English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / A week later

A week later traduction Turc

632 traduction parallèle
A week later, with 300 francs in my pocket... I was a doorman at the Personaz restaurant.
Bir hafta sonra, cebimde 300 frank ile Personaz restoranının kapı görevlisiydim.
About a week later, I got balled-up and I found myself in the same spot.
Bir hafta sonra kafam karışmıştı, kendimi ayni noktada buldum.
Then a week later we went out with some friends, and I repeated what I heard.
Bir hafta sonra arkadaş olmuştuk ve duyduklarımı tekrar etmeye başladım.
In September my daughter was born and a week later my husband has the misfortune to lose his mother.
Eylül'de kızım doğdu ve bir hafta sonra kocam ne yazikki annesini kaybetti.
A week later we had our housewarming.
Bir hafta sonra hoşgeldin partisi yaptık.
A week later he brought it to me backstage.
Bir hafta sonra bana bunu aldı.
And I see no reason why we couldn't have left a week later.
Ve neden bir hafta sonra ayrılamadığımızı da anlamıyorum.
A week later we dropped anchor in Skylark Channel off an island known as Guadalcanal.
Bir hafta sonra Skylark Kanalı'na demir attık Guadalcanal Adası yakınlarında.
A week later, you registered at the Benjamin Franklin Hotel in Philadelphia as Mr. George Kaplan of Pittsburgh.
Ertesi hafta Philadelphia'da Benjamin Franklin Oteli'ne... Pittsburgh'lu George Kaplan adıyla yerleştiniz.
A week later I entered a well-known bank..
Bir hafta sonra çok tanınmış bir bankaya giriyordum.
A week later, I saw him on the Boulevard St. Michel.
Bir hafta sonra, onu St. Michel Bulvarı'nda görmüştüm.
A week later, his left foot.
Bir hafta sonra sol ayağı.
A week later he called.
Bir hafta sonra telefon etti.
And then finally, a week later, he gave her the milk and she just drank it down, she swallowed the whole thing.
Nihayet bir hafta sonra, çocuk sütü verince... kadın başına dikip tamamını bitirmiş.
ANYWAY, A WEEK LATER THEY COME BACK SAID THAT THE CHECK HAD BOUNCED AND THAT I HAD TO SEE DOUG.
Her neyse, bir hafta sonra tekrar geldiler, çekin karşılıksız çıktığını ve Doug'ı görmem gerektiğini söylediler.
It wasn't until a week later that I learned that Wilby was safe you had been arrested and the driver killed.
Tam bir hafta sonra, Wilby'nin güvende olduğunu senin tutuklandığını ve şoförün öldüğünü öğrenene kadar.
He returned a week later, much grayer.
Bir hafta sonra daha da kararmış olarak döndü.
A week later I moved in with him.
Bir hafta sonra da yanına taşındım.
A week later you have an affair with the man who saved your husband's life!
Bir hafta sonra da eşini kurtaranla ilişki kuruyorsun!
A week later he hanged himself.
Bir hafta sonra kendini astı.
He hanged himself a week later.
Bir hafta sonra kendini astı.
A week later, or two weeks later, he called me from Poland.
Bir iki hafta sonra Polonya'dan telefon etti.
I like it when people come up to me the next day or a week later and they say : " I saw your play.
Insanlar ertesi gün ya da bir hafta sonra gelip bana desinler ki, " Oyununu gördüm.
A week later, two weeks later, somebody, maybe somebody like Gary Salt, comes and whispers in your ear that you too, for a small fee, can take a turn in the hay with Crystal.
Bir hafta sonra, iki hafta sonra, birileri, Gary Salt gibi birisi belki, gelip kulağınıza fısıIdar siz bile, küçük bir ücretle, samanlıkta Crystal ile bir tur atabilirdiniz.
- This makes it much more attractive, so book my airplane tickets a week later for Greece.
- Bu yarışma daha ilginç geliyor, Yunanistan'bir hafta sonrasına bilet ayır.
A week later he shot his parole officer.
O da bir hafta sonra şartlı tahliye memurunu öldürdü.
We could get married a week later.
Bir hafta sonra evlenebiliriz.
A week later I found myself in Florence, with the certainty that no one in the world knew what had become of me.
Bir hafta sonra, dünyada hiç kimsenin bana ne olduğunu bilmediğinden emin olarak kendimi Floransa'da buldum.
A week later, he crawls out of the bush, gets patched up and disappears.
Bir hafta sonra sürünerek gelmiş, bacağını yamamış ve yok olmuş.
A week later his mom cleaned out his room and threw away the map.
Bir hafta sonra annesi odasını temizlemiş ve haritayı atmıştı.
He sent it out to be repaired... and a week later, I was sent to pick it up.
Radyoyu tamire yolladı. Bir hafta sonra da tamirden almaya beni yolladılar.
A week later, you're accused of molesting your son.
Bir hafta sonra, çocuğunu taciz etmekle suçlanıyorsun.
A week later, the day Dick Gage was buried, the cat came back.
Bir hafta sonra, Dick Gage'in gömüldüğü gün kedi geri döndü.
She got strep throat, and a week later, she met a guy in the ninth grade, and I never talked to her again.
Boğaz enfeksiyonu kapmış, ve bir hafta sonra, dokuzuncu sınıflardan bir çucukla tanıştı, Ve onunla bir daha asla konuşmadım.
A week later
Bir hafta sonra
About a week later, I'm over at her house.
Bir hafta sonra evine gittim.
It comes back a week later and a Dallas policeman suddenly finds a palm print?
- Bilmiyorum! - Bana hiç inanmadın mı?
Then, a week later, she said I should probably skip second grade maybe even skip elementary school altogether.
Bir hafta sonra, muhtemelen ikinci sınıfa geçiş yapmamı belki de ilkokulu tamamen atlamamı söyledi.
A week later, Jack and Sally reunited.
Bir hafta sonra, Jack ve Sally yeniden birleşti.
You have one night out a week until 12 and quite a severe penalty if you're out later.
Haftada bir 12'ye kadarlık gece iznin var ancak geç kalırsan cezası ağırdır.
And then I'll dump it somewhere in the country. It'll be found of course, sooner or later, but maybe not for a week.
Sonra onu şehir dışında bir yere atacağım.
A week or so later... he came to you and told you he was leaving town.
Bir hafta kadar sonra sana geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi.
It's just a coincidence that Mrs French should be killed only one week later?
Öyleyse Bayan French'in sadece bir hafta sonra öldürülmesi inanılmaz bir rastlantı mı?
Then one week later, the second girl was found in her bathrobe, strangled with a stocking, an "A" smeared on her forehead with a lipstick.
Bir hafta sonra, ikinci kız bornozunu giymiş olarak bulundu, bir çorapla boğulmuş, alnına rujla bir "A" harfi yazılmış.
And another week later, a third...
Ve bir üç hafta daha sonra, bir üçüncü...
DOUG WAS BORN IN FEBRUARY 1929 AND DINSDALE TWO WEEKS LATER AND AGAIN A WEEK AFTER THAT.
Doug Şubat 1929'da doğdu Dinsdale ise ondan iki hafta sonra.
'You'll be contacted no later than a week from today.
Bir hafta içerisinde sizinle irtibata geçilecek.
I brought it with me for a trade show here in town later this week.
Şehirde düzenlen ticari bir fuar icin getirmiştim.
She might escape every night for a week, but sooner or later, she must fall a victim.
Kız kardeşiniz bir hafta boyunca her gece bundan kurtulmuş olmalı, fakat er ya da geç yılanın kurbanı olacaktı.
Of course, you dumped him a week later.
beni sinir ediyorlardı, Al.
After a week they married, a few weeks later, they were pregnant.
Bir hafta sonra evlendiler. Bir kaç hafta sonra Bev hamile kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]