A big mistake traduction Turc
1,592 traduction parallèle
But you just made a big mistake.
Ama büyük bir hata yaptın.
It was a big mistake with the whole, "We'll just flip it! We'll flip it!"
Vurgun yapacağız! " derken bunun büyük bir hata olduğunu biliyorum.
Listen, I think you're making a big mistake.
Dinle, bence büyük bir hata yapıyorsun.
You're makin'a big mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a big mistake.
Büyük bir hata yapıyorsun.
You are making a big mistake.
Büyük bir hata yapıyorsun.
That'd be a big mistake.
Bu büyük bir hata olur.
Well, what would that make me? A big mistake.
Ben ne oluyorum o zaman?
You're making a big mistake, Samantha.
Büyük bir hata yapıyorsun Samantha.
I just think you're making a big mistake not getting that penile enlargement.
Sadece büyük bir hata yaptığını düşünüyorum. Penis büyütme de yaptırmalısın.
You're making a big mistake.
- Büyük bir hata yapıyorsun.
You're making a big mistake Jason.
Büyük bir hata yapıyorsun Jason.
You've made a big mistake, fellas.
Büyük bir hata yaptın, dostum.
It was a big mistake! It was a whopper! - But you can't just kill her!
Kuyruklu yalan söylemiş, ama onu öldüremezsiniz.
You just made a big mistake.
Büyük bir hata yapıyorsun.
She said it was a big mistake.
Büyük bir hata dedi.
It was all a big mistake.
Hepsi büyük bir hataydı.
I just have to tell you that I think you are making a big mistake.
Bence büyük bir hata yaptığını söylemek zorundayım.
You have made a big mistake!
Büyük bir hata yaptın.
Okay, you've made a big mistake.
Tamam, büyük bir hata yaptın.
You have to admit, hiring Gavin was a big mistake.
Bence kabul etmelisin ki, Gavin'i tutmak büyük bir hataydı.
You're making a mistake, Father. A big mistake.
Hata yapıyorsunuz peder, büyük bir hata.
Without your good judgment, this firm would have made a big mistake.
Güzel kararların olmasaydı, bu firma büyük bir hata yapacaktı.
I'm sorry, there, um... th-this is, there's been a big mistake.
Özür dilerim, ama büyük bir hata olmalı.
He tells me he just made a big mistake.
Sadece büyük bir hata yaptığını söyledi bana.
Hey. OK, you just made a big mistake, nature boy.
Tamam, az önce büyük bir hata yaptın, doğa çocuğu.
I think you made a big mistake transferring him out of here.
Bence onu buraya transfer ederek büyük bir hata yaptın.
Tha s a big mistake, Paulie.
Bu bir hata. Ve bu onu üzer.
You're making a big mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
But turning your friends into enemies for this quest would be a big mistake.
Ama bunun için dostlarını düşmana çevirmek büyük bir hata olur.
It's all a big mistake, you see.
Aslında hepsi büyük bir yanlışlık.
Leaving here right now would be a big mistake.
Buradan simdi ayrılmak büyük bir hata olur.
We made a big mistake.
Büyük bir hata yaptık.
You are making a big mistake, cowboy.
Hata yapıyorsun, kovboy.
'I think I made a big mistake.'
Sanırım büyük bir hata yaptım.
I think I made a big mistake.
Sanırım büyük bir hata yaptım.
- You're making a big mistake.
Büyük bir hata yapıyorsunuz.
We really made a big mistake Don't you think her boobs look fake?
Gerçekten büyük bir hata yapıyoruz, sizcede öyle değil mi, göğüsleri silikon gibi mi?
Well, uh, your daddy made a big mistake, and I did something very, very stupid, but everything's okay now.
Şey, baban büyük bir hata yaptı, ve çok çok aptalca bir halt ettim, ama her şey yolunda artık.
You're making a big mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz.
All right, you just made a big mistake my friend.
Tamam, büyük hata yaptın dostum.
And now I'm starting to think that was a big mistake.
Onun gitmesine izin verdim. Şimdiyse bunun büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.
But then he made a very big mistake.
Ama çok büyük bir hata yaptı.
Because that, Jenny, I've made a big, big mistake
Çünkü, Jenny, ben çok büyük bir hata yaptım
[gasps] Oh Sam, thank God you're here. Somebody made a big... mistake with your whale's boob job.
Birisi, senin balinanın göğüs ölçüsüyle ilgili büyük bir hata yapmış.
I'm big enough to admit that... we've made a mistake.
Bir yanlış yaptığımızı kabul edecek kadar cesurum.
The thing is, the closer it gets, the more I get the feeling that I'm making a big, huge mistake.
Sorun şu ki, yaklaştıkça büyük, devasa bir hata yaptığım hissine kapılıyorum.
Cos if it is, you're making a very big mistake.
Çünkü eğer öyleyse, büyük bir hata yapıyorsunuz.
I think you're making a very big mistake.
Bence büyük bir hata yapıyorsun.
I'm happy to indulge the lieutenant, but this is all a very big mistake.
Komiserin isteğini yerine getirmek beni memnun edecek. Ama hata ediyorsunuz.
He said he made a mistake... a big one,
bir hata yaptığını söyledi... büyük bir hata,