A hug traduction Turc
3,226 traduction parallèle
Well, give her a hug for me.
Benim için ona sarılır mısın?
Do you want a hug?
Sarılmak ister misin?
Give me a hug.
Hadi bana sarıl.
Hey, give me a hug, bro.
Hey, sarılsana, kardeşim.
- A hug?
- Sarılayım mı?
Give me a hug.
Sarıl.
Need a hug?
Sarılmak ister misin?
Give me a hug.
Gel de sarıl bana.
Come and give your Auntie Gin a hug.
Gin halana saril bir bakayim.
Give me a hug.
Bir kucak ver.
- Give me a hug.
Tamam.
That wasn't a hug!
O sarılma değildi!
Come here, give me a hug. - Come here. Come here.
Gel buraya, sarıl bana.
All right, man, give me a hug.
Sarıl bakalım bana.
I wish I was tiny, so I can give you a hug.
Keşke minicik olsaydım da sana bir sarılabilseydim.
Now come, give Mother a hug.
Şimdi gel, anneye bir sarıl bakalım.
Can I give you a hug?
Size sarılabilir miyim?
Can I give you a hug?
Sizi sarılabilir miyim?
Come give me a hug.
Gel buraya, bir sarılayım.
That was the first time my father ever patted me on the back, but I couldn't tell who was to brush me off, to reprimand me or a substitute for a hug.
Babam ilk defa sırtımı sıvazlamıştı. Fakat bu hareketinin anlamının sırtımı temizlemek mi, kızmak mı yoksa bir nevi sarılmak mı olduğunu bilmiyordum.
Jane, come on. Give me a hug.
Jane, gel, bana sarıl.
Are ye hurt? No, but we could use a hug.
Hayir fakat bi kucak alabiliriz.
Let me give you a hug.
Dur sana bir sarılayım.
I've known you for 25 years, and you told me that the other day and I didn't give you a hug, so...
Seni 25 senedir tanıyorum. O gün söyleyince sana sarılamamıştım.
Give me a hug!
Sarıl bana!
Just give me a hug, Master, Inspector, he's the Master ( teacher ),
Gel sarıl bana, Hocam. Müfettiş, o bir öğretmen.
- Give us a hug!
- Gel bi'sarıl bize!
I would give you a hug or something, but I don't know, maybe you don't want to be anywhere near me.
Sana sarılmak istiyorum ama sen beni acaba yanında istiyor musun onu bile bilmiyorum.
A hug can work.
Sarılmak işe yarayabilir.
Gimme a hug.
Sarıl bana.
Come here, give me a hug.
Buraya gel, bana bir sarıl.
Got a hug! - Chief of Psychiatry here.
- Kendisi Psikiyatri Bölüm Başkanı.
Just, a hug seems weird, considering.
SarıImak biraz garip kaçar.
Hi, baby. Oh, give me a hug!
Sarıl bakalım bana.
You always know when I need a hug.
Ne zaman bir sarılmaya ihtiyacım olsa hep bildin.
- Yeah. Make sure you give him a big hug from me.
Ona benim için sıkıca sarıl.
Give her... a big hug and a big kiss for me and tell her that Mama misses her.
Ona... kocaman sarıl ve öp, annesinin onu özlediğini söyle.
Is this a doctorly hug?
Bu doktorca bir sarılma mıydı?
I guess that's not a good-bye hug.
- Sanırım bu veda sarılması değil.
Give me a fucking hug, asshole.
Gel de bir sarıl, yavşak.
The only way Salinger could have survived an intense shelling would have been to literally hug a tree.
Salinger'ın güçlü bir bombadan kurtulmasının tek yolu bir ağacı kucaklamak olabilirdi.
As soon as I see Eddie and Isaac, I'm gonna give them a big hug.
Eddie'yle Isaac'i görür görmez, üzerlerine sarılacağım.
You know, ever since Blue was born, I kind of miss you being as big as a house with more of you to hug.
Maviş doğduğundan beri gezegen kadar geniş olmanı özlüyorum.
Now hug it like a puppy.
Bir köpek yavrusu gibi kucakla onu.
I want to give you a hug. Okay.
Sana sarılmak istiyorum.
You should have a group hug when this is over.
Bunlar bittikten sonra toplanıp sarılmalısınız.
Hug a perfect stranger.
Mükemmel bir yabancıya sarılma.
Can we hug it for a second?
Biz ikinci için sarılabilir miyim?
Something tells me we're not in for a group hug.
Sanırım burada gurup kucaklaşması için bulunmuyoruz.
- You want a hug?
Sana sarılmamı ister misin?
Just want you to know I'm thinking about you and I can't wait to give you a big hug.
Aklımda olduğunu bilmeni istiyorum ve sana kocaman sarılmak için sabırsızlanıyorum.
a huge 20
hugo 596
huge 262
hughes 129
hugh 529
hugs 53
hugs and kisses 21
hug me 62
hugging 26
hug it out 31
hugo 596
huge 262
hughes 129
hugh 529
hugs 53
hugs and kisses 21
hug me 62
hugging 26
hug it out 31