All me traduction Turc
75,111 traduction parallèle
This is all me.
Tek başıma yaptım.
All right, Wags, call me tomorrow, and I'll give you the rest.
Pekala Wags yarın ara kalanını da gönderirim.
The only people allowed anywhere near him are me, Chris and Lee, all right?
Onun yakınlarında durabilecekler ben, Chris ve Lee, tamam mı?
Everything went by so fast and all I remember was seeing the shadow outlines of people and then the darkness swallowed me up.
Her şey çok hızlı gelişti, hatırlayabildiğim tek şey insanların belli belirsiz siluetleri. Sonra tamamen karanlığın içinde kaldım.
And did you see the Dothraki, all of whom have sworn to kill for me?
Peki hepsi benim uğruma öldürme yemini etmiş Dothrakları gördün mü?
So many men have tried to kill me, I don't remember all their names.
Bir sürü adam beni öldürmeyi denedi hepsinin ismi aklıma gelmiyor.
Do you know what kept me standing through all those years in exile?
Sürgündeki o yıllar boyunca ayakta durmamı ne sağladı, biliyor musun?
How do I convince people who don't know me that an enemy they don't believe in is coming to kill them all?
Beni tanımayan insanlara, inanmadıkları bir düşmanın hepsini öldürmeye geldiğini nasıl inandıracağım?
- After all this time, it still amazes me that you...
- Aklım almıyor bunca zaman sonra hâlâ...
These maesters... they set me to the task of preserving that man's window counting and annulments and bowel movements for all eternity, while the secret to defeating the Night King's probably sitting on some dusty shelf somewhere, completely ignored.
- Bu üstatlar beni bu herifin saydığı camları, boşanmaları tuvalete gitmelerini sonsuza kadar korumakla görevlendirirken Gece Kralı'nı yenmenin sırrı muhtemelen kimsenin sallamadığı tozlu bir rafta öylece bekliyor.
Lannisters treat me very well And it provides all the necessary comfort.
Lannisterlar bana çok iyi davranıyor ve gereken tüm rahatlığı sağlıyor.
Pasha tell me all time he hate it here.
Pasha sürekli bana buradan nefret ettiğini söyledi.
Now, I know you don't have a place to stay, but trust me, jail is not all that fun.
Artık kalacak bir yerin olmadığını biliyorum. Ama bana güven, hapishane eğlenceli değil.
After all the girls i brought through this place, you owe me.
Burayı getirdiğim bütün kızlardan sonra, bana borçlusun.
Holden, stay with me. Stay with me, it's gonna be all right.
Holden, benimle kal. dayan, her şey yoluna girecek.
And you're telling me I did all this while I was unconscious?
Ve sende bana diyorsun ki bütün bunları komada bilinçsizken yaptım?
Is that why you kept him from me for all these years?
Bu yüzden mi onu benden yıllarca uzak tuttun?
- All right. - Hand me the forceps.
Pekala, pensi uzat.
♪ All of you fits so perfectly with me ♪
♪ hepiniz benimle çok mükemmel uyuyor ♪
♪ Baby, give me all of you ♪
♪ bebeğim, hepinize verin ♪
♪ And I will give you all of me ♪
♪ Ve sana herkesten vereceğim ♪
♪ All of me ♪
♪ hepim ♪
- ♪ All of me ♪ - [cheers and applause]
- Hepim b ♪ - [alkış ve alkış]
Let me know when you modify pizza to not get all soggy in the microwave.
Mikrodalgada pizzaların ıpıslak olmamasını sağladığınızda bana haber verin.
Don't put it all on me.
Hepsini benim üzerime yıkma.
Will, this all started when you decided to smuggle yourself through the wall to get Charlie without ever saying a word to me.
Will, bunların hepsi, sen Charlie'yi kurtarmak için, bana tek bir kelime bile söylemeden duvarı geçmeye karar verdiğinde başladı.
You know, I certainly didn't come here to get all this resentment heaped on me.
Biliyor musun? bana olan kızgınlığının.. ... üstesinden gelmek için gelmedim buraya.
I don't know... all of a sudden, everyone's trying to convince me that I didn't know this man, my husband, the father of my children.
Bilmiyorum herkes bu adamı tanımadığıma, beni ikna etmeye çalışıyor kocam, çocuklarımın babası.
It-it shattered in-in three places, and all they did was give me Vicodin, and if I take ten a day, I can deal with it mainly, but, um...
Üç taraftan kırılmış. başa çıkabiliyorum ama...
Look, I don't want some algorithm telling me who to hook up with, all right?
Bak, kiminle buluşacağıma saçma bir programın karar vermesini istemiyorum.
Make A Match helped me find exactly what I've been looking for all my life.
"Make-A-Match" tüm hayatım boyunca aradığım eşi bulmamı sağladı.
Okay, well, if I have all these fake implants of memories, then, tell me, what'd I do for my eighth birthday?
Tamam, madem tüm anılarım sahte o halde, söyle bakalım 8. doğum günümde ne yaptım?
Shut up, you're gonna get me fired. I've already been here, Greg, all right, I've seen all this.
Kes sesini, beni kovdurtacaksın.
We're all in this goddamn thing together and everyone keeps telling me to pick a side.
Hepimiz bu lanet şeyteyiz Ve herkes bana bir taraf seçmemi söylüyor.
Zachary's been with me for all four of my heart attacks.
Dört kalp krizim sırasında da benimle Zachary ilgilendi.
It attacked me, all right?
Bana saldırdı tamam mı?
I know you created me, so what the hell is the point of all of this?
Beni yarattığını biliyorum, yani tüm bunların amacı ne?
But it didn't weaken me at all.
- Ama beni hiç zayıf düşürmedi.
Hey, you get me started, I'll admit I'm suspicious that not all prize fights are on the up and up, that Warren Buffett and Bill Gates may not really like each other as much as they claim.
Sen sordun, söyleyeyim, sürekli yükselmekte olan ödül kavgalarındaki Warren Buffet ve Bill Gates'in aslında kendilerinin iddia ettikleri kadar birbirlerini sevdiğini söylemelerinden şüphe duyarım.
That's for all the times that Yorkist duchess tried to catch me in her trap for Richard's executioner.
Bu, beni Richard'ın cellatına teslim etmeye çalışan Yorklu düşesin uğraşları içindi.
All else will be arranged by me.
Geri kalanı ben hallederim.
Kinda remind me of him, all that Southern charm you oozing'.
Bu Güneyli tavırlarınla bana onu hatırlatıyorsun.
Remind me to shit in his hat when all this is over.
Hatırlat da tören bitince şunun şapkasına sıçayım.
Still mad at me after all these years, aren't you?
Bunca yıl sonra hâlâ kızgın mısın bana?
When them chil'ren burned up in that church, all that long time ago, the devil, he come home with me that day.
Uzun zaman önce o kilisede çocuklar yanarak öldüğünde şeytanı da yanımda buraya getirdim.
When did you plan to tell me all this?
Bunları bana ne zaman söylemeyi planlıyordun?
They know all that about me?
Benimle ilgili olanları biliyorlar mı?
And all that stuff about Max not spending time with me?
Ve Max'le ilgili olan her şey benimle zaman geçirmiyor mu?
Start making compromises, and you put us all - in the path to anarchy. - You set me up.
Ödün vermeye başlarsan, hepimizi anarşiye doğru götürürsün.
All right, so let me get this right.
Pekala, doğru mu anlıyorum?
Well, all right. Lemme just get me things.
Dur birkaç şeyimi alayım.