English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Later that night

Later that night traduction Turc

314 traduction parallèle
I met him later that night.
O gece, daha sonra onunla buluştuk.
Garzah killed Jean, and later that night he killed Backalis.
O gece Garzah önce Jean'i ve sonra da Backalis'i öldürdü.
" Much later that night Sylvia found herself at the window,
" O gece çok daha sonra Sylvia kendini pencerede,
Later that night, there was a fire... and the house burned down.
Akşamın ilerleyen saatlerinde, bir ateş... evi yakıp kül etti.
It appears that, uh... Mr. Teruggi was picked up for a curfew violation and detained at the stadium... and then released. And then the carabineros found him later that night, dead on the street.
Görüldüğü kadarıyla Bay Teruggi, sıkıyönetim ihlali nedeniyle tutuklanmış ve stadyuma getirilmiş ve sonra serbest bırakılmış ve jandarma geç saatlerde onu caddede ölü bulmuş.
Later that night, alone in the backyard... he buried it next to the garage.
Yine o gece, arka bahçede onu garajın yanına gömdü.
Dawson was arrested later that night in a local bar.
Dawson yerel bir barda tutuklandı.
Later that night, you phoned me, considerably drunk, and said that you were very thankful and that you still loved me.
O gece oldukça sarhoş bir şekilde beni aramıştın ve çok minnettar olduğunu ve beni hala sevdiğini söylemiştin.
Later that night, on the moonlit veranda,
O gece geç saatlerde, mehtaplı verandada,
Later that night, I was awakened... by the sound of our radio in the kitchen.
O gece geç saatlerde mutfaktaki radyomuzun sesiyle uyandım.
Now, go forward to later that night.
Şİmdi, o gecenin ilerisine gidelim.
But nothing, nothing happened till later that night.
Ama o akşama kadar hiçbir şey olmadı.
We believe it was Leo Johnson making the second appointment for sometime later that night.
Telefonun o gece geç saatlerde buluşacağı Leo'dan geldiğine inanıyoruz.
Does anyone else come into the room, later that night?
Sonrasında odaya gelen başka kimse oluyor mu?
My plan was to start the dinner early... so Karen and I could unload the guns Jimmy didn't want... then get the package for Lois... to take to Atlanta for her trip later that night.
Yemeğe erken başlama niyetindeydim. Böylece Karen'la birlikte Jimmy'nin istemediği silahları götürüp Lois'in o gece Atlanta'ya götüreceği paketi teslim alacaktım.
" Later that night, something happened that I know you wouldn't approve of.
" Bu gece geç saatte onaylamayacağını bildiğim bir şey oldu.
And then later that night, you were lying, looking up at the ceiling, and the water in your head... was not dissimilar from the landscape, and you think to yourself, " Why is it that the landscape... is moving,
Ve sonra o gece geç vakitte, uzanmış tavana bakıyordun, ve kafandaki su çevrendeki manzaradan pek farklı değilken, kendi kendine şöyle demiştin :
Later that night I caught dad having a sneak look at the tape.
O gece babamı kasetlere gizlice bakarken yakaladım.
Later that night, after Nog had left I stayed up working.
O gece Nog gittikten sonra çalışmaya devam ettim.
Periodontist. Now they're as different as night and later that night. See?
Periodontistim.
Because later that night, Kahless and Lukara jumped on each other like a pair of crazed voles.
Çünkü o geceden sonra, Kahless ve Lukara bir çift çılgın fare gibi birbirlerinin üstüne atladılar.
Later that night, she received her... visitation.
Sonraki gece ziyaretçisi geldi.
Later that night, Lyle Van de Groot lost no time in making arrangements...
İlerleyen saatlerde, Lyle Van de Groot,
Later that night, Miranda gave me the lowdown on her day.
O gece, Miranda bana günboyu yaşadıklarını anlattı.
Later that night we all went downtown f or a party.
O gece daha sonra, hep beraber şehir merkezindeki partiye gittik.
Later that night, the three of us tracked Samantha to the ladies'room... to get the lowdown on her love life with James.
Gecenin ilerleyen satlerinde, Samantha'nın James'le olan aşk hayatının iç yüzünü anlamak için onu bayanlar tuvaletine kadar takip ettik.
Later that night, Skipper Johnston met me for coffee... and confessed a shocking intimate secret.
Gecenin ileleyen saatlarinde Skipper Juohnson'la kahve içmek için buluştuk... ve beni şoke eden gizli bir sırrını itiraf etti...
Later that night, Charlotte was determined to prove she was stronger... than selective serotonin re-uptake inhibitors.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Charlotte serotoninin yumuşatıcı etkisinden daha güçlü olduğunu göstermeye karar verdi.
Later that night, back at the brier patch- -
O gece geç saatte, deneme yaparken...
Later that night, I found a condom on my floor.
O gece, yerde bir prezervatif buldum.
Later that night, I got to thinking about the ex factor.
O gece şu "eski" faktörünü düşünmeye başladım.
Later that night, Miranda gave me the lowdown on her day.
O gece, Miranda bana günboyu yasadiklarini anlatti.
Later that night, on a date across town Miranda was repeating a pattern of her own.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kentin diğer ucunda Miranda da kendi kısır döngüsündeydi.
Later that night, Charlotte was returning from a second dinner of steamed mussels and fries with bachelor number two, an art loving commodities broker.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Charlotte, sanat eserleri satan iki numaralı bekarla yediği midyeli ve patates kızartmalı ikinci yemekten dönüyordu.
But two weeks later, a tip from another source... revealed that Zaleska had spent the night of the murder... with his friend Frank Wiecek.
Fakat iki hafta sonra, bir başka kaynaktan gelen bir ihbar Zaleska'nın cinayet gecesini arkadaşı Frank Wiecek ile birlikte geçirdiğini ortaya çıkardı.
Later, one day I half achieved it in a house in the Via Matteo, and that night I vomited.
Daha sonra, bir gün Via Matteo'daki bir evde elde edildim, ve o gece kusmuştum.
That is why Mummy waits for Daddy every night... and they come home later and later.
Bu yüzden annem her gece babamı bekler ve eve hep çok geç gelirlerdi.
Then. Later that night. There was a wind... and by morning.
Sonra, o gece geç saatlerde rüzgar çıktı... ve sabah olduğunda şehrin geri kalanı yok olmuştu.
You come in any later last night, that monster would've eaten me alive.
Dün akşam gecikseydiniz beni öldürecekti.
Later, I found out that they beat him real bad that night.
Sonra o gece onu feci şekilde dövdüklerini öğrendim.
They were headed for McGovern's office later that same night.
Aynı gece McGovern'ın ofisine de uğramışlar.
a photo of an american rock band he was in the photo but he had never been to america later he was told that the singer had died the night
Ertesi gün bir arkadaşı ona Amerikalı bir rock grubunun fotoğrafını verir. Kendi fotoğraftadır ama asla Amerika'ya gitmemiştir. Daha sonra kötü bir şeyler olduğu duygusuyla uyandığı
Later, when he aimed his telescope at the night sky Galileo discovered that the moon was a world of mountains.
Daha sonra teleskopunu gökyüzüne çevirdiğinde Galileo Ay'ın bir çok dağlardan oluştuğunu gözlemledi.
And it was just two hours later, on that same Friday night... when the defendant, Clyde Dunner... entered the home of George and Carol Beeman... a.44 caliber pistol in his hand.
O cuma gecesi, iki saat sonra sanık Clyde Dunner George ve Carol Beeman'ın evine elinde bir 44 kalibre silahla girdi.
Later... I often waited there,... just like that night, as if in a trance...
Sonraları orada sık sık kendimi bekler bulacaktım tıpkı o geceki gibi, kendimden geçercesine.
I went home that night, shaved my beard and a week later I'm laid out in her office with a broken back.
o gece eve gidip sakalımı kestim. Bir hafta sonra onun ofisinin önünde kırık bir bel ile yerde yatıyordum.
Much later, and if it's at night, that's even better.
- Evet.Çok çok sonra. Gece yarısı bile olsa insanları sıktığını düşünmezsin dimi?
Miranda told me later that she thought he was too nice... but that she was willing to overlook one flaw... and Capote Duncan found his fix for the night.
Miranda daha sonra bana onun çok fazla iyi davrandığını anlattı... belki böylece bir kusurunu bulurum diye düşünmüş... ve Capote Duncan eşini buldu.
Forty-five minutes later... I realized I was alone in a park at 3 : 00 a.m... and that it was time to call it a night.
Kırkbeş dakika sonra sabahın üçünde bir parkta yalnız olduğumu ve geceyi bitirme zamanının geldiğini farkettim.
Later that same night, we managed to obtain one of the summoning devices in exchange for an energy converter.
Aynı gece geç saatlerde, karşılığında enerji çevirici vererek, çağırma aygıtlarından bir tane elde ettik.
Personal things about my mother and my father... that miserable Bronx apartment... the illnesses I suffered as a child and the mark they left on me later... that whole passage about my mother screaming in agony... as, night after night, my father ravished her... the whole shameful incident when she threw my books out the window.
Annem, babam ve Bronx'taki sefil dairemiz hakkındaki kişisel şeyler çocukken çektiğim hastalıklar ve bu hastalıkların bende bıraktığı izler..... annemin acıdan kıvranırken çığlık atarak söylediği şeyler babamın ona gecelerce tecavüz etmesi tüm bu utanılası olaylar arasında benim kitaplarımı camdan atması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]