A joke traduction Turc
13,242 traduction parallèle
Harvey, this isn't a joke.
- Harvey bu bir şaka değil.
This is not a joke.
- Maytap geçmiyoruz burada.
I just had them as, like, a joke.
O bazı dergileri şaka olsun diye saklamıştım.
Laden doesn't have a ship board AI and their security is a joke.
Laden'in yapay zekalı gemi güvertesi ve güvenlikleri şaka gibi.
It was a joke.
Şakaydı.
That's a joke, right?
Şaka yapıyorsun, değil mi?
That was a joke!
Sadece bir şaka!
'Twas a joke, Lord, a poor joke.
- Şakaydı, kötü bir şakaydı Lordum.
He decided to run for mayor of its capital city, Reykjavik, as a joke.
Başkent Reykjavik'in belediye başkanlığına şaka olsun diye aday olmaya karar verdi.
Mike, it was a joke.
Ha siktir! Mike, bu bir şakaydı.
Is that supposed to be a joke?
Şaka mıydı bu?
Geez. Can't take a joke?
- Tanrım, şaka kaldıramıyor mu?
You guys have turned this into a joke!
Saka gibi is yapiyorsunuz!
Sorry... but you're right, their whole theory is a joke.
Pardon... gerci haklisin, teorinin tumu tam bir saka.
It's a joke.
Espri yapmak istedim.
So, now I'm just gonna be a joke, a punch line in the doctor's lounge.
Espri malzemesi olacağım. Dinlenme odasında anlatıp duracaklar.
That's not even a joke.
Bu bir takla bile değil.
They're a joke.
Ş aka gibiler.
Oh! That was a joke.
Şaka yaptın.
You never make a joke.
Sen asla şaka yapmazdın.
Oh, you were making a joke.
Oh, bir şaka yapıyordun.
The lock's a joke.
Kilit çocuk oyuncağı.
That's a joke, right?
Bu şaka değil mi?
It's a joke.
Şaka gibi ya.
I think the HL-7's a joke, personally.
Bence HL-7 bir şaka.
Is that supposed to be a joke?
Espri mi bu?
She was making a joke about racism.
Irklık hakkında şaka yapıyordu.
Before we start, I just want to warn you, fencing isn't a joke.
Başlamadan önce sizi uyavayım, eskvim şakaya gelmez.
It was a joke. Was it?
- Gerçekten mi?
Nobody really thought he'd ever be president. It was a joke.
Kimse onun başkan olabileceğini düşünmedi hiç.
That's a joke.
Şaka gibi.
He was a, he was a joke.
Ezikti.
It's a joke!
Şaka yaptım!
Yes, it's a joke.
Evet. Şaka yaptım.
Is this a joke?
Şaka mı bu?
This is not a joke.
Şaka değil.
Started saying how we were a joke, how none of us had the balls to make a real impact.
Tam bir şaka olduğumuzu, gerçek bir etki yaratacak taşşaklarımız olmadığını söylemeye başladı.
All these hack wannabe food critics have made my profession a joke.
Bütün bu özenti yemek eleştirmenleri, işimi laçkalaştırdı.
I'm not a joke!
Ben şaka falan değilim!
Normally, I'd make a perfectly timed butt joke here, but as you can see, I don't have my book.
Normalde popo esprisinin tam vakti ama gördüğün gibi kitabım elimde değil.
And Shupe is a joke.
Harm Shupe, 3. sınıf avukatlık ofisi ve Shupe bir şaka.
What'd you want me to do, tell you I could've had a kid and watch you brush it off with some glib joke about how it was 150 years ago?
Sen yapmamı istiyorsun yaptın, Bir çocuğum vardı olabilirdi size Ve bunu savmak izle
I always do my "are you a leg man or a breast man" joke.
Ve her zaman "ayak mı yoksa göğüs mü sever birisiniz" esprisini yapardım.
It was a big joke, right?
Kocaman bir şaka sanki, değil mi?
That was a joke.
Şaka yaptın.
Carter, you made a joke.
Carter, şaka yaptın.
That's a joke, right?
Şakasına dedin değil mi?
It's a temperature joke.
Sıcaklık şakası.
Sounds like a cruel joke now, doesn't it?
Şu anda zalim bir şaka gibi duruyor, değil mi?
Oh, you would've brought so much more to the role. And I don't mean that as a fat joke.
Sen de o role çok şey katardın bunu şişman şakası olarak söylemiyorum!
- Oh, it was a joke.
- Şakaydı.