English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Ş ] / Şunu biliyor musun

Şunu biliyor musun traducir ruso

54 traducción paralela
Şunu biliyor musun... Atalarımdan biri, bu ülkeye ilk safkan İrlanda atını getirmişti.
Знаешь... мои предки привезли сюда первых племенных ирландских коней.
Pekâlâ, belki çok ileri gittim, ama şunu biliyor musun? İyi hissettirdi! Bu çok iyi hissettirdi.
Ќу ладно, может, € позволила слишком много, но это потому, что мне было хорошо, очень хорошо!
- Şunu biliyor musun?
- И знаешь, что ещё?
- Niles şunu biliyor musun?
- А знаешь что, Найлс?
Şunu biliyor musun? Senin hala bir kahraman olduğunu düşünüyor.
Знаешь, он всё еще считает тебя чем-то вроде героя.
Fakat şunu biliyor musun?
И вот что я тебе скажу.
Ama şunu biliyor musun?
Но знаешь что?
Çok heyecanlıydım, nefesim kesilmişti. Ve şunu biliyor musun?
Я был шокирован и нервничал.
Şunu biliyor musun : sen çok zekisin.
Знаешь что? Ты замечательный.
Şunu biliyor musun?
Ладно, знаете что?
En azından şunu biliyor musun? Telefonu kullanırken hangi elini kullanıyorsun?
Или ты знаешь, какой рукой ты отвечаешь на звонки?
Şunu biliyor musun?
Знаешь, что?
Ama şunu biliyor musun?
Но знаете что?
Ama şunu biliyor musun? İnsanlara yardımcı olamazsın.
Ты не можешь помочь людям.
Şunu biliyor musun, ne zaman bana çıkma teklif etsen bunu otururken dile getiriyorsun.
А ты в курсе, что каждый раз ты меня приглашаешь из вальяжно сидячего положения.
- Ama şunu biliyor musun?
Но знаешь что? Я не еду.
Şunu biliyor musun?
Ты же сам знаешь.
Sen şunu biliyor musun?
Знаете что?
Şunu biliyor musun ayrıca?
И знаешь что?
- Şunu biliyor musun, Dinah?
Знаешь, Дайна?
Biliyor musun Kara Koyun, şunu tamir ettirmen şart artık.
Усек? Знаешь, Черный Баран, тебе следует их починить.
Biliyor musun... Daha erken gelmemiş olduğuna sevindim, çünkü... gelseydin sana şunu söyleyemezdim... Bana verdiğin hediye... tam bir sahtekarlık.
Ты знаешь, мам,... если б ты раньше их мне подарила я бы даже не догадалась, что ты считаешь меня такой грузной.
- tamam, peki. biliyor musun, seninle dövüşeceğim, tamam iyi, yarın! tamam, şunu yapmayı kesmelisin.
Ладно, можешь прекратить.
Şunu nasıl asabileceğini biliyor musun?
Вы знаете, как собирается эта штука?
Şunu biliyor musun?
Знаешь что.
Biliyor musun Michael, eğer bir dakikalığına rol pantolonumu çıkarırsam ve analrapist repertuarımı kafama kadar çekersem şunu söyleyebilirim, George Michael son zamanlarda biraz garip davranıyor.
Знаешь Майкл, если бы я снял мои актерские штаны на минутку и натянул мои аналапевтический чулок на голову, то сказал бы, что Джорж Майкл ведет себя странно в последнее время.
- Biliyor musun şunu fark ettim... - İyi misin?
- Знаешь, я поняла, что ты...
Biliyor musun bu yeni köpek olayı hakkında başlangıçta emin değildim Ama şunu da söylemem lazım aslında çok iyi bir köpek.
Знаешь, я сначала с прохладой воспринял эту всю ерунду с новым псом, но сейчас признаю, он на самом деле потрясный.
- Biliyor musun, şunu fark ettim. - Yanlış bir şey yapmadı Jerry.
Да она просто...
Biliyor musun, bence şunu bilmelisin, Bay Fletcher beni her gece saat 8'de arayıp nasıl olduğumu soruyor ve, dükkanının burada ikizin yaptığınız bir tür boks maçı yüzünden iflas ettiğini öğrenmek onu pek mutlu etmez.
Вам следует знать, что каждый день в восемь вечера мне звонит мистер Флечер, справляется о моем здоровье. Не думаю, что он порадуется, когда узнает, что в его магазине проходят бойцовские схватки.
Biliyor musun, aç şunu.
Знаешь, что? Ответь.
Biliyor musun, bu bana şeyi hatırlatıyor... 2 yıl önce Borneo'daydım, bir düğünü yönetiyordum ve muazzam bir büyücü doktor ortaya çıktı ve basitçe şunu demek için...
Кстати, оно напоминает мне случай когда два года назад на Борнео я организовывал свадьбу, где нарисовался огромных размеров шаман, и он прибыл туда в основном, чтоб сказать..
Biliyor musun, şunu söylemek istiyorum ki, bazen geç saatlerde yalnız olduğum ve kendim için üzüldüğüm anlarda seni düşünüyorum.
Знаешь, хочу тебе сказать, что иногда, поздней ночью, будучи в одиночестве и испытывая к себе жалость, я думаю о тебе...
- Eskiden babana hangi şarkıyı söylerdim biliyor musun? - Ne? - Uyku vakti, şunu söylerdim :
Знаешь, что я пела твоему папе, когда он был маленький и укладывался спать?
Biliyor musun? Kes şunu Deanna.
Ну ладно, знаешь что?
Biliyor musun Edward? Ne yapmak istediğimi bilmiyorum, ama şunu söylemeliyim ki, daha önce senin gibi çok... çok...
Знаешь, Эдвард, честно говоря, я не знаю, чего мне хотелось, но должна тебе сказать, что я еще никогда не встречала такого... такого... такого...
Sürekli bana şunu söylüyordu : "Biliyor musun Margaret, bir işi yapmanın bir doğru bir de yanlış yolu vardır."
Она сказала : "Существует правильный путь и неправильный способ делать вещи."
Ne var biliyor musun şunu da duy o zaman.
И знаешь, вот еще что.
Sen biliyor musun, ben şunu biliyorum.
Ты это знаешь, я это знаю.
Biliyor musun, eski dünyada Jessup Erkek Akademisi'nde okul müdürüydüm. Şunu dinle.
Знаешь, в старом мире я был директором в академии для мальчиков.
Biliyor musun, kendi kendime sürekli şunu söylüyorum Her şeyi yaptım Onu kurtarabilirdim.
Я всё твержу себе, что сделала всё возможное, чтобы спасти его.
Biliyor musun, sunu diyecektim evliligini küçümsedigim için özür dilerim.
Знаешь, я хотел сказать.... Я хотел извиниться, что недооценивал твой брак.
Bana ne garip geliyor biliyor musun, neden yığınlarca özgeçmiş yazdırmak yerine neden hepimiz sokağın ortasında yürümeyi bırakıp da şunu sormuyoruz :
ј знаешь, что волнует мен € больше всего7 ¬ место того, чтобы печатать тыс € чи резюме, почему мы просто не остановимс € и не спросим себ €...
Biliyor musun, ben sadece şunu alıp...
Знаешь что? Мне просто нужно взять свою...
Michelle, bu tamamen doğru. Ve biliyor musun? Belki senin için sürpriz olabilir ama şunu bir dinle.
- Мишель, это так, и знаешь, может, для тебя это новость, но поверь : мне тоже нелегко!
Ne var biliyor musun, Athena? Bırak şunu sadece. Tamam mı?
Афина, засунь это себе сама знаешь куда.
Biliyor musun, şunu diyeceksin zannettim...
Хулиган Знаете, я думал что ты скажешь...
Derdi ne biliyor musun? Seksi insanlar şunu bilmeli bir insanın bir kez pervasız davranmış olması ve bunun hoşuna gitmesi aynı şeyi yapmaya devam edeceği anlamına gelmez.
Ее проблема в том, что горячим следует знать, что если кто-то сделал что-то необдуманное, и ему это понравилось, то это не значит, что это будет иметь... продолжение, ясно?
Biliyor musun, ben küçükken her zaman şunu söylerlerdi.
Они всегда говорили, когда я был маленьким.
Meyveli yoğurt al, yanına git ve şunu söyle : Bunun nesini seviyorum biliyor musun?
Берешь йогурт, подходишь к нему и говоришь : " Знаешь, что мне нравится в этом йогурте?
Biliyor musun, buradaki ilk günümde, ne istediğimiz sorsaydınız şunu derdim :
Знаете, если бы меня спросили, чего я хочу, в день приезда сюда, я бы ответил

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]