Also true traduction Turc
474 traduction parallèle
That's also true, except to return to occupied France.
Bu da doğru, işgal altındaki Fransa'ya dönmesi dışında.
And it's also true that I'm with you now.
Ve ayrıca tekrar sizinle birlikte olmak istediğim de doğru.
It's also true you worked in a brewery.
Bira fabrikasında çalıştığın da doğru.
It is also true that should you beg... he will hang me anyway.
Doğrusu, yalvarmalısın da... Nasıl olsa beni her halükarda haklayacak.
It is also true that no woman is a mystery to her husband's valet.
Ayrıca şu da bir gerçek ki, hiçbir kadın, kocasının uşağına sır değildir.
Right! That's also true.
Evet, doğru söylüyorsun.
It is also true I give out many bracelets.
Bir sürü bilezik saçtığım da doğru.
In human life, it's also true
İnsan hayatında da bu geçerlidir.
It is also true they never knew what was killing them.
Onları neyin mahvettiğini de bilmiyorlardı.
But it is also true that it's a long way to the canyon.
Kanyona kadar yolun uzun olduğu da doğru.
Something else I heard about him is also true.
Onun hakkında duyduğum başka bir şey de doğru.
Of course this is due to not studying and laziness. But this is also true :
Ama şu da bir gerçek :
To a lesser degree, this is also true of years with 13 new moons.
Bir anlamda, bu durum, 13 yeniaylı yılların da bir gerçeğidir.
It's also true... that I'm fond of you, that you're my boss, and that I don't want to confuse things, for your sake.
Sizden hoşlandığım, benim patronum olmanız ve işleri iyiliğiniz için karıştırmamak istediğim de ayrıca doğru.
Unfortunately, it's also true.
Maalesef, bunların hepsi doğru.
It's also true he owes Jimmy here eight grand.
Aynı zamanda Jimmy'ye 8 binlik de borcu var.
Also true, Waziri. In the government, we know all orders.
- O da doğru Vezir.
- Also true!
- O da doğru!
Is it also true that you fingerprinted your daughter when she went to college?
İkisi de üniformalıydı.
Yes, sir, I did. Is it also true that you fingerprinted her when she returned?
Ateş edildiği sırada... bir kargaşa oldu.
Well maybe that's true, but it is also true that one day this industry will turn.
Belki bu doğru. Ama şu da doğru ki, bir gün bu endüstri düzelecek.
Yes... also true that you're expecting my child
Evet. Ayrıca benden bir çocuk bekliyorsun.
Wouldn't it also be true to say that the only reason that you seek the election... is to revenge yourself upon the whites whom you now think despise you?
Seçimlere katılmanızın nedenin sizi hor gören beyazlardan intikam almak için olduğunu söylemek de doğru olmaz mıydı?
- True, but he is also one other thing.
- Doğru ama, unutmamamız gereken bir şey daha var.
I allowed you to believe that to be true so that Henoch would read your thoughts and believe it also. Sargon.
Gerçek olduğuna inanmanıza izin verdim, böylece Henoch düşüncelerinizi okuyup buna inanacaktı.
I know everything that goes on in this holy place... and I also know that you persist in denying... the true doctrine of Grace.
Bu kutsal mekanda neler döndüğünü biliyorum. Ayrıca, gerçek "Lütuf Öğretisi" ni inkar etmeyi sürdürdüğünüzü de biliyorum.
Watch closely. lt is true that she is deadly as a poisonous serpent, but she is also a beautiful woman and you have held her in your arms, Captain.
Dikkatli seyret. Onun zehirli bir yılan kadar tehlikeli olduğu doğru, ama aynı zamanda güzel bir kadın onu sen de kollarına aldın, Kaptan.
Okello, is it true that you also received mone y from Ursua?
Okello, Ursua'dan para alanlardan biri olduğun doğru mu?
This is true of his St. Sebastian in Stockholm and also of the one in the Louvre.
Onun Aziz Sebastianın ın bir adet Stockholm de ve bir adet de Louvre da olduğu doğrudur.
You managed to make me believe I could also be happy, but unfortunately it's not true.
Beni mutlu olabileceğime bile inandırmayı başarmıştın ama ne yazık ki bu doğru değil.
It's true also that the spare tire they carried was badly in need of some air.
Diğer bir gerçek de bulundurdukları yedek lastiğin havaya ihtiyacı olduğuydu.
But a true wind, marked also for its warmth.
llık bir rüzgar.
That's true for you, also.
Bu, senin için de geçerli.
But it's also death when it escapes, a true symbol of life and death.
Kaçsan bile ölüm peşindedir, o yaşamın ve ölümün gerçek bir sembolüdür.
I have certain dreams and now I also got the money... as well as the age to make them come true.
Bazı hayallerim var yaşım da müsait e artık param da olduğuna göre...
Yes, I've also heard that people from Yi Hua Palace has killed his father, is this true?
Evet! Ayrıca Yi hua Sarayında kişilerin babasını öldürdüğünü duydum! Doğru mu?
True, but I also lived with Ida in this joint.
Bu doğru ama aynı zamanda yan tarafta Ida ile birlikte yaşadım.
Tell me true, not only did that gorgeous-looking girl go out with you, she also drove?
Bana doğruyu söyle bu muhteşem hatunla sadece çıkmadın, değil mi, seni kullanmasına izin verdin, değil mi?
It's true, life goes by in a flash and it's also a mould.
Doğru, hayat çok hızlı geçiyor ve aynı zamanda, hep aynı sade.
But it is, nevertheless, also certainly true.
Ancak yine de kesinlikle doğru.
I also heard your wife left you. is that true?
Karın evi terk etmiş diyorlar.
Is it true you also have only a limited existence?
Sınırlı bir varoluşa sahip olduğunuz da doğru mu?
If that's true, then you also have Viktor's money and all you need is half a hundred dollar bill then you and me are in business.
- O zaman Viktor'un parası da sizde. Bizim anlaşmamız için sizin sadece yarım bir 100 dolara ihtiyacınız var.
It will also include members of the public with the aim of reflecting true public opinion.
Ayrıca komitede, halkın gerçek görüşünü yansıtan halk temsilcileri de olacaktır.
True Islam also preaches equality and justice.
Gerçek İslam ayrıca eşitlik ve adalete çağrı yapar.
I also have a complete selection of your old favourites those tried and true products we've all come to depend on year in and year out.
Hepimizin güvendiği ve yıllardır kendini kanıtlamış ürünler.
And also it did with what the true ones blamed if they were distracting a little.
Ayrıca gerçek suçluların biraz rahatlamasına sebep olacaktı.
And it looks that his problem also was it resolved, it is not true?
Küçük probleminiz de çözüldü mü, Madam?
" if true, also implies a previous time
"Eğer doğruysa, daha önce öğrendiğimiz..."
It's perfectly true that there were areas of the world, in particular, Eastern Europe, where Stalinist imperialism... very brutally took control and still maintains control. But there are also very vast areas of the world where we were doing the same thing. And there's quite an interplay in the Cold War.
Burada öncelikle bir şekilde genel gündemi belirleyen ve ötekilerden ulusal ve uluslararası ilişkilere dikkat etme açısından daha üstün olan ulusal medyadan bahsediyoruz.
What Pearl Harbor also did was bring Ed Leland's uniform and true identity out of the closet :
Pearl Harbor'ın yaptığı şeylerden biri de Ed Leland'ın üniformasını ve gerçek kimliğini dolaptan çıkarmak olmuştu.
true 2501
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true that 75