.
Özgürlüğe aşığım. Bu yüzden evliliğim başarısız oldu.
Поэтому мой брак потерпел ужасную неудачу.
# Yücelt ruhunu, bırak gitsin özgürlüğe doğru # # Bir gün dimdik gururla yürüyeceksin #
Знaй, нacтaнет cлaвный день, cmaнеm mвердoю рукa.
Amen. ... özgürlüğe kavuştum.
Аминь... потому что Иисус отдал за нас кровь свою.
Özgürlüğe doğru koştum ama aniden beyaz giymiş gizemli bir adamın pususuna düştüm!
Я бросился к свободе, но, вдруг, на меня напал таинственный человек в белом!
Haydi Tuvok, tüm bu yabancı düşmanı ırklardan sonra açıklığa ve özgürlüğe değer veren insanları yenileyici bulmuyor musun?
Да ладно, Тувок, после всех ксенофобских рас, с которыми мы столкнулись, разве вы не находите немного освежающим встретить несколько народов, которые ценят открытость и свободу?
- Bu "Che" bireysel özgürlüğe olan inancımı temsil ediyor.
Поэтому для меня Че символизирует веру в личную свободу.
Eski huzur ortamından özgürlüğe kavuşmak gibi.
Освобождение от старого привычного "транквилите".
Çok hızlı ilerliyor. Biraz özgürlüğe ihtiyacım var.
Все идет слишком быстро, понимаешь?
- Özgürlüğe?
- Свободу?
Böylece, Tanrı'nın her şeyi önceden ayarlayarak yapacağın her şeyi bilmesiyle temel fizik yasalarının her şeyi yönetmesi arasında özgürlüğe yeterince yer kalmıyor.
Становится без разницы, Бог ли устанавливает порядок вещей и знает всё, что ты собираешься делать... или это простые законы физики управляют всем и вся. Не так уж много места остается для свободы.
Bu, özgürlüğe ne kadar katkıda bulunur?
Но как это поможет нам со свободой?
"Özgürlüğe ve insanlığa bağlı bir Almanya."
Свободная, гуманная страна.
Özgürlüğe, deli damgası vurularak esir alınmaya değil. Size doğruyu söylersem, bana deli diyeceğinizden korktum.
Я боялся, что вы сочтете меня безумцем, если расскажу правду.
Ayağa kalk, dostum ve seyret özgürlüge doğru nasıl sürdüğümü!
Подходи, дружок увидишь чувака на трассе на пути к свободе!
- Özgürlüğe.
За свободу.
özgür 86
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürüm 106
özgürsünüz 27
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürüm 106
özgürsünüz 27
özgür adam 18
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21