A parent traduction Turc
2,644 traduction parallèle
Be a vampire or a parent?
Vampir olmayı mı yoksa ebeveyn olmayı mı?
But being a parent, I mean, that's all you.
Ama ebeveyn olmak, o tamamen sana kalmış.
Talk to me when you're a parent.
Anne olduğunda tekrar görüşelim o hâlde.
It's one thing to realize that you're a parent philosophically, But it's another thing to be a parent.
Felsefi olarak bir ebeveyn olduğunu anlamak bir şey gerçekten ebeveyn olmak ise başka bir şeydir.
- He's not a parent!
- Babası değilmiş!
A parent, really?
Bir ebebeyn mi, gerçekten?
Taking time out from the primary for a parent-teacher conference... isn't that a little risky?
Aday yoklaması için çalışmak yerine veli-öğretmen konferansında zaman harcamak biraz riskli değil mi?
God, it's tough to be a parent.
Tanrım, ebeveyn olmak çok zor.
Suicide of a parent is a serious motivator, and Berman is head of I.T. at a local hospital, so...
Babasının intiharı cinayet nedeni olabilir ayrıca Berman, bir hastanede bilişim teknolojileri müdürüymüş.
You must have a parent with you if you're not coming back to the school.
Okula dönmeyecekseniz ailenizin yanınızda olması gerek.
You'd never know what it's like to be a parent.
Ebeveyn olmak hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
You know, now I have my responsibility as a parent.
Ebeveyn olarak sorumluluklarım var.
And we love the idea of a parent-to-parent dialog.
Mühim. Aileler arasında diyalog kurma fikrine bayılırız.
To love as a parent does.
Birini babası gibi sevmek.
Becoming a parent is not something you do on impulse, like buying Hubba Bubba at the checkout counter.
Ebeveyn olmak marketten Big Babol alıp, onu şişirmeye benzemez.
Especially when I'm trying to be a wife to Andrew, a parent to Juliet.
Özellikle de Andrew'un eşi ve Juliet'i ebeveyni olmaya çalıştığımda.
You know, as a parent...
Biliyor musun, bir ebeveyn olarak...
"As a parent"?
Ebeveyn?
Now, as a parent of several years, what I think- - Wait. I-I- -
Yılların ebeveyni olarak, düşündüğüm şey - - ben - -
You raise them, provide for them... you do your job as a parent because you have to.
Onları büyütürsün, her şeyi sağlarsın- - Ebeveyn olarak görevini yaparsın çünkü yapmak zorundasın.
Anger between a parent and a child is the most natural thing in the world.
Bir ebeveyn ile çocuğu arasındaki kızgınlık, dünyadaki en doğal şeydir.
You've lost a parent too.
Sen de anneni kaybettin.
Big responsibility, being a parent.
Aile kurmak büyük bir sorumluluktur.
Like, a parent is common.
Mesela bir ebeveyn.
Gosh. I mean, to a parent, your baby's the most important thing in the world.
Tanrım, yani bir aile için çocuğundan daha değerli bir şey yoktur dünyada.
I am required to notify a parent.
Ailesini bilgilendirmekle yükümlüyüm.
We were at a parent - teacher conference.
Veli-öğretmen toplantısındaydık.
There's nothing you ever have done or can do as a parent that will change that.
Bir ebeveyn olarak yapabileceğin bir şey yok. O, değişecek.
Okay, that's great, but... when you are a parent, there is so much you are gonna have to give up.
Tamam, bu harika, ama... bir ebeveyn olduğunda, feda etmek zorunda kalacağın bir sürü şey var.
And yes, being a parent is like wearing your heart outside your body.
Ve evet, ebeveyn olmak, kalbini, vücudunun üstüne giymek gibi.
Cooper, if a parent comes in and tells you that their kid stole something, what do you say?
Cooper, eğer bir aile sana gelip çocuklarının bir şeyler çaldığını anlatsa onlara ne söylerdin?
I mean, being a parent, like, a real parent, day in, day out, trying to make sure your kid turns out okay, it's hard, man.
Yani ebeveyn olmak, her Allah'ın günü çocuğunun doğru şeyler yaptığından emin olmak demek, zor bir şey.
I'll approach the school as a wealthy parent with a teenage son.
Genç bir oğlu olan zengin baba rolüyle onlara yanaşacağım.
A good parent puts his kids first.
İyi aileler çocuklarını önde tutarlar.
Wow, I am looking like a very mediocre parent right now.
Vay canına! Şu anda çok vasat bir ebeveyn gibi göründüm.
How did you make me a co-parent with me knowing?
Benim haberim olmadan bunu nasıl yaptın peki?
I received a call from a very upset parent and... Well, that's actually... how I found out.
Çok üzgün bir aile beni aradı aslında ben kendim öğrendim.
But California state family code 143.089 clearly stipulates... that marital status shall have no factor... when temporary, emergency orders have been signed by a custodial parent.
Fakat Kaliforniya eyalet aile kanunun 143.089 maddesi gereğince, medeni durumunun, gerçek vasi tarafından imzalanan geçici vesayet sözleşmesi üzerinde bir yaptırımı bulunmamakta...
What made you a great parent?
Sizi muhteşem bir ebeveyn yapan nedir?
As a concerned parent, I was wondering...
İlgili bir veli olarak merak ediyorum da...
You know, for not being an actual parent, you're actually- - you're a pretty good one.
Gerçek bir ebeveyn olmamana rağmen, aslında... oldukça iyi bir ebeveynsin.
Now, I know that that is not much, but I also know that to be a proper parent, I need to make changes, and the drinking is just the beginning.
İyi bir ebeveyn olmak için bunun küçük bir adım olduğunun farkındayım daha çok şey yapmam gerekiyor ama içki içmemek sadece bir başlangıç.
Catherine, the last thing that Juliet needs is a chemically dependent, promiscuous part-time parent.
Juliet'in ihtiyacı olan son şey aklına estiği zaman ebeveynlik yapan bağımlı bir anne.
Will never know how much I value him as a co-parent.
Ona ne kadar değer verdiğimi eş-ebeveynlik konusunda.
He made me a better parent, whether he meant to or not.
O bunu istememiş olsa da beni daha iyi bir ebeveyn yaptı.
We have a charity auction every year, and unfortunately the parent who is leading it had to drop out.
Her yıl yardım müzayedesi düzenliyoruz ve ne yazık ki buna öncülük eden ebeveynler bırakmak zorunda kalıyor.
Being a parent is about a hell of a lot more than biology. That man is your father.
O adam senin baban.
Concerned parent, Randy Marsh, says no and has started a movement to reform the sport, gathering followers by the hundreds.
Endişeli baba, Randy Marsh "hayır" cevabını verdi ve spora yenilik katmak için yeni bir akım başlattı ve yüzlerce kişi bu akımı destekliyor!
El-aim has a teacher parent meeting this afternoon.
Ekim'in veli toplantısı varmış öğleden sonra.
I don't know. I don't want to be a part-time parent to Lucas- - not being with him every day, missing... Wake up, bedtime, bath time, I...
Lucas'a yarı zamanlı babalık yapmak, her gün yanında olamayıp tüm o uyanış, yatış, banyo vakitlerini kaçırmak istemiyorum.
Ree! Seems like the kind of thing a responsible parent wouldn't want you doing.
Görünen o ki, sorumlu bir ebeveynin sizin yapmanızı istemeyeceği türden birşey.