All there traduction Turc
41,371 traduction parallèle
All there is to it.
Tüm hepsi bu.
That's all there is to it.
Hepsi bu kadar.
- Perhaps that's all there is to it.
- Belki de bu kadardır.
Soon, Peter, we will be all there is.
Peter yakında sadece biz kalacağız.
And placed a powerful spell on the castle... and all who lived there.
Şatoya ve orada yaşayan herkese de güçlü bir büyü yapmış.
There's just one guy in town Who's got all of it down
Bu köyde birisi var Her şeyi yapan
There must be at least a few who are to blame for all the pain and suffering in the world. Right?
En azından tüm dünyadaki bu acı ve ızdıraba sebep olan birilerini, değil mi?
There are hundreds of boats and owners all over the islands.
Burada yüzlerce tekne var ve tüm adalarda iş yaparlar.
They all hang out there, easy.
Hepsi orada takılır, basit.
There is death all around me here.
Burada, etrafımda hep ölüm var.
All right. Now, at the end of the hallway, there's gonna be a packing room.
Şimdi adresinde koridorun sonu, olacağım paketleme odası.
All right, there, man.
Pekala, dostum.
Well there's people starving all over the world.
Dünyada açlıktan ölen bir sürü insan var.
What the heck is it doing all the way up there?
Orada her yere ne yapıyor peki?
- All get ready there.
- Hepsi orada hazır olsun!
- All get ready there!
- Hepsi orada hazır olsun!
If it's after school hours, you're just gonna lay there all night until 7 : 00 a.m., when I'll come and save your life.
Okul saatinden sonra ise, Sen bütün gece sabah 7'e kadar yatacaksın. Ne zaman gelecek ve hayatını kurtaracağım.
You have all the gold there
- Bütün altınlar orada.
- Oh, let me get you out of there. All right.
- Seni arabadan indireyim.
All my principal investors are gonna be there.
Tüm büyük yatırımcılarım orada olacak.
You know, all the time I was there, I just kept picking up things.
Orada geçirdiğim onca zaman boyunca, bir şeyler öğrenmeye devam ettim.
Never getting out there where all the excitement was.
Hiçbir zaman heyecanın olduğu yerde olmamak.
McQueen wait until you can handle it please there are no shortcuts okay, we'll just see about that all right, my star racer is on the simulator why!
Yinede yeterince ısındım Ve şimdi şu şeyi çalıştırmanı istiyorum Bay McQueen hazır olana kadar bekleyin lütfen! Bunun kısa yolu yok
I can start right there on fireball Beach where all the old greats used to race get your tires dirty that's how you're gonna get faster than storm yes exactly
Eskilerin yarışmış olduğu fireball Beach den başlarım herşeye Lastikleri paralamak mı Bu şekildemi Stormdan hızlı olacaksın
Watch out by the wall it's a all slick there.watch it! Watch it!
Dikkat orası biraz karışık Dikkat et dikkat et
Someone out there is purchasing large amounts of black market artifacts, and all we know is he's Japanese.
Dışarıda birileri var Büyük miktarlar satın alıyor Kara piyasa eserlerinin % Ve tek bildiğimiz o Japon.
No, there's money all right.
Hayır, parada sorun yok.
All I have do is swing by there tomorrow, pick it up, piece of cake.
Tek yapmam gereken yarın oraya gitmek, onları almak... pastayı kapmak.
We found the site, his picture's on there, all the information.
Bütün bilgileriyle birlikte fotoğrafını da bulduk.
On that roof, that widow's walk, that's where all the women waited for their men to sail home. Is there someone waiting for you?
Dulların yürüdüğü şu yerde, kadınlar bir an önce dönmesini istedikleri kocalarını beklerlermiş, senin de bekleyenin var mı?
And there power is all but limitless.
İçlerindeki sonsuz güçle birlikte.
If I did, my family would want me to consider the Wesley procedure, so don't just stand there and think it's all about you.
Eğer yapsaydım, ailem beni düşünmemi isterdi Wesley prosedürü, sadece orada durma Ve hepsinin seninle olduğunu düşün.
Spending all night talking to a woman who wasn't even there.
Bütün geceyi orada olmayan bir kadınla konuşarak geçiriyor.
All right, there you go, you got what you wanted, and he's dead.
Pekâlâ, işte istediğini aldın. Öldü.
Now, if the police had any brains, they'd realise there are three suspects, all brothers, Nathan Garrideb, Alex Garrideb and Howard Garrideb.
Eğer poliste akıl olsaydı, üç şüpheli olduğunu fark ederlerdi, hepsi kardeş Nathan Garrideb, Alex Garrideb ve Howard Garrideb.
When all else fails, there are two men sitting arguing in a scruffy flat like they've always been there, and they always will.
Geriye kalan hiçbir şey işe yaramadığında pejmürde bir dairede tartışan iki adam olacak. Sanki hep oradalarmış ve hep orada olacaklarmış gibi.
And then, all of a sudden, there's no place for Tim.
Sonra bir bakmışsın, Tim'e uygun yer yok.
It represents all the love there is in the world.
Dünyadaki tüm sevgiyi gösteriyor.
And if there isn't enough love for the two of us... then I wanna give you all of mine.
Ve eğer ikimize yetecek kadar sevgi yoksa... o zaman tüm sevgimi sana vermek istiyorum.
What I'm trying to say here is... sometimes that thing you're searching for your whole life... it's right there by your side all along.
Söylemeye çalıştığım şey bazen hayatın boyunca aradığın şey başından beri yanındadır.
What happens there in all?
Orada neler oldu?
Get all the execs there, even the ones on vacation.
Yöneticileri topla, izinde olanları bile.
Hey. What's all the hubbub about over there? Oh, shit.
- Bu gırgır şamata da neyin nesi?
You were there. You all were singing.
Ve hepiniz şarkı söylüyordunuz.
That's all out there waiting for you.
Bunlar dışarı bir yerde seni bekliyor olacak zaten.
But there's another set of prints all over the apartment.
Ama dairenin her yerinde başka bir parmak izi var.
All right, we'll be out there first thing tomorrow morning.
Tamam, yarın sabah ilk iş oradayız.
There's a body, all right.
Öyle bir ceset var ki hem de.
It's just watching you out there, it was like the world wasn't all darkness anymore.
Sadece seni orada öyle seyrederken dünya sanki artık karanlıktan ibaretmiş gibi gelmedi.
All right, guys, in the event you do something really silly and fall out the cage, there's a couple of things you gotta remember.
Pekala çocuklar, gerçekten aptalca bir şeyler yaparsanız Ve kafeste düşer, Hatırlaman gereken birkaç şey var.
If there is one thing that we can all agree on, it's that my brother has never given us a reason to doubt him.
Hepimizin aynı fikirde olabileceği bir konu varsa o da şu : Bugüne dek abim bize hiç hayal kırıklığı yaşatmadı.
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48