Şanslı mı traducir ruso
3,039 traducción paralela
Şanslı mı?
Повезло?
Sanırım beni seçtiğiniz için bayağı şanslıyım, değil mi?
Как же мне повезло, что вы выбрали меня для помощи вам, да?
Yakın zamanda açığa çıkardığım uygunsuz alışkanlıklarını düşününce bir işe sahip olduğun için şanslı olduğunu düşünüyorum.
И учитывая всю твою возмутительную деятельность, которую я недавно обнародовала, – радуйся, что у тебя есть хоть какая-то работа.
Ve bu hayatta seni bu kadar erken bulduğum için çok şanslı hissediyorum çünkü tek yapmak istediğim, şimdiye kadar yapmak istediğim tek şey hayatımı seni severek geçirmek.
И я счастлив, что так рано нашел тебя в этой жизни, потому что все, чего я хочу, все, чего я когда-либо хотел... это всю жизнь любить тебя.
Biraz da şanslıydım.
Немного удачи.
Şanslı mı?
Счастливый?
Kendimizi şanslı sayalım.
Давай считать, что нам повезло
Can alma günlerin geride kaldığı için kendimi şanslı sayacağım.
Я считаю что мне повезло, что дни, когда вы убивали, позади.
Umarım sen benden daha şanslısındır. Şurada kim oturuyor?
Надеюсь тебе повезет больше чем мне.
Ne kadar da şanslıyım, bunu öğrenmek için oldukça az zamanım var.
К счастья для меня У меня есть некоторое время, прежде чем я найду это
Ne kadar da şanslıyım, bunu öğrenmek için oldukça az zamanım var.
Хорошо, удачно для меня.
Şanslıysak tabii. Telefonları kuzeye giden bir çöp kamyonuna attım.
Я бросил телефоны в мусоровоз который двигается на север.
Umarım Emily ne kadar şanslı olduğunu biliyordur.
Надеюсь, что Эмили понимает, как ей повезло.
Sanırım sen benim kadar şanslı değilmişsin dostum.
Видно ты не такой счастливчик, как я, приятель.
Yaşadığım için şanslı hissediyorum.
Мне просто повезло, что я жив Повезло?
Şanslı mı? Hem de nasıl.
Ну да.
Ben şanslıydım.
Мне повезло.
Şanslısın ki vejetaryen köpek kurabiyesi yapmıştım.
К твоему счастью, я испекла немного вегетарианских собачьих кексов.
Bazıları çok şanslı oluyor sanırım.
Я не знаю. Некоторым просто везет, я думаю.
Şanslısın ki tam bir çocuk oyuncağıyım.
Тебе повезло, что я такая лёгкая добыча.
Birazdan yapacağımız yardımı bırak, senin türünle ilgilenmeyi kabul ettiğimiz için bile çok şanslısın.
Тебе повезло, что мы вообще решили иметь дело с твои видом, не говоря о том, что мы поможем тебе.
Herkes Wickham'ı kendisine istediğini bilirdi ama şanslıyım ki beni tercih etti!
он предпочел меня!
Ben şanslıydım, ceketim şanssız.
Мне повезло. А вот куртке - нет.
- Sanırım şanslıydım.
Наверное, я везучий.
Ama sanırım hayatta olduğum için şanslıyım, değil mi?
Но мне повезло остаться в живых, верно?
O zaman bir tek sen ve şanslı adam geri sayımı görüyorsunuz. Otur.
Тогда ты и "везунчик" единственные, кто видит обратный отсчет.
Kamerayı kırmadığım için şanslıyım.
Повезло, что не разбил камеру.
# Ben bir kızım, yeteneklerim var # # 10 cm topuklularla tüm gece dans edebilir # # ve seni dünyadaki en şanslı çocukmuşsun gibi hissettirebilirim #
♪ Я - девушка, и я могу ♪ ♪ Танцевать всю ночь на 12-см каблуках ♪ ♪ Чтобы ты почувствовал себя самым счастливым парнем в мире ♪
Eğer protokolü izliyor olsaydım dosyanda o kadar kalıcı bir iz olurdu ki bütün suçlamalardan aklansan bile DMV'de bir iş bulsan şanslı sayılırdın.
Следуй я протоколу, ты был бы уже настолько замаран, что даже если бы тебя оправдали, тебе бы повезло, если б тебя взяли работать в дорожную полицию.
Bak, ihtiyacım olan cevaplar onda, o yüzden biri konuşsa iyi olur, ve şanslı çocuk, o kişi sensin.
Короче, у нее есть ответы, которые мне нужны, поэтому кому-то пора бы заговорить. На этот раз, везунчик, речь о тебе.
Çok şanslıyım.
Как мне повезло.
Yine de kurbanımızın kolyesinde biraz "şanslıydım".
Тем не менее, мне немного "повезло" с ожерельем жертвы.
Bu yıl çok şanslıydım, Juliette'le çok zaman geçirdik.
Ну, знаете, мне очень повезло в этом году,
Kendime bir tane bulduğum için çok şanslıymışım.
Мне повезло, я попала сам, и я, покрывая ее.
Şanslıyım ki Yargıçta benimle aynı fikirdeydi.
К счастью, она согласилась со мной.
Çok şanslıyım.
Мне так повезло.
Sadece... şanslıydım.
Мне... просто повезло.
Çok şanslıyım!
Вот повезло!
Seni tanıdığım için çok şanslıyım.
К счастью, я тебя хорошо знаю.
Ne şanslıyım ki...
К счастью,
Benimle çalıştığı için şanslıyım.
Знаешь, мне очень повезло, что она с нами.
Pekala işte başlıyoruz. Şanslı sayımız : 7
Отлично, счастливый номер - семь, поехали!
Tanrım... Ne şanslı ama.
Какой везунчик.
Amma şanslıyım.
Да, да, конечно!
Ivan'ın oğluna yaptığım şey... Şanslı olsaydım, hapse giderdim.
То, что я сделал с ним, с сыном Ивана... если бы мне повезло - я попал бы в тюрьму.
Ya gerçekten çok şanslıydılar ya da bombacımız platformun yapısal planını detaylı olarak biliyordu.
Или им сильно повезло... или наш подрывник обладал секретной иформацией о конструкции платформы.
Ama şanslıyım ki ondan sonra benimle konuşmaya devam etti.
Но мне посчастливилось, что после того раза она со мной разговаривает.
Daha hiç kimse bana şanslı dememişti sanırım.
Мне никто такое раньше не говорил.
Yaşımı düşününce bile, şanslı bir tahmin olmadığını söyleyebilirim.
Ну, учитывая мой возраст, это не просто удачная догадка.
Ne kadar şanslıyım.
Как бы мне этого хотелось.
Kurtulabilecek kadar şanslı olup hâlâ boğuşanlara yardım edebildiğim için gerçekten memnunum.
Я благодарен, что был достаточно везуч, чтобы вернуться к тем, кто еще борется.